Yazarın Odası: Vicdan Özerdem | Meltem Dağcı

Ocak 26, 2023

Yazarın Odası: Vicdan Özerdem | Meltem Dağcı

Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Vicdan Özerdem’i, eşi Bahadır Özerdem ile konuştuk.

Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?

Her yerde yazabiliyor. Bazen yatağa uzanmış defterlerin, kağıtların içinde buluyorum kendisini. Bazen odanın bir kenarına büzülmüş, dizlerini karnına çekmiş, elinde kağıt kalem dizinin üzerinde harıl harıl yazıyor. Sanırım bir Pazar sabahıydı. Kalktım Vicdan yok! Evin her odasına baktım. Üst kat, alt kat aradım durdum. Bahçeye çıktım orada da yok. Telefon ile aradım, açmıyor. (Zaten telefon ile arası iyi değildir!) Belki kahvaltı için fırından taze ekmek almaya gitmiştir diye aramaktan vazgeçtim. Mutfağa girdim kahvaltıyı hazırladım. İki saat geçmişti. Tedirgin olmaya başlamıştım. Pazar günü nereye gitmiş olabilirdi ki? Almanya`da Pazar günleri her yer kapalı olur. Sokaklara, parklara gidip bakma kararı aldım. Bodrum katında kütüphanemiz ve Vicdan`in el işleri atölyesi var. Anahtar deliğinden ışık görünüyordu. Kapıyı açtım ki ne göreyim? Vicdan trans halinde yazı yazıyor! Bizi uyandırmamak için sabah erkenden kendisini oraya kapatmış.

Eşinizle yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?

Genelde iyi bir paylaşımımız vardır. Okuduğumuz pek çok şeyi paylaşırız. Vicdan, bir öyküyü yazdıktan sonra bana okur ve düşüncemi sorar. Bazen bir cümleyi alır bir-iki saat konuşuruz. Yazdıkları üzerine konuşulması, tartışılması onu çok mutlu eder.

Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?

Yazdıkları üzerine konuşulması, tartışılması onu çok mutlu eder. Yazdıklarını sadece bana okumaz, başka arkadaşlara da gönderir ve eleştirilerini sorar. Eleştiriye açık olan (öylesine değil ha) bir başka insan tanımıyorum. Eleştirileri dikkate alır. Bir öyküyü eleştiriler doğrultusunda komple yeniden yazdığı olur. Eşim olduğu için söylemiyorum, her konuda olduğu gibi yazım konusunda da mütevaziliği ile bilinir.

Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?

Bir yazının orta yerine geldiğinde koltukta veya masasında onu ileri geri sallanırken görebilirsiniz. Bu bir trans hali gibidir. Yazıyı bitirince dünyamıza geri döner. Mutluluktan yerinde duramaz hemen başka başka işlere koşturmaya başlar. Bu yoğunluğuna rağmen eğer evde dipten bir temizlik yapmaya başlamış ise mutlaka yeni bir öykünün kurgusu da başlamış demektir! Kendisi iki ayrı işte çalışıyor ve çok yoğun birisi. Günlük yaşamı koşuşturma içindedir. Akşam eve geldiğimde “aa sen aramışsın beni” der. Halbuki saaatler önce aramışımdır! Anlayacağınız bütün ahali gibi ben de telefonlara bakmamasından şikâyetçiyim.

 17 yaşında bir oğlumuz var. İsmi Ufkum Ege. Okumaktan ve yazmaktan tek vazgeçtiği an, oğlumuzun bir şey istediği an dir. Ufkum Ege; “Anne”diye seslendiği an, yazı durur, okuma durur, bütün dünya durur!

Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?

Vicdan’ın 20 yıllık evliliğimizde (hapishanede evlendik) bir gün okumadan geçirdiğini görmedim. Çok sağlam bir okuyucudur. Türkiye`ye giden arkadaşlarımız mutlaka Vicdan’ın kitap siparişleri ile dönerler. Düzenli olarak Köln Edebiyat Atölyesi toplantılarına katılıyor ve grupta değerlendirilecek kitabı okuyor. Yazım konusunda bir editörden eğitim alıyor. Hocasının önerdiği kitapları okuyup buna göre denemeleri ödev olarak yazıyor. Iki ayrı işte çalışıyor ve çok yoğun birisi. Günlük yaşamı koşuşturma içindedir. Tüm bunların yanı sıra kendi seçtiği kitabı da mutlaka okur. Tüm bunları bir hafta içinde nasıl yapıyor? Nasıl üstesinden geliyor? Gerçekten akıllara ziyan bir durum! Şuan elinde okuduğu kitaplar;

 -Gülüşün Ve Unutuşun Kitabı (Milan Kundera)

 -Kısmet Büfesi (Bilge Karasu)

edebiyathaber.net (26 Ocak 2023)

Yorum yapın