Varlık Şubat sayısının dosya konusu: “Geleneğin Realizmleri”

Ocak 28, 2022

Varlık Şubat sayısının dosya konusu: “Geleneğin Realizmleri”

Varlık dergisinin Şubat 2022 sayısı “Geleneğin Realizmleri” dosyasıyla yayımlandı.

Dergide yer alanlar şöyle:

Dosya: “Geleneğin Realizmleri” – Erhan Altan, Yalçın Armağan, Haydar Ergülen, Helmut Neundlinger, Florian Neuner

Yazı/Söyleşi: Bir Romanın Tam Ortası (Ali Özgür Özkarcı) – Murat Germen ile “Dün Bugün İstanbul” Sergisi Üzerine Söyleşi (Hıdır Eligüzel) – Kabilenin Okuru (Evren Kuçlu) – Bir Anı: Olaylı Bir Edebiyat Gecesi (Hikmet Sami Türk) – Macherey’in Edebî Üretim Teorisi Üzerine (Bilgin Güngör) – Kısa Filmin Uzun Sözü: Burak Çevik ile Söyleşi (İrem Kargıoğlu) – Koşu Alanım (Kemal Ateş) – Sergüzeşt-i Sahaf Ragıp Efendi (V) (Süleyman Kaymaz) – Bir Zamanlar Kadıköy (6): Cemal Süreya (Metin Cengiz) – Orada Kalmayan Dilşad Atasoy’un Resimleri (Emre Dirim) – Yeni Şiirler Arasında (Şeref Bilsel) – Yeni Öyküler Arasında (Jale Sancak) 

Şiir: Cengiz Kılçer, enderemiroğlu, Mustafa Altay Sönmez, Fatih Kök, Fatma Yeşil, Emre Polat, Figen Şentürk, Dilek Özmen Genel, Çağla Ayhan, Mustafa Seyfi 

Öykü: Muzaffer Kale, İlyas Tunç, Sevim Korkmaz, Erkan Eren, Ümit Yücetin 

Desen: Özge Ekmekçioğlu

Varlık Kitaplığı: “İstanbul’da Bir Çay”- Sébastien de Courtois (M. Emin Özcan) – Nedim Gürsel ile “Son Fasıl” Üzerine Söyleşi (Gültekin Emre) – “Bir Başka Düğün Gecesi” – Erendiz Atasü (Çiğdem Ülker) – Sevinç Çokum ile “Yüzünü Sıyır Karanlığından” Üzerine Söyleşi (Funda Özsoy E.) – “Kara Kaplı” – Semra Bülgin (Öykü Gizem Gökgül) – Eda İşler ile “Görünür Bir Yerde” Üzerine Söyleşi (Mevsim Yenice) – “Düşüşten Sonra” – Selim İleri, Burcu Aktaş (Birsen Ferahlı) – Cengizhan Genç ile “Hangi Hayvanlar” Üzerine Söyleşi (A. Samet Atılgan) – Soner Sert ile “Sinemanın Teorisi” Üzerine Söyleşi (Günnur Aksakal Baykan) – Haberler 

Edebiyattan resme, sinemadan sanat tarihine, güncel sanattan felsefeye geniş bir alanda yazılar, söyleşiler yayımlayan Varlık bu ay da Kısa Filmin Uzun Sözü, Yeni Şiirler / Öyküler Arasında köşeleri ve son çıkan kitapların tanıtıldığı Varlık Kitaplığı bölümüyle okurlarıyla buluşuyor.

Dosya giriş yazısı

GELENEĞİN REALİZMLERİ

ERHAN ALTAN

Varlık dergisinin Şubat 2022 sayısının dosya konusu, “Geleneğin Realizmleri”. Dosyamıza katkıda bulunan isimler ise Erhan Altan, Yalçın Armağan, Haydar Ergülen, Helmut Neundlinger ve Florian Neuner.

Gerçeklik ideolojiye, zihniyete, ilgiye, geleneğe, koşullara göre farklı kurgulanıp farklı algılanıyor. Kurgu ve algıdaki bu saçılma, onu uçsuz bucaksız ve göreceli kılıyor. Gerçekçilik için de geçerli olan bu saçılma, edebî gerçekçiliğin de uçsuz bucaksız ve göreli bir hal almasına yol açıyor. Böyle farklı yönlere saçılan ve dallanan realizmler 19. yüzyıldaki başlangıcından bu yana kapsamlı bir repertuar oluşturmuş. Oldukça büyük bir çeşitliliğe sahip bu repertuar hem kendi içinde bir gelenek oluşturuyor hem de içinde yer aldığı geleneğin özelliklerini yansıtıp biçimini alıyor. 

İşte tam da bu yüzden aslında ne kadar da kurguya dayandıklarını fark etmek kolay olmayabiliyor. Bu realizmler dünyasında bir bakış kazanabilmenin ilginç bir çaresini, birbirinden oldukça uzakta duran iki edebiyatın karşılaştırılmasının sunabileceği düşüncesiyle Neuer Wiener Diwan derneği Viyana’da 1-2 Aralık 2021’de Yalçın Armağan, Haydar Ergülen, Helmut Neundlinger ve Florian Neuner’in katılımıyla “Geleneğin Realizmleri” başlıklı iki okuma akşamı gerçekleştirdi; katılımcılar Nâzım Hikmet, Sabahattin Ali, Ernst Jandl, Alexander Kluge, Bodo Hell ve Waltraud Seidlhofer’nın metinlerini inceledi.

