Davut Yücel, son kitabı “Normalleşmeler”de, günümüz insanın içinde bulunduğu toplumsal çelişkilere, ilişkilere, çatışmalara, uyumsuzluklara dikkat çekerken, şiir, öykü ve deneme arasında gidip gelen bir anlatı yoluyla okuru farklı sularda gezinmeye davet ediyor.

Davut Yücel, 1986 yılında İstanbul Şişli’de doğmuş. İstanbul Bilgi Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı bölümünde lisans eğitimini tamamlamış. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Grafik Tasarım Anasanat Dalı’nda yüksek lisans eğitimine devam eden Yücel, aynı zamanda Namana dergisinin kurucu editörlerinden biri. Çeşitli mecralarda şiir hakkında eleştiri ve incelemeler yazan, bağımsız olarak video ve enstalasyon çalışmalarıyla sergilere katılan Davut Yücel’in şimdiye kadar yayımlanmış “En Modern Zebrası Siyah Beyaz”, “Papalar ve Otomobilleri”, “Ses için Şiir” adlı kitaplarına bir yenisi daha eklendi. A7 Kitap etiketiyle çıkan “Normalleşmeler” adlı şiir kitabında Davut Yücel, kişisel ve toplumsal olarak arada kalmış bugünün insanının üzerindeki saydam baskıları ve gündelik hayatın virajlarını edebi dili elden bırakmadan anlatıyor.

Modern hayatın sıradan görünüşünün ardında yatan ve derin yaralara nedene olan asıl yüzünü metaforlarla okurun önüne seren Davut Yücel, okuru kendi iç dünyasıyla hesaplaşmaya davet ederken diğer yandan da toplumun inşa ettiği “normal” tanımını sorgulamaya açıyor.  Kitapta, üzerinde en çok durulan tema olan “normal” nitelemesiyle bireylerin birbirleriyle arasındaki olumlu ilişkilerin onları kendilerinden nasıl uzaklaştırdığını gözler önüne seren “Normalleşmeler”, toplumsal safhada kabul görmüş çizgilerin içselleştirilerek bir anlamda “bencilleştiğini” gün yüzüne çıkarıyor. Sade ama edebi açıdan yoğun bir dil kullanan Davut Yücel’in monologlarıyla durduğu ince ayrıntılar vesilesiyle okuru ön plana çıkarırken, parça parça ayırıp bütünselliğe vardığı bir kurgu sayesinde de şiirsellikten uzaklaşmayan ifade biçimiyle deneme ve öykü arasında gezinen bir yapı oluşturuyor.  

Davut Yücel, “Normalleşmeler” kitabında, tek taraflı bir hikâyeyle okurun karşısına çıkmaktan ziyade, çağımızın insanının ruhsal ve kolektif ilişkilerini, çatışmalarını, çelişkilerini ince bir elekten geçiren sağlam bir edebi metin olarak dikkat çekiyor.