“’Şiirleri Seven Çocuklar’ Toplansın” | Mehmet Özçataloğlu

Mayıs 20, 2024

“’Şiirleri Seven Çocuklar’ Toplansın” | Mehmet Özçataloğlu

“Ve her yerde/Güneş gizlice onun için parlıyor/Gece gizlice onun gecesidir.”

Uzun yıllardır kitapların içinde yaşayan biri olarak gördüğüm çocuklar için yazmanın zor olduğudur. Çocuklara yönelik türler içinde de şiir yazmak. Dizeleri alt alta getirip biraz da esprili bir dil kullanınca çocuk şiiri ya da çocuklar için şiir yazıldığı düşünülse de gerçek bu değil. Tekerleme ile şiir arasındaki ince çizgiyi gözetmek gerekir. Çocuklar için şiire ilk adım tekerlemeler olsa da şiir değildir sonuçta. Yazınsal unsurları bilmek, doğru kullanmak, çocuklar için şiir yazan kişiler için önemlidir, önemli olmalıdır.

Bir de üslup konusu var şiire açılan kapıda. Üslupta ritm olmalı. Çünkü ritm içinde düşünmek, konuşmak insanoğlunun eğilimidir.

Fazıl Hüsnü Dağlarca diyor ki; “Gözlerinizle görmeyiniz, sözcüklerle görünüz, sözcükler gözleriniz olsun.” Çocuklar için yazılacak şiirde kullanılacak dili daha güzel kim, nasıl tarif edebilirdi ki? Yazının her türünde olduğu gibi şiirde de dil ve üslup çok önemlidir. Mavisel Yener’in değerli kaleminden dökülenler bu konuda benim de görüşlerimi yansıtıyor. “Şiir türü çocuğun o saf haline en yakın türlerden biridir. Çünkü derinlikli çağrışımlarıyla, coşkusuyla çocuğu kolayca sarıp sarmalayabilir. Şiirin estetiğine dair bütün ölçütler çocuk şiiri için de geçerlidir. Çocuk şiiri çocuğun duygu dünyasını, gözlemlerini, yaşantısını varsıllaştırmalıdır. Çocuk şiiri, yetişkin okurun da zevkle okuyup, imgeleriyle metaforlar yaratabileceği denli güçlü olmalıdır.”

Bu kadar şiir üzerine konuştuktan sonra bir şiir kitabından söz etmemek olmaz. Renkli Düşler Yazım Ekibi adı altında dört eğitimci Emel Coşkun, Nesrin Bardak, Erol Sezek ve Meryem Derya Maran ortak bir çalışmaya imza atmışlar. “Şiirleri Seven Çocuklar” adıyla kolektif bir kitap ortaya çıkarmışlar. Armoni etiketiyle yayımlanan kitap yine Nesrin Bardak tarafından resimlenmiş. Kitabın hemen başında çocuklara seslenişlerinde şöyle diyorlar:  “Merhaba çocuklar. Bizler sanatın farklı alanlarından gelen ve sanatın her dalını çok seven dört arkadaşız. Gönlümüzün patika yollarından derlediğimiz çiçekleri (rengârenk şiirleri) her birimiz kendi bakış açımızla sizlere sunmayı amaçladık. Aranızdan müzisyenler, ressamlar, yazarlar ve şairler yani büyük sanatçılar çıkması dileğimizdir…”

Kitapta yer alan şiirlerin tamamını mükemmel diyerek ayakta alkışlamam olası değil. Zaten yazanlar da profesyonel şair değil. Fakat görünen o ki iyi niyetli bir çalışma ve yoğun emek söz konusu. Hoşuma giden ve her biri bir eğitimciye ait olan şiirlerden örnekler vermek istiyorum. İlki Erol Sezek’e ait: “Öğüt vermeyin bana/ örnek olun sadece/ Doğruları anlatıp/ yanlışları yaşamayın gündüz gece./ Yaşam önümde zaten/ henüz daha bir bilmece/ öğüt vermeyin bana/ örnek olun sadece.”

Şu dizeler de Meryem Derya Maran’ın “Serçe” başlıklı şiirinden. “Oy benim minik, sevimli/ yüreği pır pır serçe kuşum/ Dev gibi ağaçlarda/ avuç içi kadar yuvalarda yaşayan/ kışın ekmek kırıntısı/ yazın buğday tanesi ile doyan/ daldan dala konarsın/ hep heyecanlı hep canlısın/ Kırılgan narin her bir yanın/ Hele kışın soğuktan donan ayacıkların/ kıyamam sana serçe kuşum/ kalbinin heyecanı doldursun/ tüm yüreklere sevgini/ herkes neşeni paylaşsın/ ısıtsın donmuş kalpleri.”

“Zeytin Ağacı” başlıklı şiir Nesrin Bardak’tan. “Anneannemin evindeki şifonyer gibi/ küçük küçük çekmeceleri vardı gövdesinde/ böcekler yuva yapmış/ temiz çarşaflar gibi üst üste/ sonra birkaç kelebek/ uçtular dans ederek/ kaçıp uzaklaştılar/ sincabı fark ederek/ bir serçe çıkıp geldi/ kondu yeşil yaprağa/ yapraktan bir çiy düştü/ dibindeki toprağa/ lak lak leylek yuva yapmış/ en üstteki dalına/ çiçeğinden öz almış/ çalışkan arı balına/ sofra zeytinleri/ faydalı her bir yeri/ sevgiyle koru onu/ değerli mi değerli.”

Son olarak Emel Coşkun’un dizeleriyle yazıyı noktalıyorum. Şiir sevsin çocuklar. Şiir seven birer yetişkin olsunlar. Ki yaşadığımız dünyaya zarar vermesinler bu sayede. “Güneş gitti aniden/ Kapkara bulutlar geldi/ Karardı gökyüzü birden/ Yağmur başladı inceden/ Ne güzel yağıyor/ Sokakta insanlar koşuyor/ şemsiyesi olmayan/ Hızlı hızlı kaçıyor/ Sonra bulutlar dağıldı/ Hava birden açıldı/ Çıktı sonra gökkuşağı/ Bizlere neşe saçtı/ Hiç gitme sen gökkuşağı/ Hep kal bizimle/ Çeşit çeşit renginle/ Mutluluk ver herkese.”

edebiyathaber.net (20 Mayıs 2024)

Yorum yapın