Yazarın Odası: M. Özgür Mutlu | Meltem Dağcı

Mart 28, 2019

Yazarın Odası: M. Özgür Mutlu | Meltem Dağcı

Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar M. Özgür Mutlu’yu, eşi Şerife Çalık Mutlu’la konuştuk.

1) Yazılarını nerede oturup yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?

Aslında sabit bir mekânı olduğunu söyleyemem. Mümkün olan her yerde yazar diyebilirim. Kâğıda dökülmeye hazır sözcükler onu nerede bulursa orada yazar. Not defteri ve kalemleri -kurşun kalemi çok sever- her zaman yanında olur ve aklına gelenleri, düşündüklerini veya okuduklarını not alır. Daha sonra bazen hemen oracıkta, bazen fikir, hikâye, karakter, kurgu olgunlaştığında çalışma odası olmayan evimizin yemek masasına ya da verandadaki masaya oturur genellikle ve bilgisayarda temize çeker. Bilgisayar başındayken genellikle dış dünyaya kendini kapatır, büyük bir ciddiyetle ve çok hızlı yazar. Zaman zaman ben de oldukça şaşırıyorum nasıl olup da bu kadar kısa zamanda onca şeyi yazabildiğine.

 2) Eşinizle yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?

Okuduğumuz, bizi heyecanlandıran, düşündüren hemen her tür kitabı, yazıyı bazen uzun uzadıya bazen de kısa kısa tartıştığımızı, bilgi ve fikir paylaşımında bulunduğumuzu söyleyebilirim. Birbirimize kitap önerilerinde bulunuruz, bitirdikten sonra mutlaka okumalısın dediğimiz kitaplar hep vardır. Tabii bu paylaşımlar eğer gündelik işlerle ve çocukla ilgili meşgalelerden arta kalan bir enerjimiz hala varsa ve uyuyakalmamışsak -ki bu genelde ben olurum- mümkün oluyor.            

3) Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?

Yazdığı öykülerin ilk okuru olmaktan her zaman büyük bir keyif aldığımı belirtmeliyim öncelikle. Bu durumun benim için oldukça heyecan verici olduğu bir gerçek. İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdim ve aldığım eğitim itibariyle edebiyat üzerine pratiğim hep yazılanları irdelemek üzerine oldu. Dolayısıyla yazdıklarını dikkatle okuduğumu, derinlemesine irdelediğimi, beğendiğimde hakkını vermekle birlikte bir okur/eleştirmen gözüyle içime sinmeyen kısımlarla ilgili zaman zaman çetin tartışmalar yaşadığımızı söyleyebilirim. Genelde uzlaşıyla biter tartışmalar, o beni anlar, ben de onu. Bazı zamanlarda ise eleştirilerimden dolayı bana kızdığı hatta küstüğü bile olmuştur. Ancak bu küslükler neyse ki hiçbir zaman uzun sürmez ve sonunda beni haklı bulur. İyi bir okur-yazar ilişkisi yaşıyoruz diyebilirim.

4)Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?

Sigara ve çay. Onlar olmadan olmaz. Dolayısıyla öykülerin yazılma süreçleri genellikle dış mekânlarda gerçekleşir.

 5)   Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?

Kurt Vonnegut Otomatik Piyano ve Doğu Batı’nın Distopya sayısı bunları yazarken hemen karşımda gördüklerim. Çok kitap okur ve evde Özgür’ün bulunduğu hemen her yerde bir veya birkaç kitap olur. Bunların bazıları yarım bırakılarak evin çeşitli yerlerine dağılır.

edebiyathaber.net (28 Mart 2019)

Yorum yapın