Bir gülücük altında neler saklayabilir ki?

Mayıs 2, 2024

Bir gülücük altında neler saklayabilir ki?

Charles Baudelaire’in Gülmenin Cevheri Üzerine adlı kitabı Can Yayınları’dan Berna Günen çevirisiyle yayımlandı.

Tanıtım bülteninden:

19. yüzyılın en önemli Fransız şair ve sanat eleştirmenlerinden Charles Baudelaire, Gülmenin Cevheri Üzerine’de, bu kez “bir gülme teorisi” ya da “bir sanat olarak komedinin  felsefesi” üzerine bir deneme kaleme alıyor. Masum bir gülümsemenin aslında şeytani bir kıkırtı olabileceğine dikkat çeken Baudelaire, bu kısa ve renkli metinde gülme eylemini daha önce hiç düşünmediğiniz şekillerde güldürü sanatı bağlamlarında ele alıyor.

Yaşamın ve insanların romantik gözlemcisi Charles Baudelaire, Can Yayınları’ndan çıkan Gülmenin Cevheri Üzerine kitabında, okuru gülmek üzerine düşündürürken, her gülümsenin o kadar masum olmayabileceğini vurguluyor. Baudelaire, sık sık hastalandığı, parasız kaldığı, yaşamının pek de iyi olmadığı zorlu yıllarında yazdığı bu felsefi metinde, mutluluk göstergesi olarak değerlendirilen gülme tepkisini bambaşka bir açıdan, insanın şeytani yanını açık eden gözlemcilikle ele alıyor. “Tökezleyip düşen birine gülünmesi insana dair ne söyler?” diye soran yazar, bunun gibi çarpıcı ancak tanıdık örnekler üzerinden gülmenin, masum bir kahkahadan nasıl da şeytani bir kıkırtıya dönüşebildiğini gösteriyor. Düşen birine gülmenin altında aslında kibir, kendini üstün görme gibi duyguların yattığı yorumunu yapıyor. 

Bir gülme teorisi ya da komedi felsefesi

Gülümsemenin altında bin bir türlü gizli duygunun bulunabileceği, bunların doğasının da her zaman çok safiyane olmayabileceği anlatılan denemenin, bir “gülme teorisi” ya da “komedi felsefesi” olarak da tanımlanabilmesi mümkün. Bu kısa ve renkli metinde gülme eylemini daha önce hiç düşünmediğiniz şekillerde ele alan Baudelaire, pek de saf bulmadığı bu yüz ifadesini sanat ve güldürü sanatı bağlamlarında da ele alıyor. İlk kez 1855’te, Le Portefeuille dergisinde yayımlanan metin, sizi gülümserken bir kez daha düşündürtecek. 

edebiyathaber.net (2 Mayıs 2024)

Yorum yapın