Sihirli bir kitapçı: Toz ve Hayaller Kitapçısı | Esra Karadoğan

Ekim 17, 2022

Sihirli bir kitapçı: Toz ve Hayaller Kitapçısı | Esra Karadoğan

Uzun zamandır gençlik ve çocuk kitapları okuyorum. Bazılarını hitap ettiği yaş grubunun gözleriyle okuyorum. Okuru bu kitabı sever mi, okura katkısı nedir, empati yönünü geliştirir mi gibi sorular eşliğinde değerlendiriyorum kitapları. Ama bazı kitaplar var ki onları yetişkin aklımla da seviyorum hatta bazen onlar sayesinde çocukluğuma bir yolculuk yapıyorum. Çocuk ve gençlik kitaplarının gücü biraz da buradan geliyor. 

Bu yazıda işte yetişkin aklımla da sevdiğim bir kitaptan bahsedeceğim, Toz ve Hayaller Kitapçısı’ndan. Yazarı Mindy Thompson fantastik kurgular yazan bir yazar, sihre inandığını söylüyor. Toz ve Hayaller Kitapçısı’nı okumadan önce bunun sadece okumanın, kitapların sihri gibi bir şey olduğunu düşünmüştüm ama kitabı okuyunca ne demek istediğini daha iyi anladım. Toz ve Hayaller Kitapçısı’nı Ömer Anlatan çevirmiş, son sayfaya kadar dil böyle heyecanlı bir kurguya hizmet ediyor, bunda Ömer Anlatan’ın da payı var elbet.

Sihirli bir kitapçı düşünün, ihtiyacınız olduğunda kapılarını açan, içeride hikâyeler okuduğunuz, kitapların raflarda bir anda belirdiği, ne aradığınızı bilen bir kitapçı. Mindy Thompson böyle sihirli bir kitapçının içinde başlayıp yayılan sihirli bir dünyadan bahsediyor. 

Daha ilk sayfalarda bu sihirli kitapçı ilginizi çekiyor, kitapçının nasıl güçleri olduğunu anlamak istiyorsunuz. Büyülü bir kitapçıları olduğu halde Fullbright ailesi sıradan bir aileye benziyor: Anne, baba, Al, Poppy ve James. İşleri kitapçıyla alakalı ama bir yandan da sıradan yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Sıradan görünen bu yaşam aslında savaşın tam ortasında bir yaşam. Diğer çocukların da hayatı hiç sıradan değil. Al’in en yakın arkadaşı onun aksine savaşa gönderiliyor. Al hem astımından dolayı savaşa gitmemenin hem de en yakın arkadaşından savaş sebebiyle ayrılmasının üzüntüsünü yaşıyor. Carl’ın savaş esiri olduğu düşüncesi onları rahatlatsa da çok geçmeden kötü haber geliyor. 

Kitabın temaları çok güzel ve dengeli işlenmiş, aile hem savaşın etkileriyle hem de kayıplarla baş ediyor. Üstelik bir de babaları tedavisi bilinmeyen bir hastalığa yakalanmış durumda. İşler çok karışık. Yazarın karakterleri ve mekanı gerçekçi bir şekilde inşa ettiğini belirtmeliyim. Bu kitapta mekan, Göz ve İzan, o da bir karakter, duyguları var. Poppy ile aralarında benzersiz bir bağ da mevcut. 

Babası Al’e kitapçıyı emanet ederken Poppy’ye de abisine göz kulak olma görevini veriyor. Burada kitapçıdan daha çok bahsetmeliyim. Göz ve İzan’a farklı zamanlardan ziyaretçiler gelebiliyor. Bazen gelecekten, bazen geçmişten. Kitapçıya girmek isteyen kişinin ait olduğu zamana göre takvim sabitleniyor, kitaplar raflarda ona göre yer alıyor. Bazı müşteriler de kitapçının özel bir yer olduğunun farkında. Böyle büyülü bir kitapçıya sahip olmanın güzellikleri var ama sıkı kurallar da var elbet. Göz ve İzan’dan, onun büyülü halinden kimseye bahsetmemek, gelecekten kitap okumamak gibi ama daha da önemlisi, kitapçıya sahip olan insanların kitapçının sihrini kullanmaması gerekiyor, bu en önemli kurallardan biri. İşte Al kitapçının sihrini kullanıp hem Carl’ı hem de babasını kurtarma peşinde. Poppy, abisinin bu niyetini anlasa da müdahale etme gücünü kendinde bulamıyor. Özellikle kitabın başında kardeşler arasındaki tatlı didişme güzel işlenmiş ama maalesef Al’in bu saplantılı isteği sonucunda iki kardeşin araları bozuluyor. Al, Carl’a ulaşmak için her şeyi göze alacağından bahsediyor, nitekim Karanlık’la birlik oluyor. İstediğini elde edemediği gibi Karanlık tarafından ele geçiriliyor. Poppy çok geç olmadan bunu anlasa da artık Al’i de kurtarmak zorunda. 

Kurgu, kitap boyunca yüksek bir tempoda ilerliyor. Poppy’nin bakış açısından gördüğümüz bu dünyada Poppy’nin baş etmek zorunda kaldığı zorluklar sürekli artıyor. Okulda arkadaşları tarafından dışlanan, onların yanında onlar gibi olamayan, kendi sihrini taşıyan bir kız çocuğu Poppy, hem abisinin açtığı sorunları düzeltip hem de Göz ve İzan’ı kaybetmemeyi başarabilecek mi? Üstelik o da babasının iyileşmesini, Carl’ın yaşamasını, abisinin Karanlık’ın etkisinden kurtulmasını istiyor. Yapmak istedikleri boyunu aşıyor. Tüm bu çelişkiler ve çatışmalar romanı gerçekçi kılıyorken son sayfaya kadar okurun ilgisini üstünde tutmayı da başarıyor. 

Toz ve Hayaller Kitapçısı oldukça yalın bir dille, savaş, kayıplar gibi travmatik konuların da detaylı işlendiği hem duygusal hem de büyülü bir kitap. Okuyan herkesin kendini kaptıracağını Poppy’nin yaşadığı ikilemleri hissedeceğini düşünüyorum. Üstelik, savaşın bir bilgisayar oyunu gibi algılandığı günümüz dünyasında savaşın yıkıcılığını ifade eden kitaplar hepimize lazım. Mindy Thompson büyülü bir dünya kurgulamış olsa da Toz ve Hayaller Kitapçısı, kurgunun o kadar kurgu olmadığını hatırlatan kitaplardan. Hem bu büyülü dünyaya girip orada zaman geçirmek isteyeceksiniz hem de savaşın çirkin yüzüne şahit olacaksınız. Toz ve Hayaller Kitapçısı, iyiliği, sihri, güçlü olmayı, savaşı anlatan güzel bir kitap. 

edebiyathaber.net (17 Ekim 2022)

Yorum yapın