Ben Okurum’da Deniz Yüce Başarır’ın yeni konuğu Ertuğ Uçar

Aralık 31, 2025

Ben Okurum’da Deniz Yüce Başarır’ın yeni konuğu Ertuğ Uçar

Ben Okurum’da Deniz Yüce Başarır’ın yeni konuğu Ertuğ Uçar. Bu bölümde Başarır, Uçar ile Tim Parks’ın Europa romanı üzerine konuştu.

Bültenden:

“Ben Buradan Okuyorum” adlı deneme kitabını bitirdiğimde hayran kalmıştım Tim Parks’a. Yazmanın ve okumanın anlamını irdelediği yazılardan oluşan kitap, aslında biz edebiyatseverleri ters köşeye de yatırıyordu bir anlamda. Edebiyata bunca kutsallık atfetmek doğru mu diye düşündürmüştü beni. Daha giriş yazısından başlayarak edebiyatın ve yayıncılığın çağımızda geldiği noktayı sıkı bir şekilde eleştirdiği ve bütün yazılarında kafamda hep bir soru işareti bıraktığı için hem sarsılmış hem hayranlık duymuştum. Öykülere ihtiyacımız var mı, diye soran, yanıt olarak, ilginç romanlara bayılırım, karmaşık romanlara bayılırım, ama onlara ihtiyacım olmadığından da eminim, diye yanıt veren Parks, tüm kitap boyunca sorularını sürdürüyordu: Kitapları neden bitirelim?, de bunlardan biriydi mesela. “Sonların esiri oluşumuz bir tür zorbalıktır,” diyordu ve şöyle bitiriyordu o bölümü: “Kendi romanlarımda, şu andan itibaren istedikleri şekilde ve istedikleri zaman kitabı bırakabileceklerine dair okurlarıma bir-iki ipucu vermeyi öğrenmenin vakti gelmiştir belki de.”

İşte bu, aykırı bir dil ve bakış açısıyla kitaplar hakkında yazan, ihtiyaç duyulmayan bir şey ürettiğinin farkında ama yine de bu eyleme tutkuyla bağlı bir yazarın kurgu eserlerini de merak ediyordum Ben Burdan Okuyorum’un sayfaları arasında kaybolduğum günden beri. Bir romanını okusam da, tam da onun istediği gibi yarım bıraksam diye hayaller kuruyordum. Ama araya hep başka şeyler girdi. Kısmet bugüneymiş efendim😊 Mimar yazar Ertuğ Uçar’ın 2025 yılının Mart ayında yayımlanan kitabı İstanbulin’i okuduktan sonra, onunla İstanbul’la ya da flanörlükle ilgili bir kitaptan söz etsek ne güzel olur diye düşündüm ve mesajlaşmaya başladık. Sonunda Ertuğ, boş ver İstanbulin’le bir bağ kurmayı, çok sevdiğim bir kitabı, Tim Parks’ın Europa’sını konuşalım deyince, ooh dedim, beklediğim fırsat ayağıma geldi, hadi bakalım. Bu arada, Ben Okurum’un böyle bir büyüsü olduğuna inanıyorum. Bazen benden bağımsız olarak da benim okumak istediğim kitapların peşinden bir yol izliyor program. Çok acayip değil mi? Ya da benim okumak istediğim o kadar çok kitap var ki, bir şekilde yollar kesişiyor. Uzatmayalım, Ertuğ ile edebiyatta İstanbul sokaklarını arşınlamak değil ama Europa’nın anlatıcısı ve ana karakteri Milano Üniversitesi’nde okutmanlık yapan, 45 yaşındaki İngiliz Jerry ile birlikte bir tur otobüsünde Milano’dan Strasbourg’a dünyanın dört bir yanından okutmanlar, İtalyan öğrencilerle birlikte bir yolculuğa çıkmak nasip oldu. Asıl yolculuk da anlatıcımızın zihnindeki dolambaçlı patikalardan oluşuyordu. Orada eski karısı, kızı, geçmişi, mesleği, çelişkileri, dünya düzenine dair eleştirileri, başta aşk ve seks olmak üzere birçok konudaki fikrinin yanı sıra Avrupa üzerine düşünceleri ve O vardı. O, bütün roman boyunca adını öğrenemediğimiz, onun deyimiyle uğruna ailesinden vazgeçtiği metresiydi. Aklından bir türlü çıkarıp atamadığı o kadın. Jerry, benim dünya edebiyatında tanıştığım en ilginç anlatıcılardan biri gerçekten de. Sayfalarca süren, virgül, noktalı virgül, orta çizgi ve parantezlerle çeşitli katmanlara ayrılan ve bir bütünü, durmayan bir zihnin parçalarını temsil eden cümleleriyle yarım bırakamadım romanı. Yarım bırakmak ne kelime, sonuna kadar nerdeyse soluksuz okudum. Kusura bakma bay Tim! Denemelerinle romanın birbirini nerdeyse tamamlıyor. Sanki Ben Buradan Okuyorum’da yazdığın şu cümleyi kurguda da kanıtlar gibisin: “Edebiyat deneyimi tek bir algı anında ya da somut bir nesneyle fiziksel bir temasla değil (hele hele raflarımıza dizili gösterişli şaheserlerin mülkiyetiyle hiç değil), zihnin bir kelimeler dizisinde baştan sona hareketiyle yaşanır. Edebiyat, diğer bütün sanat dallarına kıyasla daha fazla salt zihinsel malzemedir, düşüncenin kendisine en yaklaşabildiğimiz noktadır.” İşte böyle… Tim’le hasbıhale devam etmek isterim ama onun hakkında Ertuğ Uçar ile konuşmak da pek güzeldi. Artık sıra gelsin mi, Europa üzerine sohbetimize…

Programı Spotify üzerinden dinlemek için >>>

Yorum yapın