Bozkırda Altmışaltı’yla tanıdığımız, iyimser ve insancıl Mustafa Çiftci öykü dünyasının ilk örnekleri olan “Adem’in Kekliği ve Chopin” İletişim Yayınları tarafından yayımlandı.
“Galeri denilen yer üç tane salon. Biz birinin işini bitirince gidiyoruz. Haftaya kalmadan diğer salon için çağırıyorlar. İş kolay, hem de makara yapıyoruz. Hasan’la tıkır mıkır çalışıyoruz. İşte böyle çalışırken ben O’nu gördüm.Beyaz bir elbise giymiş, boynuna kırmızı bir şey sarılı, yürümüyor, sanki uçuyor. Geldi salonun en dibindeki resme bakmaya başladı. O resme bakıyor, ben O’na bakıyorum. Ne kadar baktık bilmiyorum, Hasan gelip koluma vurdu.
Zerre aşırılık yok, zerre eksiklik yok. Özene bezene dokunmuş bir duvar halısı kadar sade ve etkileyici. “Acaba okuyan herkese mi böyle geliyor” diyorum “yoksa bu benim ruh ikizim mi?” Deneyip de aynı yeterlikte yazamadıklarımızı yazıyor Mustafa Çiftçi.
Öykülerini çok beğenerek okuyor ve hiç durmadan yazmasını diliyorum Çiftçi’nin. Bence gelecekte de duyulan ilgi hiç azalmadan okunacak az birkaç edebiyatçıdan biridir.