“Çok Yaşasın  Nitelikli Edebi Sözcükler” | Adnan Gerger

Temmuz 1, 2025

“Çok Yaşasın  Nitelikli Edebi Sözcükler” | Adnan Gerger

Deneme kitaplarını, sadece edebiyatsever okurların değil asıl yazmayı yaşam biçimine dönüştürmüş ya da dönüştürmeye hevesli olan ve okumayı kendine şiar eden her yazanın her yazarın her şiir karalayanın ve her şairin zorunlu olarak okuması gerektiği bir kitap olarak nitelendirebilirim.

Hang Kang’la ilgili bir şeyler karalamak için yıllar önce okuduğum Alberto Manguel’in ([i]) “Okumalar Okuması” adlı kitabıyla Onur Çalı’nın Dünlükler’ini ([ii])  yeniden okuma ihtiyacı hissettim. İyi ki hissettim. Kitapları okumayı bitirdikten sonra edebiyatın o vahşi çağrısıyla bu yazıyı yazıyorum.

Bir “Deneme Kitabı” hakkında yazı yazmak en az “Deneme” yazmak kadar zor olduğunu bu yazıyı yazarken fark ettim. Fark ettiğim başka bir şey de ülkemizde özellikle son yıllarda “Deneme” kitaplarının azlığı… Az okunduğundan mıdır, korkutucu gibi görünmesinden midir nedir? Bilmiyorum ama doğrusunu isterseniz ben de uzak duruyordum.

Ta ki bu kitapları elime kadar… Öylesine keyif aldım ki.

Onur Çalı bir yazın emekçisi olduğunu öylesine güçlü hissettiriyor ki… “Deneme” yazınında deneyimli ve bir “Ödüllü yazar” olduğu için deneme kitaplarının tümünde sözlerinin kavranabilmesi için okurun ufkunu titizlikle açıyor. Kitaplarında her şeyden önce edebiyatı, yakın geçmiş edebiyat tarihi konusunda anekdotlar vermesi hem okura hem de kitabın algılanması konusunda bir deniz feneri görevini üstleniyor. Örneğin,  az önce  “Ödüllü yazar” dedim ya, ödülle ilgili edebiyatta yapılan tartışmaları içeren ve günümüzde ödüllerin nasıl verildiğini dair nefis denemeler de var. Ben kısacık bir alıntı yapayım.  

“Okur, son birkaç yıldır öykü ödüllerine göz ucuyla bile baksa bundan etkilenecektir. Haklıdır da. Çünkü ödüllerin hep aynı yayınevlerinden (sayıları taş çatlasa beştir bunların) çıkan kitaplara verildiğini görecektir. Sürekli önüne çıkan reklamlarla birlikte düşünüldüğünde de şu sonuca varması kaçınılmazdır: Demek, ben iyi bir öykü okuru olmak istiyorsam ya da iyi öykü kitapları okumak istiyorsam bu beş yayınevinin yayımladığı kitapları okumalıyım. Demek ki bu ülkedeki en iyi öykü kitapları, badece bu beş yayınevinden çıkıyor.

….

Fakat edebiyat ödülü söz konusu olduğunda işler çetrefilleşir. Çünkü ister istemez ve aslında doğal olarak, metinlerin değerlendirilme sürecinde jürinin öznel ölçütleri girer devreye. Yalnızca bu da değil. Uluorta ilan edilmez ama başka kıstaslar da girer devreye. Metinden bağımsız, metinle alakası olmayan kıstaslardır bunlar; ödüle aday olmuş yazarların siyasi görüşleri, yaşamları, yayınevleri, o yayınevlerinin reklam ilişkileri, başka tanıklıklar, jüri üyelerinin birilerine ödemesi gereken borçlar, vicdan borçları…” ([iii])

