Yazarın Odası: Göksu N. Çakır | Meltem Dağcı

Ağustos 13, 2020

Yazarın Odası: Göksu N. Çakır | Meltem Dağcı

Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Göksu N. Çakır’ı, ablası Şenay Çakır ile konuştuk.

1) Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?

Göksu Samsun’a gelmeden odasını hazırlarım. Yatağı onun çalışma masasıdır. Çalışırken kitap ve not aldığı etrafında defteri bulunur. Bunun yanında bir de kitap okuma daha doğrusu dinleme saatleri vardır, bunlar da yine yatakta geçer, o yüzden çalışma masasına gerek yoktur.  Yazma esnasında asla konuşmaz, sorulan sorulara doğru ya da yanlış her şeye hı, hı diyerek cevap verir. Okumayı çok sevdiği gibi araştırmayı da sever. Gece kalkıp aklına gelen şeyi yazdığını bilirim. Yazmak ve okumak onun yaşam felsefesi haline gelmiştir. Her gün mutlaka kitap okur.

2) Kardeşinizle yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?

Romanlarında en çok beğendiğim hayal gücünün yüksek oluşu, insanı farklı diyarlara götürüp roman içinde yaşatması, roman karakterlerinin gerçek hayattaki kadar canlı oluşudur. Yalın ve akıcı bir dil kullanır. Tasviri o kadar güçlüdür ki kelimelerle tablo çizerek okuyucu kendini roman kahramanı hisseder. Bu yüzden Göksu’nun romanlarını her zaman heyecanla beklerim, romanlarının sonunu bana söylememesini isterim. Çünkü Göksu’nun romanlarında her zaman heyecan, olağandışı olaylar vardır. Onun kitapları bir macera filmi gibidir. Göksu edebi değeri olan kitapları okur, çok satan kitapları zaman kaybı olarak görür. Okuduğu kitaplar üzerine konuşmayı sever. Sohbetinde genellikle edebiyat ağırlıdır.

3) Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?

Konuya hiç karışmam. Sadece bulduğu isimler arasında birini seçmemi ister. Sonuçta yine kendi dediği olur. Bir de bitirdiği romanı üzerinde editörlük yaparım. En sevdiğim kısım bu kısımdır.

4) Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?

Romanın başlangıcı en sancılı dönemdir. Bu dönemde roman yatakta yazılacak, kimse konuşmayacak, kimse yanına gitmeyecek. Hele romanın başlangıcında evde bir sessizlik olur, kimse konuşmaz, kimse odasına girmez. Romanın ortalarına doğru rahatlarız, her şey yoluna girmiştir çünkü.

5)  Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?

Göksu bir değil, üç kitabı birlikte okur.  Bugünlerde okuduğu kitaplar: 

Gabriel Garcia Marquez-Yaprak Fırtınası

Bora Abdo-Hayali’nin Tesadüfleri

Ursula K. Le Guin-Karanlığın Sol Eli

J.R.R. Tolkien-Yüzüklerin Efendisi (Tek Cilt)

edebiyathaber.net (13 Ağustos 2020)

Yorum yapın