Çiziyorsam Sebebi Var: Funda Mengilli | Ayşe Yazar

Aralık 11, 2021

Çiziyorsam Sebebi Var: Funda Mengilli | Ayşe Yazar

Çizimle olan ilişkiniz ne zaman başladı?

Henüz okuma yazma bilmezken elime kalem aldım, çoğu çocuk gibi. Televizyondaki çizim programlarının takipçisiydim. Bob Ross programları dışında, birlikte çizelim tarzı programlar yayınlanırdı. İlk olarak bir ayı çizdiğimi hatırlıyorum. Nasıl çizdiğim bile gözümün önünde. Çizimimi göstermek için sabahın 6’sında heyecanla ebeveynlerimi uyandırmıştım. Ön yüzünde çizgi film karakterleri olan poşetleri karşıma koyar, onları kopya ederdim. Karikatürle oldukça ilgiliydim, çocukluğum boyunca daha çok karikatür çizmek ister, dergilerin ve gazetelerin karikatür sayfalarını incelerdim.

Günün birinde karikatürist, tiyatrocu, kırtasiyeci ve yazar olmayı hayal ederdim. Evet, hepsi aynı anda! Lisans, yüksek lisans ve yarıda bıraktığım doktora eğitimimi ODTÜ Şehir Planlama bölümünde aldım. Farklı biçimde olsa da çizimden uzak değildim, yine de üniversite yıllarımda kendim için çok fazla şey yazıp çizdiğimi söyleyemem. Çocuk edebiyatına olan tutkum, yıllar sonra gerçekten çizme eylemini ve illüstrasyonu gündelik yaşamımın bir parçası haline getirdi. Siz vazgeçseniz bile, fark etmeseniz bile, içinizden gelen, taşan bir ilişki bu. Hayatınızın bir döneminde illa gelip sizi buluyor. İyi ki de buluyor.

Çizer kitaba nasıl hazırlanır?

Daha çok metinden alabileceğim anlama odaklanıyorum. Yazandan çok yazmayanı arıyorum. Bende uyandırdığı hissi. Bazen bir simge veya sembol buluyorum. Hikâyeyi içselleştirene kadar okuyorum. Ta ki tadını gözüm kapalı alabilene kadar. Okumak için özel bir zaman ve mekâna ihtiyaç duymuyorum. Kimi zaman araştırmaya başladığım yerden o kadar uzaklara taşınıyorum ki, kendimi bambaşka coğrafyalarda ve kavram alanlarında buluyorum. Önce dağıtıyorum, yeterince dağıldığıma ikna olunca, tüm malzemeler önümde yığılınca, kafamda, ilişkili ilişkisiz bilgiler ortaya çıkınca seçip eliyor, topluyorum. İşin keyifli yanlarından biri bu, keşif süreci. Etrafla ilişkimin asgari düzeyde olduğu anlarda yazmayı ve çizmeyi seviyorum. Kitaplar, kalemler, defterler, boyalar, kırtasiye malzemelerim hepsi gözümün önünde olsun isterim ki, aradığımı rahat bulayım. Dürüst olmak gerekirse asıl sebep, tüm bunlara bakmaya doyamamam. Dolayısıyla çalışma masam ya da ortamımın derli toplu haline pek denk gelmiyorum.

Çizimlerinizi yaparken yazar ya da editör ile nasıl diyaloglar gelişiyor aranızda?

Çizerle daha çok editörün iletişiminin olduğu bir ortam hâkim olsa da benim hayalim daha çok hem editör hem de yazarla ilişki içinde olmak olur. Böylece birbirini besleyen çok katmanlı bir proje ortaya çıkacağına inanıyorum. Yazarın sözcüklerle anlattığı bir katman, editörün çizere aktardığı ikinci katman ve yazarın yazmadıklarının hikâyesini aktardığı üçüncü bir katman hayal ediyorum.

Elbette katmanların birbirine ket vurmadığı, aslen birbirinin yaratıcılığına katkı sunduğu bir ilişki biçiminden bahsediyorum. Bu ilişkinin eskiz aşamasında oluşması, yazar, çizer ve editörün süreçten de sonuç üründen de birlikte keyif almasını sağlar ki bu da okura en çok geçecek duygudur. En azından ben böyle bir süreçten geçmiş kitapları okumaya bayılıyorum.

Sanatınızı/çizimlerinizi beslemek için neler yapıyorsunuz?

Gündelik yaşamın ayrıntılarıyla düşsel elemanları birlikte hayal etmeyi seviyorum. Olanı değil olmasını istediklerimi çiziyorum.

Beni şaşırtan, ‘neden’ diye düşündüren ya da sadece görsel tatmini yaşatan çizgileri incelemeyi seviyorum. Sosyal medya ile dijital çizim ve portfolyo sitelerinden besleniyorum. Yine de en çok fotoğraflardan etkileniyorum.

Bir kitabın rafta yerini alana kadar geçirdiği mutfak sürecini çizer cephesinden anlatır mısınız?

Metnin elimde olması ile dosyanın gönderilmesi arasındaki süreçte en çok araştırma ve keşif kısmına vakit ayırıyorum. Ayırdığım zaman yalnızca bilgisayar başında geçirdiğim süre değil. Arka planda zihnimde sürekli pişirdiğim, görünen yüzünde ise elimin ilgili ilgisiz şeyler çizdiği bir süreç.

Kafamda bu kısmı oturtmadan çizdiklerim, eskizlerimin eskizi. O aşamada çizdiklerim ne kadar ilgisiz olursa, o kadar iyi. Çünkü çizmek istediğimi eleyerek, arayarak buluyorum. Bulduğumdaysa değmeyin keyfime. Heyecanımı yolun sonuna kadar koruyabildiğim her çizimden ekstra keyif alıyorum.

edebiyathaber.net (11 Aralık 2021)

Yorum yapın