Fanzin: Su Testisi | Erdem Can Özdemir

Mayıs ayının onaltısıydı… Tüm kasabayı darmadağın eden çetin kış ayları, yerini yemyeşil ağaçlara ve etraftaki matem havasını kırmak için adeta çabalayan kuş seslerine bırakmıştı. Güneş yeryüzünü ısıtıyordu elbette, fakat bu bile Ömer’in içinde kopmaya devam eden fırtınalara engel olamıyordu. Uzun zaman önce nice acılarla bırakıp gitmek zorunda kaldığı memleketine yıllar sonra tekrar dönmüştü. Arabadan inerken … Read more

Fanzin: Gecenin körü | Mustafa Çöçelli

Gecenin sessizliğini kapı zilinin sesi bozdu. Fatih yüreği yerinden kopacakmış gibi yataktan fırladı. Yanlışlıkla mı çalınmıştı kapı? Bileğindeki saatine bakacak oldu ama saatini masasının çekmecesine kaldırdığını hatırladı. Yatağından çıktı ve çekmecesindeki saatinin karanlıkta parlayan akrep ve yelkovanından, vaktin gece yarısından sonra dört olduğunu anladı. Herkesin derin uykuda olduğu bu saatte kapıyı çalan münasetsiz de kimdi … Read more

Fanzin: Bay G. | Sibel Gögen

Eylülün başları, pastırma yazındayız. Dikimevi metro istasyonundan hastaneye yürürken ter içinde kalıyorum. Eski taş binadan içeri girince biraz ferahlıyorum. Birinci katta hocanın odasının kapısında beklerken tedirginlikten tırnaklarımı kemirmeye başlıyorum. Bembeyaz fırça gibi saçlı, olduğundan daha yaşlı gösteren hoca kapalı erkek katında çalışacağımı söylüyor gözlüklerinin üstünden bakarak. Sesimi çıkaramıyorum, yutkunuyorum. Elime demir bir kapı kulpu ve … Read more

Fanzin: “Bu şehrin tebessümü bize değil Osman!” | Hande Yavuzkanat

Bu sene de okula başlayamamıştı Osman. Abilerinin arkasından camdan bakmakla yetindi yine. Her sabah aynısı olurdu. Ebubekir ve Ömer gelir, okulun aslında düşündüğü kadar güzel olmadığıyla ilgili konuşur ve giderlerdi. Kapının karşısındaki dolaba sakladığı çantayı yavaşça aldı. Sessizliğine tek düşman, her adımında yerden duyulan gıcırtılardı. Yine de annesine yakalanmadan çıkabilmişti evden. Pencereden görünmeyene kadar koştu. … Read more

Fanzin: İçerisi | Fatma Öztürk

Duvardan duvara uzanan geniş pencereye rağmen, yazın güneşin en tepede olduğu zaman bile karanlıktır. Karanlığın sebebi,  pencereyi yarım yamalak örtmeye çalışan kırık şerit perde de olabilir,  içlerinde birikmiş sigara izmaritlerine inat yaşam savaşı veren geniş pencere kenarında dizilmiş iri kauçuk ve kılıç saksıları da. Ya da kapıdan başlayıp pencereye doğru tüm duvarı kaplayan eğreti konulmuş … Read more

Fanzin: Bir damlanın öyküsü | Merve Soysal

Dolmuştayım. Dışarıda karlı bir hava var. Trafikte adım adım ilerliyoruz. Cam kenarına oturuyorum. Bütün camlar buğulanmış. Camın üst kısmında küçücük bir hareketlilik oluyor. Cam yüzeyinde su damlası oluşmaya başlıyor tepeden. Yavaş yavaş ve temkinli, yol bulmaya çalışıyor kendine. Aşağı indikçe büyüyor, buğuda bıraktığı iz de büyüyor. Aşağı iniyor, indikçe büyüyor, büyüdükçe yer çekimiyle hızlanıyor. Nihai … Read more

