Gwendoline Riley’nin aşk ilişkilerinde yaşanan güçlük ve çözümsüzlükler, iki yetişkin insanın çift olabilmesi gibi konulara okuyucuyu duyarlı kılan İlk Aşk adlı romanı Geoffrey Faber Memorial ödülünü 2017’de kazandı. Begüm Kovulmaz çevirisiyle İş Bankası yayınlarınca Şubat 2025’te basıldı.
1. Riley (1979) Manchester Metropolitan Üniversitesi’nden mezun. Gerçek hayatta Kuzey İngiltere’de büyükanne ve babası tarafından büyütülür. Ana babasının ayrılığından sonra bu dönemi korkunç olarak tanımlar. Büyüme çağında kendini tedavi etmek için hikayeler uydurduğunu söyler.
Yazarın yarattığı karakterler ikna edici ve bu konuda başarılı. İlk Aşk adlı romanın baş kahramanın yaşadıklarıyla, yazarın hayatı benzerlikler taşıdığı için otobiyografik öğeler taşıyor denebilir. Ancak kimi eleştirmenler, son romanıyla (My Phantom) konu benzerliğinden, temayı sıradan ve tekrar edici bulmuşlar, bense böyle bir yargı taşımadan okudum.
Karakterler NEVE VE EDWYN. Neve aile evinden ayrıldıktan sonra Manchester ve Liverpool gibi taşra kentlerinde Kuzey İngiltere’de yaşar. Yalnız, kırılgan, zorlukla idare edilen, çaresizlik dolu 10 yılı Manchester’da geçirir. İşsizlik yardımıyla geçinen kimi zaman öğretmenlik yapan bir yazardır. Edwyn ise Isleworth’te (Londra’nın batısında) tek çocuk olarak büyür ve sınıfsal farkını her zaman Neve’ ye hissettirir. İyi eğitimli, yalnız yaşayan Neve’nin annesi zayıf bir karakter, babası ise değişken ruh haline sahip, öfkelidir. Erken yaşta ana-baba ayrılığı yaşayan Neve, kardeşiyle her hafta sonu 15 yıl boyunca babasına ziyarete gider. Gergin bir atmosferde, arada kalarak büyüyen genç kadının hikayesi yalnız Neve tarafından aktarılır. Babasının ölümünün ardından Neve evlenir İskoçya’ya Edwyn’in yanına taşınır. Kitabın konu ilerleyişi zamanda doğrusal değil geriye atlamalıdır ve her bölüm bir roman karakteriyle ilgilidir. İlk bölüm Edwyn, 2. Kız arkadaş Bridget, babası, Manchester’daki ev arkadaşı Margret, eski sevgili müzisyen Michael, annesi, Edwyn, annneannesi büyük ailesi……
Bir aşk hikayesi gibi görünen ancak pek de öyle olmayan, iki insan arasındaki kararsız, belirsiz, güvensiz ilişkinin anlatıldığı bu roman bana Sally Rooney’nin Normal insanlar adlı romanını hatırlattı.
Riley ve Rooney arasında benzerlikler mevcut. Gwendoline Rıley 1979 Londra doğumlu Sally Rooney ise 1991 Dublin doğumlu, kuzeyli. Her iki yazar da romanlarında günümüz kentli, eğitimli genç insanların aile-arkadaş- toplumla ilişkilenme biçimlerini, büyüme-birey olma ve özgürleşme mücadelelerini son derece akıcı diyaloglarla ve sade bir dille okuyucuya aktarıyor.
Entelektüel açıdan gelişmiş, hayatın zorlayıcı yönleriyle kimi zaman akranlarıyla kimi zaman yalnız baş eden karakterler ve onların sıradan aileleri, belirleyici olan kültürel kimlikleri, dönemin politik etkileri (Neve’nin annesinin Thatcher hayranı olması gibi), ev içinde cinsiyetçi kalıplarla yetişen çocuklar ve varoluşları romanın kapsamını oluşturuyor.
Kitabın pek çok bölümünde anlatılan Edwyn’nin marazi, öfkeli hali ve suçlamalarına rağmen iki karakterin duygusal dengesizlikleri, ikisini bir arada tutar. Edwyn’in narsistik, kendilik değeri güçlü ve ötekini küçümseyen ve ihmal eden yapısı Neve’ye yönelmeyi başaramaz. Neve uzun süredir yalnız yaşadığı evinden Manchester’dan Edwyn’e taşındığında kendi alanında hissetmez çünkü Edwyn onu işgalci gibi hissettirir, ortak huzur dolu bir habitat geliştiremezler. Neve’inin aile evinde hissettikleri, sonra uzun yıllar yalnız yaşamasının dayanılmazlığı Edwyn’nin vesayeti altında yaşamak, onun için kabul edebileceği bir durum haline gelir. Newe duygusal açıdan zayıf, partneri ise kendini sürekli dayatan, karşıdakinin kişiliğine tahammülsüz ve psikolojik şiddet gösteren bir karakterdir.
Burada kadın erkek ilişkilerini erken dönemde sorgulayan ve tartışan Ingeborg Bachman’ın çağına başkaldıran şu düşüncelerini anmadan geçemeyeceğim. Günlük yaşamda, aşk, olgu olarak kurulu düzene terstir. “KAYNAĞI İKİ İNSAN ARASINDAKİ İLİŞKİDE YATAN” faşizmlere boyun eğilinmesiyle noktalanır. 21 yaşında Paul Celan’la yaşadıkları hayat boyu onu etkilemiş. 1957’de yazdığı Radyo oyunlarında,1971 Malina’da seçtiği konular, modern kent yaşamı ve insan ilişkilerine bakışıyla hâlâ zamansız ve okuyucuları düşündürüyor.
Acaba Neve ve Edwyn çiftinin, bireysel arzularını ve özgürlüklerini korumak isterken bağları sürecek mi? Bu ilişkide hangisinin kendilik değeri daha çok beslenecek? Kadın erkek ilişkilerindeki güç dengesizlikleri, içsel çatışmalar, aşk mefhumunun ne olduğunu değil ne olmadığını okuyuculara sorgulatacak bir kısa roman.