Çocukları “doğal ortamına” yaklaştıran krallık: “Kozalak Krallığı” | Burak Soyer

Mart 12, 2025

Çocukları “doğal ortamına” yaklaştıran krallık: “Kozalak Krallığı” | Burak Soyer

Büşra Ümmühan’ın yazdığı, Mojahade Pourshamsian’ın çizimleriyle hayat verdiği “Kozalak Krallığı”, çocukların teknolojiyle olan ilişkisine parmak basan, onların hayal gücünü ortaya çıkarmasına, bu çıkarıma eklemlenen doğa sevgisiyle arkadaşlığa ve tüm bunların sonucunda ortaya çıkan cesaret ve özgüvene değinen eğlenceli bir kitap.

Günümüzde teknolojinin başat araçları, internet, cep telefonları, tabletler, ufacık dizüstü bilgisayarlar birer “oyalanma” ve “oyalama” aracı hâline geldi. İşin hem edilgen hem de etken kısmında da öznenin aynı olması hayli düşündürücü ve gelinen noktanın vahameti hakkında da fazlasıyla kafa karıştırıcı. Evet, herkesten bu araçları kullanarak dünyayı değiştirecek, küresel ekolojik sorunlara çare bulacak keşifler yapmasını beklemek mümkün değil fakat burada özellikle en çok ebeveynlere iş düştüğünü belirtmek de fayda var. Zira bahsettiğim özne, bizzat onların kendisi ve çocuklarının vaktini geçirmesi için ellerine tutuşturup bir daha geri alamadıkları akıllı telefonlarla, tabletlerle çocukları henüz çok erken yaşta kendi beşeriyetlerinden uzaklaştırıyorlar. Uzmanların konuyla ilgili görüşleri net olmasına rağmen onlara kulak asmadan buna devam ederek, çocukların “oyalanmasını” sağladıklarını düşünürlerken onlara verdikleri zararın farkında değiller. Ve evet, özellikle çalışan anne ve babaların çocuklarının arsada top peşinde koşmak, mahalle arkadaşlarıyla saklambaç oynamak gibi bir şansları yok. Ancak yine de bunun çözümünün elektronik araçlardan geçmediğini belirtmekte fayda var.

Bunu belki biz dillendiremiyoruz ya da dillendirsek de suya yazı yazıyoruz ama çocuk edebiyatında bilhassa bu konu üzerine yazılan kitapların ebeveynleri doğru yönlendirmede en azından bir fikir verdiğini söylemek mümkün. Zira çocuk kitapları, minik okurlara aşıladığı hayal gücünü kullanma yetisinin, çocukluğun masum arkadaşlıklarının ve bu arkadaşlıklar içindeki paylaşımların, onları-adı üstünde- sanal âlemden uzaklaştırıp gerçek hayata karışmalarına ne kadar yaklaştırdığını ve bunların getirdiği faydaları unutmamak gerekiyor. Büşra Ümmühan’ın yazdığı, Mojahade Pourshamsian’ın çizimleriyle hayat verdiği, Timaş Çocuk Yayınları’ndan çıkan “Kozalak Krallığı”, tam da bu noktaya parmak basan, çocukların hayal gücünü ortaya çıkarmasına, bu çıkarıma eklemlenen doğa sevgisiyle arkadaşlığa ve tüm bunların sonucunda ortaya çıkan cesaret ve özgüvene değinen eğlenceli bir kitap.

Kitabın ana kahramanı Ender Steve, ailesiyle birlikte bir ormanda yaşamaktadır. Ender’in tabletinde oynadığı oyunda kurduğu bir krallığı olduğu gibi aynı zamanda evlerinin arka bahçesindeki ağaç evi de bulunmaktadır. Ender, zamanın çoğunu bu ikisi arasında, annesine tabletinde kurduğu, öve öve bitiremediği krallığında sınırsız bir güçle at koşturmaktadır. Her ne kadar annesi Ender’i “gerçek” dünyaya dönmesi konusunda uyarsa da Ender, sanal da olsa “kral” olmaktan vazgeçmez, hatta imparatorluğunu genişletmek için tabletiyle daha da fazla haşır neşir olmaktadır.

Ender yine evlerinin arkasında dolaşmaya çıktığı bir gün bir tilkiyle karşılaşır. İlk görüşte ondan haliyle korkar. Ancak tilki dost canlısıdır ve Ender’le konuşmaya başlar. Anne ve babasının kozalaklarını aramaktadır. Diğer yandan da elindeki tableti kurcalamakta olan tilkinin bu hareketine hayli şaşıran Ender, uyumlu bir sürecin ardından tilkiyle arkadaş olur. Ona aradığı kozalakları bulmasında yardım eder. Kozalaklar tilki için önemlidir zira onlar sadece bir kozalak değil, birer hayal kozalaklarıdır. Bu durum başta Ender’e saçma gelse de bunu bir oyun olarak görür ve tilkiyle kozalaklarını aramaya başlar.

Reçel isimli tilkinin tabletinin üstünde bir sincap bir de kertenkele hayatlarına hiçbir şey yokmuş devam etmektedir. Buna da ayrıca şaşıran Ender, yine vaziyeti bozuntuya vermez. Aralarında adı konulmamış bir dostluk oluşur. Fakat işin rengi ortaya silahlı yabancıların çıkmasıyla değişir. Bunlar kaçak avcılardır ve hiç acımaları yoktur. Ormandaki hayvanları gözlerini kırpmadan avlamakta, kimisinin derisinden kimisini etinden faydalanırlar. Onları yakalatmak için Reçel, “tilkice” bir plan yapar. Öne atılıp onların dikkatini çeker. Bu sırada sincap ve kertenkele, Reçel’in tabletiyle olan biteni kaydetmektedir. Tam o sırada Ender’in gözü pek polis babası olay yerine gelir ve kaçak avcıları suçüstü yakalar. Böylece Ender ve hayvan dostları, farkında olmadan birçok canı kurtarmış olurlar…

“Kozalak Krallığı”, her şeyden önce çocukların teknolojiyle arasında kurmaları gereken bağa keskin bir çizgi çekiyor. Ender’in tabletinde kurduğu krallıktan mütevellit, normal hayatta da bir kral gibi kafasında taçla gezmesi, kitabın yazarı Büşra Ümmühan’ın konuyu daha net anlaşılması için kullandığı yöntemlerden biri olarak dikkat çekiyor. Reçel’in de bir tableti olmasını ve Reçel’le Ender’in tableti kullanma amaçlarını kitabın olay örgüsüne çok iyi yediren Büşra Ümmühan, Ender’in, vaktini bir ormanda, yeni tanıştığı hayvanlarla geçirmesini sağlaması da, yukarıda bahsettiğim çocukların uzaklaştıkları beşeriyetle iç içe olduklarında kendilerini yaşamın asıl merkezinde bulabileceklerine dair önemli bir gönderme yapıyor. Kitabın sonundaki diyalog ise, yazarın tüm derdini özetleyen bir anekdot olarak altının çizilmesini bekliyor…

Yorum yapın