Ertelemenin psikolojisi | Burak Soyer

Eylül 25, 2023

Ertelemenin psikolojisi | Burak Soyer

Edebiyat, psikoloji, yaratıcılık, estetik teori konusunda yayımladığı kitaplar ve düzenlediği atölyelerle tanınan Nihan Kaya’nın kaleme aldığı “Erteleme”, niyetine girdiğimiz bir işi herhangi bir nedenle yapamamamızın ardında yatan sebepleri enine boyuna inceleyen bir kitap.

Diyete pazartesi başlanır. Spora, garanti bir ertesi gün gidilir. Resim kursu atölyesinin kayıt süresinin dolmasına daha vakit olduğu için orası bekleyebilir. Kuzey Ege’ye yerleşen yakın dostlarımıza yapacağımız hafta sonu kaçamağını biraz daha erteleyebiliriz. Uzun zamandır aklımızda dönüp duran ancak bir türlü yazmaya oturamadığımız öykü, pişmesi için azıcık daha olduğu yerde yatmaya devam edebilir. Salondaki kitaplığın arasındaki boşluğu doldurmak için seçeceğimiz tablonun şu an için acelesi yok. O yüzden biz kaldığımız yerden rutin hayatımıza devam edebiliriz! Peki ama neden? Hayatımızı ufak da olsa değiştirebilme ihtimali olan, bize kendimizi daha iyi hissettirebilecek eylemleri neden erteleriz? Estetik teori, edebiyat, psikoloji üzerine yazdığı kitaplar ve aynı konular üzerine yürüttüğü atölyelerle tanıdığımız Nihan Kaya’nın yazdığı, Eksik Parça Yayınları’ndan çıkan “Erteleme” kitabı, tüm bu saydıklarımdan çok daha fazlasını ve genel olarak herhangi bir şeyi neden ve nasıl ertelediğimizin psikolojik arka planına bakarak ele alıyor.

Üç bölüme ayrılan “Erteleme”nin ilk bölümünde Nihan Kaya, ertelemenin nedenlerine odaklanıyor. “İç anne-baba” ve “iç çocuk”tan yola çıkarak ertelemenin, ertelenen şeye verilen önemin değersizliğinin aksine, ona atfettiğimiz önemin büyüklüğünden kaynaklandığına değinen yazar, bu durumun içimizdeki çocuğun korkusu olduğunu belirtiyor. Yine bu bölümde özetle, “O çocuğun, “yapılacak işin sonucunun içimizdeki anne-babayı yeterince memnun etmemesinden korktuğu için işe başlamayı ve onu yapmayı ertelediği” ifade edilirken ertelemenin tembellikle bir ilgisinin bulunmadığı, bunun iç anne-babanın otoriter yapısının iç çocuğa tembellik ettiğini düşündürdüğü için yine aynı “ebeveynlerle” içimizdeki “ufaklığı” yola getirmemiz gerektiğine inandığımızın altı çiziliyor.

İç sesinizi değiştirin!

Kitabın ikinci bölümü ertelemenin nasıl çözülebileceğine ayrılmış. Buradaki kilit noktanın “iç sesimizi değiştirmek” olduğunu söyleyen Nihan Kaya, kendimizle ilgili değiştirmek istediğimiz şeylerin, iç sesimizi değiştirmekle aynı kapıya çıktığını ve bunun sağlıklı bir zemine oturması için aralıksız konuşan iç sesin esas olarak ne söylemek istediğini anlamamız gerektiğine dikkat çekiyor. Yazar, bu ifadesinin işe yaraması için kristalizasyon yöntemini örnekleyip bundan nasıl faydalanabileceğimizi öğütlüyor. Kaya’nın kitabında sıkça andığı David D. Burns’ün “İyi Hissetmek” kitabından referansla kendi kitabına aldığı kristalizasyon, iç sesimizi acıdan kaçırmak yerine hazza doğru ilerlemeyi salık veriyor. Erteleme konusunda başı çeken yataktan çıkma meselesiyle kristalizasyonu örnekleyen yazar, bizi heyecanlandırarak harekete geçirecek olan şeyi en bizim bildiğimizi belirterek konuyu şu açıklamayla açığa kavuşturuyor: “Vaktini yine boşa harcıyorsun! Kalkmalı ve hemen işe koyulmalısın! Bu yaptığın tembellik!” demek yerine kendimizle “Sıcak bir çay… Mis kokulu kahve… Dün aldığım o güzel yiyecek dolapta. Taze ahududuları yıkasam ne güzel olur şimdi. Evden fırına yürüyüp canımın istediğini alabilirim. Her yer açıldı. Çok güzel bir bahar günü var dışarıda. Perdeyi açsam ben de görebilirim bu havayı. İstediğim gibi faydalanabilirim.” gibi düşüncelerle konuşmak da mümkün, uyanmakla ilgili neyin bizi olumlu anlamda motive edeceğini bularak.” Kitabı, birçok uzmanla beraber kendi görüşünü de birleştirerek tamamlayan Nihan Kaya, meselenin çocuklukta başladığını, buradan bizimle beraber büyüdüğüne pusulasını çeviriyor ve kendimize sarsılması güç bir güven üssü oluşturmamız gerektiğine değiniyor.

Bir eylem biçimi olarak “erteleme”, günümüzün depresif modern insanın bir sorunuymuş gibi görünüyor ancak Nihan Kaya’nın kitabında gördüğümüz üzere, erteleme çocukluktan başlıyor ve çeşitli sebeplerle metastaz yapıyor. Bu durumun sadece depresyonla ya da kaygıyla açıklanamayacağı da “Erteleme” kitabında enine boyuna açıklanıyor. Tüm bunlar yüzündendir ki; ertelemeye bahane aramanın lüzumu yok zira iş bizde bitiyor…

edebiyathaber.net (25 Eylül 2023)

Yorum yapın