Özellikle şiir gelenekleri söz konusu olduğunda II. Dünya Savaşı sonrasında Viyana Grubu’nun deneysel şiiri ve Avusturya avangardizmi, anlatımcı niteliğinden neredeyse hiç sıyrılmayan Türk şiiri ile birer karşı kutup oluşturuyor. Modern edebiyatımızın siyasi itkilerle ortaya çıkmış ve gelişimini de böyle sürdürmüş olması ve içinden çıktığı anlatımcı gelenekten de hiçbir zaman tam olarak kopmaması onu daha ziyade reformist bir tutuma yöneltmiş. Dilin kendisine yönelik sorgulamalar yerine verili olanı dönüştürmeyi yeğlemiş. Buna karşın avangardist Avusturya edebiyatı dilin maruz kaldığı nasyonal sosyalist zehirlenmenin de etkisiyle verili dile kuşkuyla yaklaşmış ve kendine yeni, radikal başlangıçlar arayadurmuş. Türkçe edebiyatın tutumu mirası sahiplenen ve dönüştüren bir arayış tarafından biçimlenirken, Avusturya edebiyatının reddeden ve yeni başlangıçlar peşinde bir arayış tarafından biçimlendiği söylenebilir.

Başka türlü ifade edecek olursam: Türkçe edebiyat, söz konusu gerçekliğe ve verili realizme dair bir gönderge çabasıyla belirlenip ama bunu öznelerarası bir gerçeklik algısıyla sağlarken, deneysellikle biçimlenmiş Avusturya edebiyatı tanı temelli bir kuramsal realizme yöneliyor. Beni bu ayrımın neden böyle olduğu, bu büyük karşıtlığın sunduğu düşünme olanağı, bu ayrımın gerçekçiliğe dair bir şeyler söyleyebilecek olması ilgilendirdi. 

Bu iki edebiyat geleneği realizm konusunda birbirlerine ne kadar benziyorlar? Hangi farklı odaklara ve kümelere ayrışıyorlar? Ve hangi sınırların ardında kalıyorlar? Dosyamızda okuyacağınız metinlerde realizmlerin çokyönlü pozisyonlarına, olanaklarının zenginliğine ve ötekinin realizmi üzerinden kendi (saklı) geleneklerine göz atmak istedik. 

Derginin okurlara çağrısı

“Memlekette tv kanalları, gazeteler sırayla, hızla tektipleşirken kitap yayıncılığı, edebiyat dergiciliği hâlâ çeşitliliğini koruyor, ancak yükselen kâğıt ve baskı maliyetleri yüzünden bazı dergilerin art arda kapandığını görüyor, üzülüyoruz. Hepimiz bir darboğazdayız. Kriz bir anda gündeme gelse de bir anda ortaya çıkmadı (…). Kuşkusuz tüm sektörler tehdit altında, ama yayıncılığın içinde bulunduğu zor durumu ayrıca önemsiyoruz, çünkü edebiyat, sanat farklı kimliklerin ifade alanı olduğu gibi, bir arada yaşama kültürünü de besler; iktidarın koyduğu sınırları ihlal ederek bizi ötekiyle buluşturur. Tektipleştirilmek istenen toplumlarda edebiyat, sanat düşmanlığının nedenlerinden biridir bu. Okurlarımızın zaten bildiği bir konuda sözü uzatmaya gerek yok, ancak bugünlerde yaşadığımız ekonomik krizin dergicilik alanındaki çeşitliliği de tehdit ettiğini ve bunun kültürel anlamdaki olumsuz sonucunu dile getirmeden edemedik,” diye yazmışız Ekim 2018’de. 

2022’de durum şüphesiz çok daha kötü. Ama biz hâlâ sahadan çekilmedik, okurlarımızdan aldığımız destekle mücadeleye devam ediyoruz. Dergimizde şiir ve öykülerin yanı sıra edebiyattan resme, sinemadan sanat tarihine, felsefeden güncel sanata, kısa filme pek çok alanda deneme ve söyleşilere yer veriyoruz, çünkü edebiyatı ülkemizin güncel sorunlarından bağımsız düşünmediğimiz gibi, diğer sanatlardan da ayırmıyoruz. Varlık edebiyatı, sanatı insan oluş sürecinin yapıtaşı olarak gören herkesin buluştuğu bir dergi. 

Bugün desteğiniz her zamankinden daha önemli bizim için. Varlık’a abone olduğunuzda sadece bir dergi edinmiş olmazsınız, geçmişten bugüne Türkiye’de edebiyatın, kültür-sanatın da yakın bir izleyicisi olursunuz. Abonelerimize yeni sayılarımızı kargoyla gönderiyor, ayrıca 1933’ten günümüze tüm dijital arşivimize erişim imkânı sunuyoruz. Dergimize abone olmak için varlikonline.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Varlık hepimizin belleği. Varlık edebiyatın, sanatın dönüştürücü gücüne inananların dergisi. 

edebiyathaber.net (28 Ocak 2021)

Yorum yapın