“Uzaydaki ilk insan mıyım, yoksa son köpek miyim?” | Sevim Şentürk

Mart 14, 2023

“Uzaydaki ilk insan mıyım, yoksa son köpek miyim?” | Sevim Şentürk

İlk Genç Timaş’tan çıkan Yıldız Köpek, gerçek bir yaşanmışlığa dayanıyor. Amerikalı yazar Megan Shepherd’ün kaleminden çıkan bu roman, köpek Laika ile babası Sovyet Uzay Programı’nda bir bilim insanı olan Nina arasındaki dostluğu anlatıyor. 

Denek Değil, İş Arkadaşı

Anlatının gerçek olduğunu söyledik daha ilk cümlede. Laika, Uzay Tıbbı Enstitüsü tarafından Moskova’da bulunan bir sokak köpeği. Sovyetler Birliği’nin 1940’lardan beri uzay araştırmalarında köpekleri kullandığı biliniyor. Hatta köpek eğitimcilerinden Oleg Gazenko’nun “Amerikalılar uçan maymunları hoş karşılayabilir ama biz köpekleri severiz.” sözü meşhurdur. Yıldız Köpek Laika, gerekli eğitimleri aldıktan sonra 3 Kasım 1957 tarihinde uzaya gönderilir. 

Bu arada Uzay Tıbbı Enstitüsü’nde yazılan günlük ve raporlara göre bilim insanlarının köpeklere büyük saygısı olduğu ve onları “denek” ya da “denek hayvanları” olarak adlandırmak yerine onlara “iş arkadaşı” dedikleri kayıtlı. Yeri gelmişken hatırlatalım: Uzay programı çok tehlikeli olsa da yörüngeye gönderilen çoğu köpek görevlerinde hayatta kalıp, Dünya’ya güvenle dönmüşlerdir. Köpek kozmonotların çoğu daha sonra onlarla ilgilenenler tarafından sahiplenilmiş ve kalan hayatlarına devam etmişlerdir. Bu cümlenin sonunda Laika’nın başına kötü bir şey geldiğiniz sezdiniz değil mi? Evet doğru tahmin ettiniz. Maalesef Laika hayatta kalan köpeklerden olmaz. Sovyet raporlarındaki ilk bilgiye göre Laika zehirli mama verilmeden önce Dünya’nın etrafında dört gün boyunca döner. Ancak bilim insanlarının o zamanki teknolojiyle böyle bir şeyi dünyadan yapamazlar. Kimi tarihçi ve gazetecilere göre Laika, roket fırlatıldıktan birkaç saat önce zaten aşırı ısıdan ölmüş vaziyettedir. 

Bir Sokak Köpeği Uzay’ı Nasıl Fethetti?

Bu ölüm sonrası Laika’nın görevinin etik olup olmadığı kamuoyunda uzun süre tartışılır. Dünya üzerinde pek çok insan hem ABD’nin hem de Sovyet hükümetlerinin hayvanları denek olarak kullanmasına karşı çıkar hâliyle. Hayvan aktivisti Riddel, Sovyet elçiliğine hitaben, “Hükümetiniz acımasızlığını bir kez daha gösterdi.” der. Fakat tüm olumsuz tabloya rağmen Sovyet yetkililer genel olarak bilimsel süreçteki bu hadiseyi, insanlık adına bir fedakârlık olarak görürler. Laika’nın görevini yas tutulması gereken bir ‘mesele’ değil, kutlanması gereken tarihî bir olay olarak görürler. 

Evet, bu sokak köpeğinin Sputnik II programının ve bu görevin sonuçları modern teknoloji çağındaki pek çok bilimsel atılımda kullanılır. Uzay yolculuğunu hızlandırmanın yanı sıra uzay yarışı esnasında keşfedilenler akıllı telefonların, yüksek çözünürlüklü televizyonların, modern kameraların, uydu iletişiminin, GPS yazılımlarının, radyolojinin, yapay organların ve hatta şu an size bu kitabın tahlilini yaptığım yazıyı yazdığım dizüstü bilgisayarın bile geliştirilmesine katkı sağlar. Okuduğunuz gibi Laika ve onun can dostu Nina’nın yaşamları bizim hayatlarımıza dokunacak, uzanacak kadar gerçek, not düşelim.

Hayvan Sevgisini Uzay Macerasıyla Birleştiriyor

Yıldız Köpek, otuz bir bölümden oluşuyor. Megan Shepherd, isimsiz bir sokak köpeğiyle görece yüksek sınıftan bir kızın arasındaki bağ/lantıyı, tam da 10 yaş ve üzeri okurun hayal ve gerçeklik algısına göre kuruyor. Yazar, cümleleri oldukça kısa tutmuş, onun anlatının üslubuna göre tasarladığı belli. Bölüm aralıkları da yine okuyucuyu bir sonraki sayfanın merakına bırakacak ve bir an önce hikâyenin nerede sonlanacağı sorusunun peşinden sürükleyen bir tarzda işlenmiş. 

Önce hayvan sevgisini, uzay macerasıyla birleştiren Megan Shepherd’e, metni Türkçeye çeviren Şafak Arat’a, hikâyeyi boyutlandıran çizer Afra Elif’e ve bu kitabı bizle buluşturan editör Hüseyin Keleş’e teşekkürlerimizi iletelim unutmadan. Sonra Nina’nın cümlelerine ortak olalım: “Anılarını hatırladı. Solyanka çorbasına atladığını hatırladı. Arka sokakta kovalamaca oynamıştı. İyi Kız’ın istikrarlı bir şekilde atan kalbinin üzerinde bütün gece uyumasını hatırladı. Laika bir anda beyaz ışıktan uzaklaşıp karanlığa pati atmaya çalıştı. ‘Dur! Ben kalamam ki! Gitmem lazım. Görevim var!’ Daha önce hiçbir köpeğin gitmediği kadar uzaklara gittin. Sokaklardaki bir köpeğin hayal edebileceğinden daha büyük işler başardın. Gururlan, küçüğüm. Yaptığın fedakârlıkların dünyaya büyük yardımı dokunacak. Sen olmasaydın, insanlık Dünya’dan asla çıkamazdı.” 

O zaman 1961’de uzaya çıkan ilk insan olan Rus kozmonot Yuri Gagarin’in şu sözüyle bu eski, trajik ve hüzünlü hatırayı hatırlayalım: “Hâlâ kim olduğumu bilmiyorum. Uzaydaki ilk insan mıyım, yoksa son köpek miyim?”

edebiyathaber.net (14 Mart 2023)

Yorum yapın