“Ankara’da yaşayan bir İstanbullu göçmen”den genç dosta mektuplar | Metin Celâl

Nisan 3, 2024

“Ankara’da yaşayan bir İstanbullu göçmen”den genç dosta mektuplar | Metin Celâl

Mektupların hayatımızdan tamamen çıktığı bir çağda mektup edebiyatı hızla gelişiyor. Artık mektupları postacı değil kitaplar getiriyor. Mektup edebiyatı külliyatına değerli katkılardan biri de Bilge Karasu “Enis Batur’a Mektuplar ve Ankara Yazıları” (Metis yay. 2024) oldu. Enis Batur daha önce İlhan Berk’in mektuplarını “Enis Batur’a Mektuplar (1975-2005)” (2. Baskı, Çolpan Kitap, 2019) ve Ece Ayhan’ın mektuplarını “Hoş Çakal Hoş Tilki – Enis Batur’a Mektuplar 1975-2002” (2. Baskı, Çolpan Kitap, 2019) yayınlamıştı. Enis Batur’un mektuplar külliyatının yeni kitaplarla gelişeceği anlaşılıyor.

Tabii ben “Enis Batur’dan Mektuplar”  diye kitaplar da bekliyorum. Çünkü Enis Batur’un iyi bir mektupçu olduğunu düşünüyorum. Biyografisine bakarsanız Enis Batur’un ilk iki kitabını 1973’te yayınladığını görürsünüz. Ece Ayhan ve İlhan Berk’le 1975, Bilge Karasu’yla 1973’ten itibaren mektuplaştığını kitaplardaki tarihlerden biliyoruz. Yani henüz 21 yaşındayken ve kendi yayınladığı sadece iki kitabı varken önemli yazarlara mektuplar yazmış ve onlardan cevap almış. Buradan yaptığım çıkarım, Enis Batur’un yazdığı mektupların da cevap verilesi nitelik ve nicelikte olduğu. Üstelik bu mektupları bir heves olarak kalmamış, uzun yıllar süren karşılıklı yazışmalara dönmüş, derin dostluklar kurulmuş.

Tabii ki her dostluğun başlangıcı mektuplar değildir. Bazen de dostluğun sürdürcüsü olur mektuplar. Enis Batur’un Bilge Karasu ile dostluğunda mektubun böyle bir işlevi olduğunu anlıyoruz. “1971’de tanıştım Karasu’yla, 1973 Nisanında dört yıllığına Paris’e gidişime dek yoğun bir ritimde görüştük. Usta-çırak ilişkisinin tipik örneğiydi” diye anlatıyor Enis Batur, kitabın girişindeki söyleşide.

“Enis Batur’a Mektuplar ve Ankara Yazıları”nı yayına hazırlayan Mesut Varlık sadece mektupları yayınlamakla yetinmemiş onları anlamamızı sağlayacak katkılarda da bulunmuş. Kitap “Ustadan Çırağa, Mesut Varlık’a Yanıtlar”, “Mektuplar 1973-1976 ve 1985-1994”,  Enis Batur’un “Bilge Karasu’nun Ankara’sı” ve Bilge Karasu’nun “Ankara’nın Atkestanelerinde Sığırcık Yetişirdi” başlıklı yazılarından oluşuyor.  Bilge Karasu kendini “Ankara’da yaşayan bir İstanbullu göçmen” diye tanımlarmış. İstanbul’a tutkuyla bağlı olmasına rağmen ömrünün büyük bir bölümünü Ankara’da geçirmiş. Bu yazılar onun Ankara’daki yaşamını ve Ankara’yı nasıl gördüğünü anlamak açısından önemli katkılar.

Tabii mektuplar gibi evrak-ı metrukenin en önemli özelliği sadece eserlerinden tanıdığımız şair ve yazarların düşünce dünyasına ve özeline girmektir. Bilge Karasu’nun mektuplarında da benzeri bir durum oluyor. Büyük ustanın günlük yaşamına, ruh haline, duygu ve düşüncelerine, insanlarla ilişkilerine, geçimini sağlamak için yaptığı işlere, sağlık sorunlarına onun anlatımıyla nüfuz ediyoruz. Kolay bir yaşam değil, mutluluklardan çok sıkıntılar ağır basıyor.

Karasu’nun mektuplarıyla onun yazı masasına da konuk oluyoruz. İlgilendiği konular, okuduğu kitap ve makaleler, neler yazdığı, yazdıklarını yayınlatma çabaları, dergi ve yayıncılarla ilişkileri, kendi yayınlatma sıkıntıları yaşarken çırağı/dostu Enis Batur’un yazdıklarını yayınlatabilmesi için nasıl destek olduğu gibi yazarlığına ilişkin önemli konular var mektuplarda.

Muhatabı kendisini “çırak” bellemiş bir dost olduğu için de bu mektuplar oldukça içten. Bilge Karasu yüreğini açıyor. Enis Batur kendini çırak gibi hissetse de mektuplarda ustadan pek öğütler yok. Küçük birkaç uyarı dışında Bilge Karasu’nun Enis Batur’un yazdıklarını beğendiğini, gelecekte çok daha iyi şeyler yazacağına inandığını anlıyoruz. Genelde takdirlerini söylüyor. Bu da usta’nın çırağına yaklaşımı olarak değerlendirilebilir tabii. Ama mektuplardan çıkan hava dostluğun ağır bastığını gösteriyor. Karasu, Enis Batur’u bir yakın dost olarak görüyor. Onu özlüyor, öpüyor, hasretle kucaklıyor. Aralarında kişisel bir yakınlık var.

Bilge Karasu mektuplarını karşılıklı sohbet olarak görüyor.  Enis Batur’la oturup konuşma imkânı olsa neler anlatacaksa onları yazıya döküyor. Bu tavrı da samimi ve sıcak bir anlatım ortaya çıkmasını sağlamış. Mektupların üslubu okur olarak bizi hemen metne bağlıyor.

Enis Batur’a Mektuplar ve Ankara Yazıları, Bilge Karasu, Haz. Mesut Varlık, Metis Yay. Mart 2024.

edebiyathaber.net (3 Nisan 2024)   

Yorum yapın