Zorluklara karşı direnmenin yolları | Gönül Çatalcalı

Mart 11, 2025

Zorluklara karşı direnmenin yolları | Gönül Çatalcalı

Küçük Bilge Kurt, 1001 Merak Yayınevi tarafından basılmış, başarılı bulduğum çevirisini Ceyda Yücekal yapmış. Yazarı Gijs van der Hammen ve çizeri Hanneke Siemensma ise Hollandalı.

Küçük Bilge Kurt, öncelikle geniş dikdörtgen boyutu, baskı kalitesiyle, ikişer sayfayı kaplayan neredeyse bir tablo niteliğinde olan özgün resimleriyle dikkat çekiyor. Kitabın vuruculuğu da işte tam burada ortaya çıkıyor. Sözcük sayısı en aza indirgenerek kurulmuş tümceler, kitabın görselleriyle birleştiğinde kocaman anlamlar içeriyor.

Küçük Bilge Kurt’un, tüm zamanlara tanıklık etmiş bir masal – öykü olduğunu düşünüyorum. Kitapta, zor bir konu olan “bilgelik” kavramı, öğreticiliğe kaçmadan ustalıkla verilmiş.  

Uzak bir diyarda yaşayan küçük bir kurt, bu masalın kahramanı. Kalın kalın kitaplar okuyan, gökyüzü hareketleriyle, yıldızlarla ilgilenen, doğadaki otları, onlardan elde edilen baharatları çok iyi bilen kahramanımıza herkes “Küçük Bilge Kurt” diye sesleniyor, o da bundan gurur duyuyor. Ancak ormandakiler bilgeleriyle konuşmak, bazı konularda ona sorular sormak, düşüncesini öğrenmek istediklerinde Küçük Bilge Kurt hiç zamanının olmadığını, onlara yardım edemeyeceğini söyleyerek bu istekleri geri çeviriyor.

Burada okurun aklına şöyle sorular geliyor:

“Çevresindekilerle iletişim kurmayan, bilgilerini paylaşmayan biri nasıl bilge olabilir?”

“Bilge olarak nitelenen kişilerin de başkalarından öğreneceği yaşama ilişkin bilgiler yok mudur?”

“Dostluk, arkadaşlık, yardımlaşma, paylaşma, bilgeliğin baş koşulu değil midir?”

“Kendi kabuğuna kapanmış sürekli okuyan, araştıran biri, yaşamın başka alanlarında bilgisiz, deneyimsiz kalmaz mı?”

İşte tam o sırada Küçük Bilge Kurt’u çalışma odasından, kitaplarından, buluşlarından uzaklaştıracak bir olay oluyor. Ülkenin kralı hastadır ve kendisinden yardım istemektedir. Çok işi olduğunu söyleyerek bunu reddedemeyeceğini bildiriyor ona karga. Sonrasında Bilge Kurt’un kralın sarayına yolculuğu başlıyor.

Önce bisikletiyle, yollar sarplaştıkça yürüyerek çıktığı bu yolculuk gittikçe zorlaşıyor. Bu zorlu yolculuğun görselleri, onun ne denli yorulduğunu anlamamıza yardımcı oluyor. Yağmur yağmaya başlıyor, hava kararıyor. Kurt, artık bitkin düşmüştür. Bu yolu tamamlayamayacağını, belki de kralı iyileştiremeyeceğini, bunun için yeterli bilgeliğe sahip olmadığının düşündüğü sırada bir ışık görüyor.

İşte bu ışık bir kırılma noktasıdır kitapta. Başka türlü bir bilgeliğin yoludur o ışık. Yardımlaşmanın, paylaşmanın, birine omuz vermenin ışığı. Kalın kalın kitaplarda yazmayan, yazsa da deneyimlemeden anlayamayacağımız, yaşamın içerisinde var olan, bizim Bilge Kurt’un henüz bilmediği, birlikte yaşamanın önemini kavramış olanların bilgelik ışığıdır.

Küçük Bilge Kurt kralın sarayına ulaşabiliyor mu?

Eğer ulaşmışsa onu iyileştirebiliyor mu?

Nasıl geri dönüyor?

Yoksa dönmüyor mu?

Kitabın sonunu merak edenler için bundan sonrasını yazmayacağım. Başarılı çizimleri ve küçük anlatıları takip ederek bu ışığa ulaşabilir, metnin etkisinde kalarak başa dönüp yeniden, yeniden bu masalı okuyabilirsiniz.

Çocuklar, görsellerin kıyısına köşesine saklanmış bazı ipuçlarını takip ederek kimbilir masalı kaç kez bitirip yeniden başa dönecekler… Benim yaptığım gibi…

Onlara iyi okumalar ve çözümlemeler…

edebiyathaber.net (11 Mart 2025)

Yorum yapın