Tarihle, vicdanla, insanlıkla boğuşan iki bilim insanının gerçeği

Kasım 23, 2020

Tarihle, vicdanla, insanlıkla boğuşan iki bilim insanının gerçeği

Cyril Gély’nin “Ödül” adlı romanı, Esma Fethiye Güçlü çevirisiyle Timaş Yayınları tarafından yayımlandı.

Tanıtım bülteninden

10 Aralık 1946’da Stockholm’deki Grand Hotel’de Otto Hahn, Kimya alanında layık görüldüğü Nobel Ödülü’nü almak üzere bekliyor. Törene sadece birkaç saat kalmış. Ve o sırada Lise Meitner beliriyor süitinde: Otuz yılı aşkın bir süredir birlikte çalıştığı eski dostu, meslektaşı, tecrübeli bir bilim insanı.

Fakat Lise, Otto’yu tebrik etmek için orada bulunmuyor. Onun meselesi geçmiş ve dolayısıyla gelecek. Lise sadece hesaplaşmak istiyor. Ömrünü adadığı işin hayattaki karşılığıyla yüzleşmek… Kapalı kapılar ardında, bir otel odasında olup bitiyor her şey. Karlı ve soğuk bir günde. Cyril Gély, tiyatrodan gelen ustalığını diyaloglar üzerinden akan bu hikâyede konuşturuyor: Tarihle, vicdanla, insanlıkla boğuşan iki bilim insanının gerçeğiyle yüzleşiyor.

“Cyril Gély, tarihin gölgesinde kalmış olanı açığa çıkarmayı seviyor. Ödül’de, kibirden sağduyuya, gururdan ihanete, gafletten fırsatçı körlüğe kadar insana dair tüm belirsizlikleri ustalıkla gözler önüne seriyor.” – Sophie Creuz, L’écho

“Keder ve sevgi arasında gidip gelen diyaloglar ve dokunuşlarla, yazar birbirine rakip iki arkadaş arasındaki muğlak ilişkiyi resmediyor. Turner resimleriyle dekore edilmiş bir otel odasında tarih yeniden yazılıyor. Ödül, sımsıkı kapalı bir kapının ardında iki kahramanın arasında geçen diyaloglar üzerinden her şeyin açığa çıktığı bir roman olarak karşımızda.” – Manon Bitticelli, franceinfo:culture

“İnsana dair etkileyici analizler eşliğinde keşiflerin sonuçları üzerine kaleme alınmışbilim dünyasına dair mükemmel bir roman. Cyril Gély, araştırmacıların kapalıdünyasında kadının yerini, tanınmamaktan kaynaklı acıyı ve başarı için verilen savaşıustalıkla kaleme almış.”Fnac

Kitaptan Alıntılar

Savaş insanı değiştirir. İnsanı öldürür. Hafızam ‘bunu ben yaptım,’ diyor. ‘İmkânsız,’ diye karşılık veriyor kibrim ve ısrar ediyor. Sonunda hafızam kibrime boyun eğiyor. Olanlar değişmedi, sadece geçmişi yorumlama biçimi değişiyor…Ancak iyi bir hafızası olanların geleceği olabilir. Geçmişin bizim için neler sakladığını kimse bilemez.

edebiyathaber.net (23 Kasım 2020)

Yorum yapın