“İntikamlar”, sade olandaki güzelliği ve derin anlamı okura sunmakta

Temmuz 12, 2017

“İntikamlar”, sade olandaki güzelliği ve derin anlamı okura sunmakta

Philippe Djian’ın “İntikamlar” adlı romanı,  Hakan Tansel çevirisiyle Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlandı.

Tanıtım bülteninden

Marc bir sabah metroda alkol komasının eşiğinde olan bir kıza rastlar; kızı alıp evine götürür. Kız birkaç saat sonra ortadan kaybolur. Kimdir bu esrarengiz kız? Evdeki her şeyi neden kırıp dökmüştür? Marc niçin onu yeniden görme ihtiyacı hissetmiştir? İntikamlar hiçbir şeyi kadere borçlu olmadığımızı ortaya seren, beklenmedik çarpışmalarla yol alan müthiş bir anlatı…

Fransa’nın “rock” yazarı Djian’ın asıl dehası, tek bir cümleyle metnine kazandırdığı, bisiklet sürmeyi bilmeyen birinin hissettiği itkiye benzer hızdan ileri gelir: durursan düşersin. Ama Djian okurken durulmaz, rüzgârın tokadıyla sürüklenilir belki ama geri dönüp bakılmaz. Soluklanacak zaman kalmaz. Elbette kendine mahsus anlatı yollarına başvurur. Boşlukları, okurun hayal gücü tamamlar. Djian’ın sanatı her cümlesinde açığa çıkar, bunlar o kadar duru ve okuması öyle kolay cümlelerdir ki, gizledikleri gayret asla göze çarpmaz. İntikamlar sade olandaki güzelliği ve derin anlamları okurun bakışına sunmakta, hep olduğu gibi yetenek ve zekânın ince işçiliğine yaslanarak…

İlk 16 sayfa için>>>

Philippe Djian

1949’da Biarritz’de doğdu. Yapıtlarında kendi yaşantısına yaptığı dolaysız göndermeler otobiyografik roman yazarı olarak tanınmasını sağladı. Djian’ın romanlarındaki kişilerin, dekor ve stilin Amerikan “sefiller”inin (Bukowski, Carver) anlatı ve filmlerine incelikli bir biçimde öykündüğü söylenebilir. Fransa’da özellikle genç okur kitlesi arasında büyük yankılar uyandıran Crocodiles (1989) sert derisinin altında duyarlı bir doğa taşıyan timsah simgesi temelinde insan portreleri sunar. Djian’ın bakış açısındaki modernlik, her zaman genç okur kitlesinin dikkatini çekmiştir. Betty Blue’nun genel havasına egemen olan kararsızlık ve düş kırıklığı Djian’ın bütün yapıtlarına damgasını vurmuştur. Düş kırıklığı, aşk ve sevgilinin (Betty Blue, 1985), dostluğun (Maudit Manège, 1986), bir yeteneğin (Échine, 1988) yitirilmesinden kaynaklanır. Yılda bir gece, dikenleri arasından yumuşak ve pastel renkli çiçek veren kaktüs gibi kin ve kan ortasında bir aşk öyküsünü dile getiren Bleu comme l’enfer’in (1983) kahramanları da bu nitelendirmeye tümüyle uyar. Düş kırıklığı, aynen çok arzulanan bir kadının umulmadık bir biçimde ve kolayca teslim olması gibi yaşamdan beklenilen şeyin doğru zamanda ve doğru yerde elde edilememesinden de kaynaklanabilir: Sotos (1993), yaşama ilişkin derslerle doludur. Babası olmayan on sekiz yaşında bir delikanlı, çocuğu olmayan kırk yaşlarında bir adam ve yalnız yaşayan bir ihtiyar, yazgılarının kendilerini buluşturduğu yerde, soto’ların, ağaçların gövdesiyle kabukları arasında yaşayan küçük şeytanların tanıklığında tutku ve itkileriyle hesaplaşırlar. “Yaşama girmek, arenaya girmek gibidir.” Kişi, bu arenadan kendisiyle barışık ve kendine karşı silahlanmış olarak çıktığında bile, aynen gladyatör gibi ardında her zaman bir şeyler bırakacaktır. Böylece, Djian yitik bir kuşağın acılarının, romantik sözcüsü durumuna gelmiştir.

Djian’ın romanlarında yer verdiği ve argo kullanımların ağır bastığı konuşma dili, tümcelerindeki canlılık, yapıtlarından yansıyan ve pek az tanık olunan kendine özgü bilgelik ve aşırılık, bildik kalıpları aşan, düzeyler arasındaki geçişlerle modern, hatta postmodern anlayışın izlerini taşıyan özgür bir modelin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Gizemli başlıklar, izlekler (dostluk, cinsellik, şiddet, arabalar, alkol) ve anlatı tekniği (birinci kişi ağzından sürdürülen çizgisel anlatım ve teklifsiz dilin öğelerinin kullanılması) nedeniyle Djian’ın yapıtlarına polisiye tür içinde de yer verilmektedir. Bleu comme l’enfer ve Betty Blue’da (Aynı adla Jean-Jacques Beineix tarafından sinemaya da uyarlanan filmin başrollerinde Jean-Hugues Anglade ve Béatrice Dalle oynadı) dilsel düzeye de yansıdığı gibi, mavi, Djian’ın yoğun simgesel işlevler yüklediği ayrıcalıklı renktir.

YAPITLARI: Bleu comme l’enfer (1983); Cinquante contre un (1983); Zone érogène (1984) [Erojen Bölge, Çev. Yaşar Avunç, Ayrıntı Yay., 2002]; 37,2o Le matin (1985); Maudit manège (1986) [Eşiktekiler, Çev. Yaşar Avunç, Ayrıntı Yay., 2001]; Échine (1988) [Betty Blue, Çev. Ayşen Ekmekçi, Ayrıntı Yay., 3. Baskı, 2013]; Crocodiles (1989); Sotos (1993); Frictions (2003) [Sürtüşmeler, Çev. Aylin Yengin, Can Yay., 2005]; Impuretés (2005); Doggy Bag, Saison 1 (2005); Impardonables (2009); Incidences (2010); “Oh…” (2012).

edebiyathaber.net (12 Temmuz 2017)

Yorum yapın