Sayıları toplamak isteyen var mı? | Mehmet Özçataloğlu

Mayıs 2, 2022

Sayıları toplamak isteyen var mı? | Mehmet Özçataloğlu

Matematiği sevdirmeye çalışan kitaplardan “Biri Şu Sayıları Toplasın” adlı kitapla devam ediyoruz. Bir önceki yazımda matematikle olan olumsuz ilişkinin aslında dersin programından ve içerikten değil, yöntemden kaynaklandığını anlatmaya çalışmıştım. Bu kitapla da fikrimin pekiştirildiğini/ desteklendiğini gördüm. Burcu Ünsal’ın yazdığı, Ezgi Keleş’in resimlediği kitap biçim olarak da çok eğlenceli ve renkli. Haliyle matematik olabildiğince sevimli bir hale bürünmüş.

“Çınar için matematik dersinden daha zor bir şey varsa, o da güne iki saatlik matematik dersiyle başlamak. Neyse ki onu her an mutlu edebilen bir uğraşısı var: Karikatür çizmek. Sürekli yanında taşıdığı karikatür defterine herkes konu olabilir. Bünyamin öğretmen bile. Elbette, haberi olmaksızın… Peki ya bir gün, bir matematik dersinde, o defter hiç umulmadık ellere geçerse?” diye anlatım başlıyor arka kapaktan.

Bu eğlenceli serüvende Çınar tek başına değildir de. Refik, Pınar ve Ekrem de onunla birlikte oluyor. Çünkü matematik onlar için de zorlu ve sıkıcı. İşin sihirli noktasını bize gösterense Bünyamin öğretmenin ağzından dökülen şu sözler: “Sana matematiği sevdirmek için belli ki başka bir şeyler yapmak gerekiyor.”

Bünyamin öğretmen birbirinden farklı dört karakteri bir araya topluyor okul sonrası. Ortak olan tek noktaları matematik dersinde zayıf olmaları. Kapının altından gelen bir mektup akışı da başlatıyor sonrasında. Dört matematik bilmezi okulun çeşitli alanlarına yönlendiriyor her işlemin ardından. Onlarla birlikte okur da keyifli bir yolculuk yapıyor. Burcu Ünsal’ın eğlenceli anlatımını besleyen/ destekleyen Ezgi Keleş çizimleri de övgüye değer. Okuma yazma işini halleden çocuklar için hemen ellerine verilebilecek bir kitap “Biri Şu Sayıları Toplasın.” Eğlenerek okumayı vaat ettiği için okuma hızını artırmaya da katkı sağlayacaktır. Bu türden kitapların bu alanda katkılarının olduğuna en baştan beri inanıyorum. (Bu türden kastım, kitabın Saftrik Greg tarzı bir biçiminin olmasıdır.)

Kitabın eğlencesi, çizimi, yazarın dili vs. hepsi takdir edilesi fakat kurgu bakımından özgünlüğü tartışmaya açık. Bünyamin öğretmen çocuklar için ilk notu kapı altından verip de onları çeşitli alanlara yönlendireceğini gösterdiği anda hatırıma Jordi Sierra i Fabra’nın “S1N4V1N BÖYL3Sİ” adlı kitabı düştü.minik okurlar bunu bilemeyecekler fakat onlarla bu kitapları paylaşan biz yetişkinler anımsayacaktır şayet okudularsa. Uyurgezer Kitap’tan yayımlanan kitapta “Adela, Lue ve Nico’nun yaz tatili planına matematik dersi kabus gibi çökmüştü. Öğretmenleri Felipe Romero onlara sınıfı geçmeleri için son bir şans vermişti. Bilinen sınavlardan farklı bir sınav olacaktı bu. Felipe Romero da öğrencilerine bir mektup bırakarak başlatmıştı oyunu. İpuçlarını takip ederek, işlemleri çözerek sona ulaşmışlardı…”

Kurgunun üzerine kurulduğu iskelet özgünlükten uzak olsa da seslendiği yaş gruplarının farklı olması aynı hedef kitlenin elinden geçmeyeceğini garanti ediyor. En azından şimdilik. Öte yandan ekranlarda önümüze koyulan özgünlükten uzak saçma sapan bir dolu yayının yanında varsın kitaplar da özgün olmasın derim. Hizmet ettiği amaca bakalım. Çocuklara matematiği sevdirebilir mi? Evet. Okuma hızını, niteliğini artırabilir mi? Evet. O zaman açalım kollarımızı sıkı sıkı sarılalım.

Her günümüzün daha kötüye gittiği, yarınlar için ciddi ciddi endişelendiğim zamanlarda yüzümüzü güldüren bu kitaplar çok kıymetli kanımca. Sayıları daha da çoğalsın dilerim.

Kitabın ardından aklımda kalan soru ise şu oldu. Burcu Ünsal, matematik öğretmeni mi? Bu da Can Çocuk’a bir çağrı olsun, yazar ve çizerle ilgili küçük bir bilgilendirme yer alsın kitapta.

E hadi, daha ne duruyorsunuz. Biri Şu Sayıları Toplasın!

edebiyathaber.net (2 Mayıs 2022)

Yorum yapın