Fanzin: Çamur | Berna Olgun

Birbirine bitişmiş, biri yıkılsa diğeri onun üstüne kapaklanacak hissi veren, sıvaları yer yer dökülmüş, eciş bücüş evlerin tek göz odalarından yayılan ölgün ışıklar, perdeleri lime lime olmuş camlardan silik birer toz bulutu gibi sokağa yansıyor, ama hiçbir yeri aydınlatmıyordu. Akşamın karanlığı ortalığı kaplayınca, kırık dökük sokak lambalarının cansız ışığında, umut yoksunu, yorgun bedenli gecekondu sakinleri; … Read more

Fanzin: Atlıkarınca | Emine Soysal Akman

Hava aydınlanmak üzereydi. Sabahın mavi tülü bu iki göz derme çatma evin duvarlarından usulca çekiliyor, giderek rengini kaybedip şeffaflaşıyordu. Açık pencerelerden içeri giren hafif esinti arada bir ince perdeleri şişirip dalgalandırıyor, günün ilk ışıkları eşyaların üzerinde biçimleri değişen gölgeler oluşturuyordu. Gamze uyandı, esneyip gerindi. Yattığı yerde sırtını duvara vererek döndü, bir süre uykulu gözlerle odanın … Read more

Fanzin: Ruhuma bir hediye | Berna Olgun

Uçak indiğinde akşam saat 9’du. İstanbul’un kavurucu temmuz sıcağından sonra Riga’nın, tenle dans eden ılık rüzgârı, bana öyle iyi gelmişti ki. Beyaz geceleri yaşıyordu şehir. Güneş; kasvetli, bol karlı kışa inat, bir türlü batmak bilmiyordu Riga’da. Kuzeyin kışları zordu. Yazları doyumsuz. İş nedeniyle çıktığım seyahatlerden biriydi. Süre kısa, iş çoktu. Havaalanı, otel, ve iş yaptığımız … Read more

Fanzin: SAMSAD (Samsa Dönüşüm Merkezi) | Ömer Faruk Nan

“Pırr, pırr…” Güneş ürkek ışıklarını salmadı henüz. Soğuk gece rüzgârı yüzüme çarpıyor. Tan ağarmadan önce terasımdan aşağıdaki vadinin sisine karışsam mı acaba diye düşünüyorum. Sis de ışığa karışır.  Yiten bir ruh gibi yavaşça kaybolur giderim. Salonuma komşu kocaman balkonun en ucuna yürüyorum, artık geceyi terk etmek isteyen karanlığın kıyısına. Gözlerim kapalı. Duyuyorum. Sabah sökmek üzere. … Read more

Fanzin: Atlı karınca | Egemen Büyüktanır

Nebahat Hanım umutlu bir kadındı. Yaşadığı onca zorluğa rağmen hayatın ona bir gün güleceğine inanırdı. Hiç unutamayacağı o gün bile metanetini korumaya çalışıyordu; fakat bu seferki öncekilere kıyasla bir hayli zor olmuştu. Iskartaya çıkmış oyuncak ata küçük kızı Ayşe’yle bakakaldıklarında aklından birçok şey geçiyordu: Gerçekleşmemiş hayalleri, maddi manevi sıkıntılar, yaşama telaşı… İnşaat işçisi kocasını bir … Read more

Fanzin: Demli çay | Betül Keskin

Bir durak önceden inip, birbirinden çirkin binaların önünden, iğde kokularına doğru yürüdüm yine. Alemdar sokak, Ankara’nın en eski sokaklarındandır. Çok değil, bundan on sene önce, buram buram samimiyet ve kurabiye kokan, bir iki katlı evlerden oluşan bu mahallenin sakinleri, uyanık müteahhitlerin vaatlerine dayanamayıp kıydılar masumiyetlerine. Çoğu kafası önüne eğik, aceleci adımlarla yürüyen ifadesiz insanlar geçiyor … Read more