Vahşi ve politik olarak doğru: “Frankenstein Bağdat’ta”

Ekim 23, 2018

Vahşi ve politik olarak doğru: “Frankenstein Bağdat’ta”

Ahmed Saadavi’nin “Frankenstein Bağdat’ta” adlı romanı, Süleyman Şahin çevirisiyle Timaş Yayınları tarafından yayımlandı.

Tanıtım bülteninden

ABD işgali altındaki Bağdat’ın yıkıntıları arasındaki tuhaf sakinlerinden Hadi boş zamanlarını kahvehanelerde hikayeler anlatarak geçiren bir eskici.  Yıkık evlerden, çöp yığınlarından, patlama alanlarından topladığı döküntülerin yanında çok tuhaf şeyler de var aslında: Ceset parçaları…

Bu parçaları bir ceset yaratmak için bir araya getirmekteki asıl amacı -iddiasına göre- hükümetin bunları insan olarak tanıması ve hak ettikleri bir defin vermesidir.

ABD işgali altındaki Bağdat’ın tuhaf sakinlerinden Hadi boş zamanlarını kahvehanelerde hikâyeler anlatarak geçiren bir eskici.  Yıkık evlerden, çöp yığınlarından, patlama alanlarından topladığı döküntülerin yanında çok tuhaf şeyler de var aslında: Ceset parçaları…

Bu parçaları bir ceset yaratmak için bir araya getirmekteki asıl amacı -iddiasına göre- hükümetin bunları insan olarak tanıması ve hak ettikleri defni vermesidir.

Fakat bir gün ceset kaybolur ve hemen ardından ürkütücü cinayetler dalgası şehri kasıp kavurmaya başlar. İfadelere göre katil vurulsa da yaralanmaz, ölmez; üstelik korkunç görünümlü bir canavara benzemektedir. Ve işte böylece Hadi, hayatta kalabilmek için insan vücuduna ihtiyaç duyan bir canavar yarattığının farkına varır – geçmiş hesapların peşine düşen bir intikam makinesi.

“Mary Shelley’nin kaleme aldığı Frankenstein’dan iki yüz yıl sonra, bu canavarın sayısız varyasyonu yaratıldı- ama bunlardan yalnızca birkaçı, Ahmed Saadavi’nin Frankenstein Bağdat’ta romanında hayat verdiği canavar kadar vahşi ya da politik olarak doğru.” —  Gregory Cowles, The New York Times

“Çarpıcı ve gerçeküstü… Özgüvenli ve sanrılı… Kara mizah ve korkunun mükemmel karışımı… Saadavi, doğaüstü, korkunç ve sıradan ayrıntıları müthiş bir etkiyle harmanlıyor. Hem sesinde hem de vizyonunda bir yenilik var. Irak’ta yaşananlar manevi bir felaketti, bir çöküştü- ve bu cesur ve dahice bir roman, bu fikri benimsiyor ve tüm olasılıkları masaya yatırıyor. ” — Dwight Garner, The New York Times

“Büyük bir başarı… Gerçeküstü, büyüleyici ve dokunaklı… Ortadoğu mezhepçiliği ve jeopolitik ahmaklıkların vahim portresi, absürt bir ahlak anlayışı ve bir korku fantazyası… Garip, şiddetli ve komik.” — Sarah Perry, The Guardian

“Büyüleyici kurgusu için peşine düştüğünüz bu romandan, müthiş kara mizahı ve dokunaklı insanlık dramı anlatısı için ayrılamayacaksınız.” — The Washington Post

“Saadavi’nin romanı, Irak’taki kaçınılmaz katliamın tekinsiz doğası için kurgulanmış bir metafordan fazlası. Aynı zamanda çatışmadan etkilenenlerin yaşamlarını da samimi bir şekilde tasvir ediyor ve bu katliama maruz kalan toplumun günlük deneyimlerine bir bakış sunuyor.” — The Economist

“Frankenstein Bağdat’ta, kahramanı ürkütücü canavar gibi: Biraz korku, biraz gerilim, biraz mizah, biraz sosyal gerçekçilik… Saadavi, savaş esiri Bağdat’ın atmosferini çevik tasvirlerle canlandırıyor, sayfaları ateşe veren patlamaları okura bizzat tattırıyor.” —Financial Times

“Şaşırtıcı, komik ve hatta sarsıcı… Saadavi’nin satirik ısırığı, esprileri karanlığa gömüyor, kahkahalar boğazınızda kalıyor. Bu olağanüstü kitap, eşit ölçüde komik ve rahatsız edici.” —The Observer

“Tekinsiz, komik ama tuhaf derecede etkileyici… Korkunç ama bir o kadar da mizahi… Gotik bir efsaneyi yeniden değerlendiren bir masal… İki yüzüncü yılında, Mary Shelley’nin bilim adamı ve yaratığı bol bol yeniden yorumlanacak. Ancak hiçbiri Saadavi’den daha yeni bir ses veremeyecek şüphesiz.” — The Spectator

“İlgi çekici ve zengin, tatmin edici, zekice… Usta bir hikaye anlatıcısından ustaca bir anlatı. Edebi hırslarla politik ve sosyal metaforları dengelemeyi başaran, okurun elinden bırakamayacağı nadir romanlardan biri..” — The National

“Irak Savaşı’nın felaketinden çıkan en iyi romanlardan biri. Olağanüstü, dünyevi ve canlı… Orijinal Shelley romanıyla çarpıcı ortalıkları var. Saadavi’nin Frankenstein Bağdat’ta romanındaki canavarı, zamanımızın melez bir yaratığı. Bölgede açığa çıkan savaşlarda sayısız hayat süren acımasız şiddetin umutsuz bir göstergesi… Ancak Frankenstein Bağdat’ta, bu şartlarda hayal gücünün hâlâ hayatta kalabileceğinin bir işareti, molozların çatlaklarında çiçek açan bir şaheser.” — Roger Luckhurst, Los Angeles Review of Books “Savaştan zarar gören Irak’ın günlük hayatına göz kamaştırıcı ve etkileyici bir bakış.” — Publishers Weekly

“Frankenstein’ın birçok iyi yeniden anlatımı bulunmakla birlikte, bunlardan çok azı Shelley’nin öyküsündeki metaforik zenginliğe ulaşabildi… Zarif ve sade anlatımıyla Saadavi, hayaletlerin cirit attığı, kayıp insanların her zaman geri döndüğü, adaletin kaybolduğu ve iyi niyetlerin bile aslında bozulduğu bir şehre götürüyor okuru. Korku, gizem ve trajedinin büyüleyici ve ürkütücü bir karışımı.” — Booklist

edebiyathaber.net (23 Ekim 2018)

Yorum yapın