Hrabal’ın otobiyografik başyapıtı: Gürültülü Yalnızlık | Serkan Parlak

Haziran 26, 2023

Hrabal’ın otobiyografik başyapıtı: Gürültülü Yalnızlık | Serkan Parlak

1968 Prag Baharı sonrası kitapları yasaklanan Bohumil Hrabal (1914-1997) Gürültülü Yalnızlık’ı 1976’da yazdı, kitap samizdat (yeraltı) basımlarla yayımlandı. Yapıtları yirmi yedi dile çevrilen, eserlerinde trajikle komiği harmanlayan Hrabal; Jaroslav Hasek, Karel Capek ve Milan Kundera ile birlikte yirminci yüzyılın en önemli Çek yazarlarından biri kabul ediliyor. Gürültülü Yalnızlık ülkemizde, Elif Gökteke’nin nitelikli çevirisi ve Notos Kitap etiketiyle okurla buluştu.

Gürültülü Yalnızlık romanının birinci tekil kişi-kahraman anlatıcısı Hanta, uzun yıllardır bir atık kâğıt deposunun mahzeninde, yasaklı ıskarta kitapları presleyip imha etmekle görevli bir işçidir. “Otuz beş yıldır atık kâğıt işinde çalışıyorum, bütün love story’m bu benim. Otuz beş yıldır kitapları ve atık kâğıtları presliyorum, otuz beş yıldır, ağır ağır harflerin kirine pasına bulanıyorum, öyle ki ansiklopedilere benziyorum artık – bunca zamandır üç tonu bulmuştur preslediğim ansiklopediler.” İşe II. Dünya Savaşı öncesinde başlamıştır. Reel sosyalist dönemde işini sürdürür. Kitaplara saygısı büyüktür, makineleri sever.  Preslediği balyaların içine kendince önemli olan bazı kitapları ekler. Balyaların çevresini kopya resimlerle süsler, sonra da imha eder. Çalışma koşulları berbattır, hurda kâğıtlarla dolu mahzende sinek ve fareler vardır. Genellikle dışarı çıkmaz, çalışırken bira içer. Bir seferinde Prusya Kraliyet Kütüphanesinin deri ciltli, yaldızlı, maroken kaplı değerli kitapları mahzene boşaltılınca dayanamayıp dışarı çıkar, ağzına kadar kitap dolu ambarları bulur, kitapların saklanmasını sağlar ancak biri gizli yeri ihbar eder. Kitaplar sağanak yağmurlarda, açık vagonlarda bekletilir. Hanta, gözyaşlarını tutamaz. Yıllarca kütüphanelerin, şatoların, malikânelerin paha biçilemez kitap koleksiyonları derken imha etmenin güzelliğini kavrar, artık soğukkanlıdır. İnsan hem üretir hem yok eder. Ne gökler insancıldır ne de aklı başında bir insan. Bu arada annesi ölür, krematoryum çıkışı annesinden geri kalanlar madeni kutuya koyulurken aklında Sandburg’un dizeleri vardır: “İnsandan geriye bir kutu kibrit yapmaya yetecek kadar fosfor ve bir idamlığın çivisini dövecek kadar demir kalır sadece.” Evinin her tarafı kitapla doludur, uykuya daldığında tavanlık biçimindeki raflara dizdiği kitapların kayıp üzerine devrileceği korkusu karabasan gibi rüyalarına çöker.     

Hrabal’ın romanlarında bireysel ahlak ve vicdan meselesi her daim ön planda. Topluma uymayan, toplum dışında kalmış, hayatın cömert davranmadığı kahramanları anlatıyor yazar. Okur olarak trajikle komiğin birlikteliğinden dünyanın saçmalığına, bireyin olan bitene karamsar bakışına doğru yol alıyoruz. “Hrabal’ın varoluşçu felsefesini yansıtan ‘Gürültülü Yalnızlık’ çok sayıda metafor ve gönderme barındıran, bireyin yalnızlığını, aklın iğdiş edilmesini, çağın değişiminin verdiği dehşeti ortaya koyan etkileyici bir roman,” diyor Ömer Türkeş Hürriyet Kitap Sanat’ta yayımlanan nitelikli tanıtım yazısında. Gürültülü Yalnızlık’ta zihni kelimeler ve düşüncelerin akışıyla uğultulu, bedeni yalnız bilge ve berduş bir adamın, bir anti-kahramanın kitaplarla, geçmişle, halesini yitirmiş dünyayla trajik ama bir o kadar da komik hikâyesini okuyoruz.  Romanın merkez karakteri Hanta da aynı şekilde toplum dışına düşmüş, hayalci bir anti-kahraman. Sokrates, Lao Tzu, Kant, Nietzsche, Sartre ve Camus gibi birçok filozofun yapıtlarından hareketle geliştirdiği kendine özgü bireysel ahlak ve vicdan anlayışı var. Zihni durmaksızın düşünceler üreten yaşlı Hanta’nın yer yer komik yer yer de kederli hayalleri, düşünceleri, hatıraları gerçeklerle içe içe geçiyor. Kahramanın kaotik zihninden geçen dolambaçlı iç konuşmalar uzadıkça uzuyor ve hikâyeler kısa, yoğun, özlü cümleler ve işlevsel ayrıntılarla birbirine akıcı biçimde bağlanıyor.

“Tarihin ve toplumun uzak uçları birbirine kavuşuyor Hanta’nın dolambaçlı monologlarında. Yaşayarak okunmuş ve okuyarak yaşanmış bir ömrün bilgelik ve mizah dolu anlatısı Gürültülü Yalnızlık.”

edebiyathaber.net (26 Haziran 2023)

Yorum yapın