Çiziyorsam Sebebi Var: Aslı Alpar | Ayşe Yazar

Aralık 26, 2020

Çiziyorsam Sebebi Var: Aslı Alpar | Ayşe Yazar

Fotoğraf: Nazlı Yıldırım

Çizimle olan ilişkiniz ne zaman başladı?

Çizmeye başlamadan önce iyi bir karikatür okuruydum ama çizmeye 2006 yılında Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Maliye bölümünde okurken, okulun karikatür kulübüne gittiğimde başladım. Kulüpte usta çizer Mete Arif Tokmak eğitim veriyordu. İlk katıldığım toplantının ardından her gün çizmeye başladım.

Çizer kitaba nasıl hazırlanır?

Konu bildiğim bir konu dahi olsa üzerine yeniden okurum. Online platformlardansa konuya farklı yönlerinden bakan kişi ve grupların yorumlarını, yaklaşımlarını incelerim. Emin olamadığım noktalarda konuyu bilen kişilere danışırım. Bilgi toplamanın ardından çalışmayı hayal etmeye başlarım, kompozisyonu gün içinde fırsat buldukça değiştiririm, farklı olasılıklarını değerlendiririm.

Kitap gibi bütünlüklü işlerde yalnız çalışmayı tercih ediyorum, masaya oturduğumda tüm gün yemek tuvalet gibi molalarını bile çok kısa tutarak projeden kopmamaya çalışırım. Kitabın ruh halinden, bütünlüğünden uzaklaşmak istemem.

Kendi yazmadığım ancak resimlediğim kitaplarda disipline girmek daha kolaydı. Hem yazıp hem resimlediğim henüz bir kitabım var (Emine Hanım’ın Romanı). Bu çalışma için konuşacak olursam anneannemin hayatına dair olduğu için aslında çocukluğumdan beri bir anlamda bu kitaba hazırlanıyormuşum. Onun yaşam öyküsüne dair aldığım notlar, ona dair düşüncelerimi yine benzer yöntemle bir araya getirmeye çalıştım. Nisan ayında masaya oturdum; bu notları, yaşam öyküsü anlatılarını topladım. Temmuz’da döneme dair okumaya başladım, sevdiği şarkıları dinledim. Ağustos sonu itibariyle hikâye kafamda bariz bir biçimde oturunca çizmeye başladım. Eylül sonunda bitirebildim.

Çizimlerinizi yaparken yazar ya da editör ile nasıl diyaloglar gelişiyor aranızda?

Önerilere çok açık olduğumu düşünüyorum. Ancak olabildiğince az geri dönüşü hedefleyerek dosyayı teslim ediyorum.

Yalnızca resimlediğim işlerde editörden alabildiğim kadar detay isterim, ne umduklarını olabildiğince net anlamaya çalışırım, çok soru sorarım. Eskizleri paylaştıktan sonra nadiren düzeltmeler olur, işi teslim ettikten sonra genelde baskıya girmeden son halini görmek için ısrarcı olurum.

Ancak kurgusunu da yaptığım çalışmada (yine Emine Hanım’ın Romanı üzerinden konuşuyorum) Karakarga’dan Sinem Sal ile birlikte çalıştık. Sinem’in kurguya dair çok yerinde katkıları oldu, hatta onun yönlendirmesinin ardından kurgu kafamda tam olarak oturdu diyebilirim.

Sanatınızı/çizimlerinizi beslemek için neler yapıyorsunuz?

Eskiden, yalnız yürümek zihnimi açardı. Şimdi sergi ziyaretleri, karikatür albümleri, çizerlerin internete yüklediği portfolyoları ve sosyal medya hesaplarında paylaştıkları çalışmalar, ilgimi çeken konularda yayımlanan araştırmaları okumak, bahçe ve çiçeklerle uğraşmak, hayvanlara sarılmak iyi geliyor.

Bir kitabın rafta yerini alana kadar geçirdiği mutfak sürecini çizer cephesinden anlatır mısınız?

Üretme sürecinden yukarıda bahsettim. Sanırım en zevkli kısmı orası; kitabın heyecanı benim için üretim süreci bittiğinde bitiyor. Geri kalan kısmı görev gibi takip ediyorum…

edebiyathaber.net (26 Aralık 2020)

Yorum yapın