Yazarın Odası: Tuğçe Isıyel | Meltem Dağcı

Şubat 24, 2022

Yazarın Odası: Tuğçe Isıyel | Meltem Dağcı

Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Tuğçe Isıyel’i, arkadaşı Irmak Zileli ile konuştuk.

Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Gözümün önünde o çok sevdiği çalışma masasında oturmuş yazısını yazan bir Tuğçe belirdi hemen. Kedisi Berduş da yakınlarda bir yerden onu izliyor. Anı deyince ilginç olmaktan çok, sık yaşadığımız, yeni bir keşif yaptıysa, zihni uçup kanatlandıysa, cıvıldayan sesiyle telefonun öteki ucundan her ne ise artık keşfettiği, ondan söz edişi geliyor aklıma.

Arkadaşınızla yazı/ okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Her şeyi. Herhangi birimizin aklında bir yazı fikri varsa ondan söz eder, birlikte düşünürüz üzerine. Kitap projeleri için de keza öyle. Bir fikri geliştirirken birlikte sorular üretir, okuduklarımızı paylaşırız. Taş taş üstüne koyar gibi fikir fikir üstüne koyar, soruları çoğaltırız. Çoğu zaman okunacak yeni kitaplar keşfedilir bu sayede. Farklı alanlarda uğraş veriyor olmamız da bu paylaşımları besler. Ayrıca o sıralar bizi meşgul eden konularda uzun sohbetler ettiğimizden, konu muhakkak birtakım kitaplara, filmlere gelir. Hatta birbirimize altını çizdiğimiz sayfaları ilham vereceğini düşünerek gönderdiğimiz çok olmuştur.

Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Tuğçe önerilere daima çok açıktır. Yeni fikirler, farklı bakış açıları geliştirmeyi sever. O yüzden bu konuda sınırı yoktur. Sadece benden değil, temas ettiği herkesten beslenmeye, öğrenmeye çalışır. Dikkatle dinler, sorular sorar. Meraklıdır. Öyle ki aldığı yanıtları o haliyle bırakmaz, muhakkak geliştirir, bağlantılar kurar ve size geri döndürür. O yüzden onunla fikir alışverişi yapmak pek zevklidir.

Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Evi süpürmek diyebiliriz. Sanki zihnini temizlemek, tüm çerinden çöpünden arındırıp berraklaştırmak istercesine evi süpürür. O da yetmez. Temizlenen zihnin bir de havalandırılmaya ihtiyacı vardır. O yüzden sanırım evini de bir güzel havalandırır. Ardından da yazıya oturur.

Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Akşit Göktürk’ün Ada kitabını okuyordu en son. Bir de şu sıra Byung-Chul Han’a sardı. En son Zen Budizm Felsefesi kitabıyla hasbıhal etmekteydi.

edebiyathaber.net (24 Şubat 2022)

Yorum yapın