Yukarıdaki alıntıda edebiyat alanında verilen ödüllerin nasıl verildiğini apaçık şekilde gözler önüne hiç çekinmeden seriyor. Bu bölümde nice nice edebi yapıta mührünü vurmuş yazarların ve şairlerin ödüllerle ilgili yaşantıları ve görüşlerinin yer alması kimseye söylenecek söz bırakmıyor. ([iv]) Şimdi burada dikkatli bir okur, yukarıda Onur Çalı’nın ödül aldığını övmüş gibi olmamla yukarıdaki alıntım açısından bir yanılgıya düştüğümü görmüş olabilir. Ancak çok sayıda gazetecilik ve edebiyat ödülleri almış bir yazar olarak ben bu çelişkiyi bilinçli olarak kullandım. Buradaki amacım ödüle karşı çıkmak değil, ya kendi yayınevinin adını duyurmak ya da bazı yazarları parlatmak için önüne gelenin ödül dağıtmasına, okuru kandırmaya yönelik ödül verme sistemine dikkat çekmek. Yoksa Onur Çalı’nın “Gemilerle Seyahat Eden Sözcükler” ([v]) adlı kitabına verilen ” Vedat Günyol Deneme Ödülü”ne kim ne diyebilir? Beş ayrı kitlesel kurumun ortaklaşa organize ettiği ödül gerekçesi olarak “Kitaptaki yazıların toplumunun ekinsel birikimine yorumlar getirmeyi, deneme türünün gereksindiği,  dingin, soğukkanlı bir söylemin yanı sıra, Türkçesinin akıcı kıvraklığıyla başarması” diye açıklanması bile hakkedildiği gibi verildiğini gösteriyor. İşin İlginç yanı Onur Çalı, aynı ödülü daha önce 2020 yılında “Vedat Günyol Genç Deneme Yazarı Ödülü”nü, aynı adla kitaplaştırılan “Sonra Hayat” ([vi]) dosyasıyla almış. Yani bu ödül bir anlamda edebiyat için uzun yıllar dökülen bir alın terinin karşılığı… Dünlükler ve Kırkikindi([vii]) adlı deneme kitapları da Onur Çalı’nın bu denemeci uğraşısında nadide bir parça gibi duruyor… Kolay değil, on sekiz yıldır çıkardığı ve yönettiği internet edebiyat dergisi Parşömen’in yanı sıra çok sayıda inceleme yazısı, öykü, röportaj, çeviri, deneme yayımlanması kitaplar yazması bu  birikimli ‘Deneme’ciliğinin alt yapısını oluşturuyor, elbette.

Çalı’nın kitaplarında deneme yazılarına bahse konusu olan yazarlar, Salâh Birsel, Sevim Burak, Ahmet Arif, Steinbeck, Bulgakov, Gündüz Vassaf, Erdal Öz, Sina Akyol, Fethi Naci, Barış Bıçakçı, Sait Faik, Augusto Montereosso, Sevgi Soysal, Papusza, Halide Edip, Kafka, Nahid Sırrı Örik, Yusuf Atılgan, Italo Calvino, Hemingway,  Pessoa, Fitzgerald, Ayla Kutlu vs….say say bitmiyor.

Bu sayısız edebi kişiliklerin edebiyata ve kendisine ait anlatımları, bu insanlarla ilgili edebi anılar, sırları olağanüstü güzellikte bir anlatımla kitaplarda yer alıyor. Zaten Onur Çalı da denemeleri neden yazdığını ödül aldığı kitabında şöyle diyor: 

“Yazar biyografileri çok ilgimi çeker. Yaşadıkları hayat kadar başka bir şey daha merakımı celbeder: Acaba yaşamının ne kadarını yazmıştır yazar kitabının başına? Ne kadarının yazılmasına müsaade etmiştir? Bu, birazdan okuyacağımız metin için bize muazzam bir ipucu verir… O koskocaman sözcükler yığınına körlemesine dalmadan önce yazarın kendisinin yazdığı ya da yayımlanmasına izin verdiği haliyle biyografisi, en azından, bir mumluk ışık tutuşturur elimize.”

Bir itirazım Çalı’ya… Kitaplarında sık sık  “Antre” sözcüğüyle rastlaştım. “Giriş” sözcüğünü kullansa daha iyi olur.

