Yazarın Odası: Belma Fırat | Meltem Dağcı

Temmuz 23, 2020

Yazarın Odası: Belma Fırat | Meltem Dağcı

Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Belma Fırat’ı, yazar arkadaşı Ayşegül Tozören ile konuştuk.

1) Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?

Belma Fırat yazılarını evinde yazar. Kendisine ait bir odası olmasına rağmen, evin her odasında, salonda yemek masasında, hatta mutfakta dahi kalem elinde görebilirsiniz. Belki bundan, mutfakta da küçük bir kitaplığı var. Yazın, bireysel bir uğraş olduğu için yazma anlarında birbirimizi yalnız bırakma nezaketini gösteririz, bu yüzden ilginç bir anıdan söz edemeyeceğim.

2) Arkadaşınızla yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?

Belma Fırat ile buluşmalarımızda çoğunlukla okuduklarımız üzerine tartışırız. Arkadaşlığın en güzel yanlarından biri belki bu… Sansürsüzce tartışabilmek. Bu tartışmalarda farklı düşündüğümüz çok alan olmasına rağmen hiçbir zaman maske takmayız. Edebiyat ve sanatın başköşede olmadığı bir buluşmamızı hatırlamıyorum. Konuşmalarımızda cümleler pek kravat takmaz, bol kahkahalı geçer.

Edebiyata ilişkin farklı bir paylaşım, Belma’nın taşınması sırasında yaşandı. Yorgun günleriydi ve yüzlerce kitap, kolilerin içinde salonun ortasında duruyordu. Eve dair işlerde pek becerikli değilimdir, sadece düzenlemede iyiyimdir. Bol bol sohbet ederek, kitaplığını yerleştirmesine yardımcı olmuştum. O günlerden bugün gibi hatırladığım, göz hizasının dışındaki raflara koymak istediğim her kitap için, “ama o benim canım,” diye itiraz etmesi… En sonunda yürek hizasında tuttuğu her kitabı göz hizasında tutamayacağını açıklayabilmiştim.

3) Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?

İlk okuyanın, yazı akıyor mu, diye bakması önemlidir. Benim katkım sadece okuru yakalayıp yakalayamadığını söyleyen birkaç sözcükten ibaret olur. Yine burada da birbirimize kesinlikle maske takmadığımızı söyleyebilirim.

4) Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?

Ritüellerden söz edemem ama geceleri yazmayı tercih etmediğini söyleyebilirim. Güneşin gücüne inanır. Belki ritüel bir önceki soruda saklı, ilk okuyanın birbirimiz olması.

5)   Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?

Bodrum’a bir bavul kitapla gittiğini biliyorum. Ama şu anda elindeki kitap Yaşar Kemal’in İnce Memed’i.

edebiyathaber.net (23 Temmuz 2020)

Yorum yapın