
Söyleşi: Eda Deniz
Ayrıntı Yayınları’nın yan markası Düşbaz Kitaplar kısa sürede edebiyat dünyamızda kendisine saygın bir yer edindi. Düşbaz Kitaplar Yayın Yönetmeni Cansu Canseven’le “Düşbaz Kısa” serisi üzerine konuştuk.
“Düşbaz Kısa” serisinin başlatılmasına karar vermenizdeki ilham kaynağınız neydi?
Düşbaz hayalimizi hayata geçirdiğimiz günden bu yana öykü yayımlama fikrimiz hep vardı. Özellikle direktörüm Gökçe Alper bu konuda çok daha istekliydi, bana altı aylık periyotlarda “Hadi?!” diye hatırlatmalar yaptı durdu. Ben bizim için, Düşbaz için doğru zamanın gelmesini bekliyordum. Yoksa öykünün yeri bende hep başkadır, o yüzden de hep çekinceli ve mesafeli durdum. Ama Düşbaz’ın info adresine gelen öykü başvurularını da okuyup beğendiklerimi “rafa” kaldırdım, ne zaman ki Düşbaz’ın kendi listesi 50 kitabı geçti, artık öykü yayımlamak için de hazır olduğumuzu düşünmeye başladım, o zaman da ilk o raftakilere baktım tekrar. Düşbaz’ın okur kitlesinin oluşmasını ve marka olarak kendini göstermesini beklemek gerektiğini düşündüm. Sorunuza dönecek olursam: Öykü basmayı hangi yayıncı istemez ki? İyi yazar, iyi öykü yazar.
Düşbaz Kısa, özellikle kısa metinler ve novellalar gibi daha yoğun biçimlere odaklanıyor. Bu tercihiniz, yayınevinde ne gibi bir değişim ya da yenilik getirecek?
Bu sayede Düşbaz’ın da sınırları genişleyecek. Özellikle öykü alanında yeni yazarlara, yeni seslere daha fazla kapı aralayabileceğiz ve tabii ki öykü okurlarını da kucaklayabileceğiz. Bunun ayrı bir dizi olmasını da okurun işini kolaylaştırmak adına özellikle istedik; bir izleği takip eden kapak tasarımlarıyla sade ama yoğun bir içeriğin müjdecisi olması için çalıştık; okur “kısa” olduğu için yorulmayacak, elinde de sürünmeyecek ama muhtemelen bittiğinde üzülecek, sonra tekrar göz atmak isteyeceği metinlerle buluşacak.
Serinin ismi olan “Düşbaz Kısa” ve sloganı “Kısa’nın uzun, az’ın çok olduğuna inananlara” ne anlama geliyor?
İzniniz olursa bu soruyu yanıtlamamayı tercih ediyorum.

İlk kitap olarak Aslı E. Şeran’ın “Öte Yaka Fırtına” adlı öykü kitabını seçmenizin özel bir nedeni var mı?
Burada yazarlarım arasında bir öncelik sıralaması yapmadığımı özellikle belirtmek isterim, yanlış anlaşılmasın. Yayın programını oluştururken içeriğe, yazarla yaptığımız görüşmenin zamanına, bazen kitabın ismine göre bile sıralama değişebiliyor. Her kitabımızı ve yazarımızı aynı heyecanla sahipleniyoruz, bunu özellikle vurgulayarak başlayayım. Aslı’nın metinlerindeki sesler, karakterler, mekân kullanımı çok çeşitli, edebi tür sınırları geçişken, kitaptaki öyküler birbirine benzemeyen –bu bir başarı– ama kendi içinde çok derinlikli ve iyi üretimler, bir de şiiri var. Bütün bunları hesaba katınca Öte Yaka Fırtına’yla başlangıç yapmak iyi bir giriş oldu dizi için, okuru diziye hazırlayan başarılı bir tercih oldu bence. İsmi de çok güzel değil mi hem? Ayrıca ikinci kitabımız da Mart ayının hemen başında okurlarla buluşuyor, ondan da bahsedeyim: Yasemin Olur’un Golgota Sanayi Sitesi, postmodern yapısı, iyi kurgusu, başarılı mekân yönetimi ve incelikle işlenmiş karakterleriyle okura çok iyi bir okuma zevki yaşatıyor. Öykü gerçekten müthiş bir tür; türler arası hiyerarşi yaratmak da istemem ama bence en zoru iyi öykü yazmak. Yazarlarımız bunu çok iyi başarıyor.
