Yazarın Odası: Aylin Sökmen | Meltem Dağcı

Eylül 16, 2021

Yazarın Odası: Aylin Sökmen | Meltem Dağcı

Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Aylin Sökmen’i, kardeşi Ali Sökmen ile konuştuk.

Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?

Genelde evde veya müsait olursa işte yazar, gerçi yazmak istediğinde mekân neresi olursa olsun bir yolunu bulur ve yazmaya çalışır. Genelde onu yazarken bulmak zordur çünkü yazarken yalnız olmayı sever. Buna rağmen bazen onu dışarıda, mesela yemekteyken bile not defterine veya telefonuna not alırken görebilirsiniz. Eğer fikirlerini geliştirmek ve yazıya dökmek isterse ortamdan uzaklaşıp bir an evvel eve dönüp yalnız kalmak istediği olur. Yazarken genelde bilgisayarının başında odaklanmış haldedir, hiç ses çıkarmaz ve eğer aynı ortamdaysanız bazen onun orada olduğunu bile unutursunuz. Yazarken onunla konuşulmasından veya gürültü yapılmasından hoşlanmaz.

Kardeşinizle yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?

Ablam edebiyatla ilgilenmeye başladığı sıralarda benim kitaplarımdan bazıları yavaş yavaş onun kütüphanesine göç etmeye başladı. Hatta karışıklıkları önlemek için kitaplarıma işaret koymaya başladım. Gerçi kısa sürede ablamın büyük bir kütüphanesi oldu ve ablamın bu merakı bana kitap tavsiyeleri ve armağanları ile geri döndü. Son zamanlarda istediğim kadar fazla kitap okuyamıyorum ve kurmaca fazla ilgimi çekmiyor ama ablam bir kitabı çok beğenirse benim de okumamı ister, ben de onun tavsiye ettiği veya verdiği kitapları okurum. Mesela en son ergenlik yıllarımda okuduğum Stefan Zweig’a onu sayesinde geri döndüm. Nadiren de olsa ben de ona kitap tavsiye ederim, genelde edebiyattan ziyade bilim, biyografi, tarih gibi alanlarda.

Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?

Kurgulama ve yazım sürecinde kimseden yardım almaz, fakat kısa eserlerinin bazen ilk taslağını bana gösterip bir okur olarak nasıl yorumladığımı, geliştirebileceği şeyler olup olmadığını öğrenmek ister. Hatta fazla yorum yapmadığımda ısrarla geri bildirim beklediğini söyler. Verdiğim öneriler genel olarak ufak tefek detaylara ve bazen de metnin genelinden çıkardığım mesajlara dairdir. Kendimi edebiyat konusunda çok donanımlı görmüyorum ve yorumlarım muhtemelen yüzeysel kalıyor fakat belki de farklı bir bakış açısına sahip olduğum için ablam görüşlerime değer verir.

Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?

Yazarken yalnız olmayı sevdiği için ritüelleri biraz kendinde saklıdır, fakat gördüğüm kadarıyla kafeinsiz kahvesini ve iki-üç nefes alıp söndürdüğü sigarayı yanında tutar. Bazen hafif bir müzik dinler ama esasen sessizlik onun için önemlidir, eğer aynı evdeysek o yazı yazarken ses çıkarmamaya çalışırız.

Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?

Yoko Ogawa – Hafıza Polisi

Orhan Pamuk – Veba Geceleri

Kazuo Ishiguro – Klara ve Güneş

edebiyathaber.net (16 Eylül 2021)

Yorum yapın