İhsan Oktay Anar’dan sürpriz bir roman: Tiamat | Fatih Çavdar

Mart 11, 2022

İhsan Oktay Anar’dan sürpriz bir roman: Tiamat | Fatih Çavdar

İhsan Oktay Anar, doksanlı yılların ikinci yarısından itibaren Türk Edebiyatının en sevilen romanlarından biri haline gelecek olan Puslu Kıtalar Atlası’ndan başlayarak ardı ardına yayımlanan ve son olarak 2014 yılında Galiz Kahraman ile son bulan romanlarının ardından kemik gibi sağlam bir okuyucu kitlesi edinmişti. Kitapları dışında pek ortalarda görünmeyen yazar, geçtiğimiz yıllarda artık roman yazmayı bıraktığını da açıkladıktan sonra bu senenin başlarında Anar’ın yayınevini değiştirdiği haberi ufak bir bomba etkisi yaratmıştı. Kimileri yeni bir roman beklerken kimileri de Anar’a güveniyordu. Madem yazmayı bıraktığını söylüyordu o halde yazmayacaktı. Eski kitaplarının yeniden basılacağını düşünürken yeni bir kitapla döneceği açıklanınca yine şaşırtmadı doğrusu. Anar’ın uzun yıllar önce yazdığı ancak yayımlatmadığı bir romanını gözden geçirdiği ve bu romanla yeniden döneceği açıklanınca yeni durum anlaşılmış oldu. 

Anar Tiamat ile artık bilindik o hoş üslubunu devam ettiriyor. Tarihi gerçekleri, fantastik ögeler ile harmanlayarak eser miktarda Türkçe felsefe ve hayranlık uyandıracak seviyede ironik bir mizah ve orijinal karakterler Anar’ın alameti farikalarından sayılıyor. 

Bu kitapta da T1AMAT kodlu Abdülhamid sınıfı, Osmanlı denizaltısının Akdeniz sularında İngilizlerle mücadeleleri sırasında gemiye aldıkları ganimet cinsinden bir sandığın içinden çıkan ateşle beslenen bir yaratık ve ardından gelişen korkunç olaylar konu ediliyor. Anar romanlarında kutsal kitaplarda yer alan hikayelere de bol bol yer verir. Tiamat’taki ganimet sandukası da Tevrat’ta yer alan Hz. Musa’nın çıkış sandığıyla büyük benzerlikler taşır. Ateşle beslenen yaratık Şeytan’ı temsil ederken ganimet alınan yedi çivi de muhakkak ki yedi ölümcül günahla ilişkilidir.  

İhsan Oktay Anar’ın kitaplarında muhakkak başka kitaplarına referanslar olur. Antik Babil mitolojisinden alınma ismiyle Tiamat da kitap adı da dahil olmak üzere içinde bol bol denizcilik terminolojisi içeren Amat’la büyük benzerlikler taşıyor. 

Hurafeler, tılsımlar, büyülerle beslenen avam batıl inançları karşısında pozitif bilimin ironilerle dolu eleştirisi Anar’ın mizahı dehasının en eğlenceli öğesi sayılır. 

Yaşayan bir roman karakteri gibi hareket eden Anar’ın sekiz yıl aradan ve artık yazmayacağını söyledikten sonra denizlerin dibi gibi bir karanlığın içinden çıkıp gelen bu sürpriz roman okurları çok sevindirdi. Beklemiyorduk ve bu haliyle beklemediğimize çok değdi.

İyi okumalar dilerim.

edebiyathaber.net (11 Mart 2022)

Yorum yapın