Özlem Özdemir’e 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

Ağustos 21, 2019

Özlem Özdemir’e 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

Fotoğraf: Gülay Ayyıldız Yiğitcan

Hazırlayan: Mehmet Özçataloğlu

1-Neden çocuklar için yazıyorsunuz?

Aslında ben sadece çocuklar için yazmıyorum, çocukların da okuyabileceği kitaplar yazıyorum desem daha doğru olur, şimdilik. Yeni sezonda sürprizlerim olabilir. İlham Veren Cumhuriyet Kahramanları- “Öncü Kadınlar” ve “Öncü Erkekler” adlı iki kitabım var. Çocuklar ve gençlere hitaben yazdım. Çünkü onlar geleceğin yetişkinleri, bizim yarınlarımız. Onlara ne kadar çok şey katabilirsek o kadar faydalı nesiller yaratabiliriz. Ayrıca günümüzdeki eğitim sisteminin eksiklik ve yanlışlıkları çocuklarla daha da çok ilgilenmemizi mecburi kılıyor. Çağdaş, bilim ve aklın izinden giden nesiller yetiştirmek için herkesin üzerine görev düşüyor. Biz de yazarlar olarak, kendi öğrendiklerimizi onlara aktararak faydalı olmaya çalışmalıyız diye düşünüyorum. Atatürk Cumhuriyet’i gençlere emanet etti, bizim de yetişkinler olarak onların en iyi şekilde yetişmelerini sağlamak için elimizden geleni yapmalıyız. Özetle, tamamen idealist olmam nedeniyle çocuklara yazmayı seçtim.

2-Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?

İlk kitap buydu diye bir bilgi hafızamda yok ama gözümün önüne ilk kitap olarak Ömer Seyfettin’in Yüksek Ökçeler kitabı geliyor. Şeker pembesi renginde bir kapağı vardı. Bendeki etkisini o gün için bilemiyorum ama insanların göründükleri gibi olmadığına dair ilk dersi o kitaptan almış olabilirim…

3-Bu keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu?     

İmrendiğim, diline ve hayal gücüne gıpta ettiğim yazarlar ve kitapları var ama hayır, keşke ben yazsaydım dediğim kitap olmadı. Ama şunu söylemeliyim; Ursula Le Guin’in yazdığı her kitaba hem okur hem yazar olarak hayranım, onun “Mülksüzler” kitabı gibi bir kitap yazabilmeyi isterdim.

4-Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtir misiniz?

Yakın zamanda Grigory Petrov’un yazdığı “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” adlı kitabını okudum, bayıldım. Daha önce nasıl okumadığıma da hayıflandım. Kitabı Finlandiya’da bir halkın ülkesini nasıl değiştirdiğini gözler önüne sermesi açısından önemli buldum.  Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Mustafa Kemal Atatürk zamanında Türkçeye ilk kez çevrilmiş, kitap da zaten 1923 yılında yazılmış. Atatürk, kitabı okuduğunda bu başarıya hayran olmuş. Derhal kitabın ülkedeki okulların, özellikle askeri okulların müfredatına dâhil edilmesini emretmiş. Buna da hiç şaşırmıyorum çünkü kitap; tüm yoksulluğa, imkânsızlıklara ve elverişsiz doğa koşullarına rağmen, bir avuç aydının önderliğinde; askerlerden din adamlarına, profesörlerden öğretmenlere, doktorlardan işadamlarına kadar, her meslekten insanın omuz omuza bir dayanışma sergileyerek, ülkelerini geri kalmışlıktan kurtarmak için nasıl büyük bir mücadele verdiklerini anlatıyor. Atatürk’ün de Kurtuluş Savaşı’nın ardından kurduğu Cumhuriyet ile amacı aynıydı. Ülkemizi çağdaş ve gelişmiş bir ülke yapabilmek için verilecek mücadeleye çok iyi bir örnek bu kitap. Kitabı okuyunca, bir de bizim çok daha özel bir devrime sahip olmamıza rağmen bunu çocuklara anlatmaktaki heyecanımızın azaldığını düşünmeden edemedim. O nedenle bizim de bu tür eserlerimizin çoğalması ve çocuklarımıza kendi tarihlerinin eşsizliğini anlatmaya devam etmeliyiz diye düşünüyorum.

edebiyathaber.net (21 Ağustos 2019)

Yorum yapın