Tarık Aksoy’a 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

Ekim 7, 2020

Tarık Aksoy’a 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

Hazırlayan: Mehmet Özçataloğlu

1. Neden çocuklar için yazıyorsunuz?

Çocuk dünyasının genişliği, çocuklardaki hayal, istek, plan, cesaret ve korkuların sınırsızlığı beni çok etkiler. “İçimdeki çocuk” daima çok aktiftir. Çocuklarla konuşmak, onlarla vakit geçirmek bana her zaman iyi gelmiştir. Çocuklar için yazmayı bu yüzden çok seviyorum. Kitaplarımı okuyan yetişkinler de kendilerinden izler bulduklarını söylüyorlar. Onların da içindeki çocuğa seslendiğimi düşünüyorum.

2. Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?

Hatırladığım kadarıyla ilk okuduğum çocuk kitabı “Çizmeli Kedi”ydi. Büyük boy ve resimli bir kitaptı. Oradaki resimlere bakıp kendim de öyküler uydururdum. Evdekilere de kendi öykü okurmuş gibi anlatırdım. Bir de Tarık Dursun K.’nın “Bir Küçücük Aslancık Varmış” adlı bir kitabı vardı. Ona bakar ben de adaşım gibi kitap yazacağım derdim.

3. Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu?

O kadar güzel çocuk kitapları var ki. Tam olarak keşke ben yazsaydım dediğim bir kitap yok ama. Bu kitap iyi ki yazılmış, bunu okuyanlar çok şanslı dediğim çok sayıda kitap var. Onları okumak beni besliyor. Bazen keyif alarak bezen de kederlenerek okuyorum.

4. Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz?

Genelde elimde birkaç kitap olur. Günün farklı saatlerinde farklı kitaplar okurum.

En son Buket UZUNER’İN “Ah Bir Kedi Olsam” kitabını okudum. Kedileri çok seven biri olarak ilgiyle okudum bu kitabı. Aynı yazarın Su, Toprak ve Hava romanlarında olduğu gibi burada da başka bir varlığa dönüşme motifine yer verilmiş. Bu tür mitolojik göndermeler çok ilgimi çeker. Ayrıca kitaptaki aile ilişkileri de çok gerçekçi. 

Bir de David OUIMET’in “Suspus” adlı kitabını okudum. 172 kelimelik bir kitap ama resimleri olağanüstü. Saatlerce elimden bırakamadım. Resimlerini incelemek, her ayrıntıda kaybolmak güzel bir deneyimdi. 

edebiyathaber.net (7 Ekim 2020)

Yorum yapın