Mümkünse yazarın kitabıyla ve Düşbaz Kitap’la ilgili görüşlerini de sizin aracılığınızla okurlara sunmak isteriz.
Tabii, Aslı’dan gelen yanıtı şöyle paylaşmak isterim sizinle.
Aslı E. Şeran: Kitap benim hayatımın çeşitli zamanlarında yazdığım, temel meselesi toplumsal cinsiyet olan öykülerden oluşuyor. Her ne kadar yazmış olduğum oyunlar olsa da yazar kimliğimi artık yayımlanan bir kitapla tamamlamayı çok istiyordum. Bu yolculuk biraz uzun oldu ama içime sinen karşılaşmalara ve ev sahipliğine dönüştü Düşbaz’la. Kısa serisinin ilk kitabı olmak bana kıvanç veriyor. Düşbaz Kitap’ın kadın dostu bir yayınevi olduğunu biliyordum. Öykülerimin odak noktası olan toplumsal cinsiyet konusunu gerçekten kendilerine dert ederek, profesyonelce, edebi niteliğini de ön plana çıkaracak şekilde değerlendirebilecek bir yerdi. Bu anlamda sürecin benim beklediğim gibi gittiğini sevgiyle dile getirebiliyorum. Kendi kitabımla ilgili söyleyeceklerim bunlar olabilir çünkü kitaba asıl değerini kazandıracak bundan sonra okurlar olabilir ancak. Bugüne kadarki birikimimle elimden gelenin en iyisini sunmaya çalıştım. Dilerim kitabın ve benim bundan sonraki yolculuğumuz zihin açıcı, karşılaşmalara gebe ve üretken olur.
Düşbaz Kısa serisiyle ilerleyen dönemde, yerli ve yabancı yazarlardan hangi kitapları yayımlamayı planlıyorsunuz?
Bir aksilik olmazsa Düşbaz Kısa’dan iki ayda bir kitap çıkaracağız, bu da demek oluyor ki yılda altı kitap yayımlayacağız. Listemiz hazır aslında. Yerli yazarlarımız sürpriz olsun ama yabancı iki kitabımızdan biraz bahsedeyim: Hollanda’da 1 milyondan fazla okurla buluşan ve yirmi beşten fazla dile satılan çoksatar yazar Toon Tellegen’in insan psikolojisini hayvan hikâyeleri üzerinden ele aldığı dizisinden bir kitap yayımlayacağız: Kirpi’nin Yalnızlığı. Bu kitapta ana karakter kirpinin yalnızlığıyla baş etme macerası üzerinden yalnızlığın okumasını yapacağız. Diğer sürprizimiz de başarılı Bojack Horseman dizisinin yaratıcısı; Amerikalı aktör, komedyen ve yazar Raphael Bob-Waksberg’in öykü kitabı Someone Who Will Love Your Damaged Glory bu yıl içinde okurlarla buluşacak.
Kurmacanın yanı sıra kurmaca dışı kısa metinler de bu seride yer alacak. Bu metin türleri, okuyuculara ne gibi farklı deneyimler sunmayı amaçlıyor?
Evet, bu diziyi kurmacayla açmış olsak da kurmacayla sınırlamak istemiyoruz.
İsminden de anlaşılacağı üzere bu diziden kısa kitaplar çıkacak; modern çağın ve teknolojinin hızına yetişmek kolay olmasa da değiştirdiği insan davranışlarına uyum sağlamayı amaçlıyoruz. Artık daha kısa zamanda daha fazla bilgiye erişmeyi, daha kısa yoldan daha çok şey öğrenmeyi umuyoruz. Hayat bizi buna yönlendiriyor. Ama bunu yaparken pek çok şeyi, hatta metnin gerçeğini göz ardı ediyoruz. Biz bu dizideki kitaplarla okura az bir zaman harcayarak iyi edebiyat zevki yaşamayı, iyi metinle yoğrulmayı vadediyoruz. Artık zaman eskisinden daha kıymetli; bilgi hem daha çok ama aslında daha az, hayat aslında daha uzun ama nereden baksan daha kısa. Biraz bu düşüncelerin tezahürü bu dizi.
Son olarak, serinin ilerleyen kitapları hakkında okurlarınızla paylaşabileceğiniz herhangi bir sürpriz ya da ipucu var mı?
Yukarıda biraz bahsettiğim için izninizle daha fazla ayrıntıya girmeyeyim ama okuru hiç hayal kırıklığına uğratmayacağımızı söylemek isterim.
edebiyathaber.net (3 Mart 2025)