Alberto Manguel’in “Okumalar Okuması” kitabına gelecek olursak. Tek kelimeyle şunu söyleyebilirim. Okumanın bir sanat olduğunu bu kitabı okuduktan sonra öğrendim. Manguel bize kitapların nasıl okunması gerektiğini ve kitaplarla ilgili müthiş deneyimlerini aktarıyor. Örneğin Manguel’in nitelikli kitapların nasıl göz ardı edildiğini, okurun nasıl kandırıldığına dair bu alıntıyı da buraya kaydederek yazımı noktalayayım. Belki bu Manguel’den ders çıkartanlar olabilir.

“Her çağ kendi adını kötüye çıkararak, kendi budala türü için kendi sanatsal türünü geliştirir. Ortaçağda şarlatan vaazları ve falcının kehanetleri, en popüler olanlardan ikisiydi; Caroll’un döneminde, bunların yerini üç ciltlik “aptalca” romanlar ime ahlaki hikâyeler almıştı. Günümüzde budalanın mükemmel sanatı reklamcılık sanatı – ticari, siyasi ya da dini- güve ile pasın kurbanlarına yönelik arzu yaratma yetisi. Reklamcılık bir yalanla, markasının diğer markalardan daha önemli ya da daha gerekli veya sadece iyi olduğu ve ona sahip olmanın, peri masallarındaki sihirli nesneler gibi sahibini komşusundan daha bilge, daha güzel, daha güçlü hale getireceği iddiasıyla başlar.” ([viii])

Özce…

Deneme kitaplarını, sadece edebiyatsever okurların değil asıl yazmayı yaşam biçimine dönüştürmüş ya da dönüştürmeye hevesli olan ve okumayı kendine şiar eden her yazanın her yazarın her şiir karalayanın ve her şairin zorunlu olarak okuması gerektiği bir kitap olarak nitelendirebilirim. Nitelendirebilirim çünkü bu kitaplarda usta yazarların, şairlerin yaşantılarından tutun da yapıtlarına kadar o kadar çok ilginç detaylar yer alıyor ki… Dahası ironilerin çok güçlü oluşuyla ve kısa ama vurucu anlatımlarla deneme yazılarında yeni üslup olarak kabul edilebilir. Denemelerde alıntıların içeriklerinin çoğunun az bilinmesi ya da hiç bilinmedik şeylerle dolu olması metinleri daha da cazip hale getiriyor.  Bu yazılar; bir edebiyatseverin, bir yazarın ya da bir şairin okuması gereken hatta hepsinin de birer kulağa küpe olacak yazılar…


[i]  Okumalar Okuması. Alberto Manguel. Çeviri:Sevin Okyay. YKY, 2013.

[ii] Dünlükler. Onur Çalı, Deneme, İthaki Yayınları, 2023.

[iii]  Dünlükler adlı kitap. 24 Kasım 202 tarihli günlük. Sayfa: 122, 123, 124 ve 125

[iv] Ödül konusunda yeri gelmişken bizzat jüri olarak başıma gelenleri söyleyeyim. Edebiyat çevresinde yakın arkadaş  -isimlerini yazmayacağım- diye bildiğim kişiler bana mesajla ulaştılar ve bildik bir yayınevi için “Öykü” yarışması düzenlendiğini ve beni de jüride görmek istediğini söylediler. Huyum kurusun, kimseye “Hayır” diyemediğim için yoğun olmama rağmen “Evet” dedim. Öyküler geldi. Geceli gündüz çalıştım. Sabahlara kadar çalıştım. Sonuçlar açıklandı. Kendi açımdan sonuç şu oldu: Bir daha böyle davetlerle jüri üyesi olmayacağıma konusunda kendime söz verdim. Fazla yazmayacağım, çünkü çok kızgınım.

[v] “Gemilerle Seyahat Eden Sözcükler. Deneme. Sia Kitap. 2023

[vi] Sonra Hayat. Deneme. Alakarga Sanat Yayınları. 2021

[vii] Kırkikindi. Deneme. Sia Kitap. 2024

[viii] A.Manguel. a.g.e. sayfa: 314

edebiyathaber.net (1 Temmuz 2025)

Yorum yapın