
Sanatçı, senarist Dylin Hardcastle’ın Türkçeye Emre Utaş tarafından çevrilen ilk romanı Uzuvların Dili,Amorf Kitap etiketiyle geçtiğimiz ay okurla buluştu.
Yalın, akıcı ve duru üslubuyla Uzuvların Dili, iki kadının birbirine hem paralel hem de uzak hikâyesini, onların küçük oyunları eşliğinde gizli mimiklerle, kuma yazılmış kelimeler gibi uçucu, uzuvların diliyle minimalist bir aşk hikâyesi anlatıyor.
Romanın merkez kadın karakterlerinden 1. Uzuv ki hikâyenin belli bir bölümünde onu küçük Dave olarak tanıyoruz, henüz on altı yaşındadır. En yakın arkadaşı 2. Uzuv’a âşık olduğu için her şeyi bitirmeyi düşünür. Çünkü onu okul çıkışı erkek arkadaşı Greg’le öpüşürken görür. Aralarına bir erkek, bir yabancı girer böylece. Ne de olsa nefret ve aşk birbirine dolanmış halde gelirler. Fazla zeki olduğu için yatılı okula gidecektir. Anısı olan bütün eşyalarının kaldırıldığı çatı katını, okulu, dersleri, kazandığı üniversite bursunu, kütüphaneyi, ilk öptüğü oğlanı, okuduğu ve yazdığı şiirleri düşünüp hüzünlenir. Eve kesinlikle dönmek istemez. Otostop çeker ancak cinsel tacizden korkup kamyondan atlar. Sydney’e gittiğini söyleyen başka bir şoförle anlaşır. Sydney’de önce bara ardından gay, lezbiyen, kadın, siyah ve öğrencilerin dönüşümlü olarak komün hayat sürdürdükleri eve yerleşir. Ev arkadaşlarının sahne şovları yaptığı barda çalışmaya başlar. Ev arkadaşlarından biri üniversiteden atılınca protestolara başlarlar ancak polis şiddeti gecikmez. Çatışmalar sırasında görüp etkilendiği Caragh ile yaz tatili dönüşü düzenlenen doğum günü partisinde tanışır ve sevgili olurlar.
Uzuvların Dili, okurlarınaözellikle resim ve şiir özelinde sanatın, dostluğun, arkadaşlığın, aşkın, ayrılığın, özlemin, neşenin, kent hayatı ve doğa üzerinden bizi birbirimize bağlayan görünmez bağların samimi ve sıcak bir portresine ek olarak şarkılar, sanatçılar ve sanatla ilgili yepyeni öngörüler keşfetme fırsatı da sunuyor.
Romanın öteki merkez kadın karakteri2. Uzuv gördüğü tuhaf rüyalarıhatırlayamaz ancak en yakın arkadaşına dair sırlarını hatırlar; onun komik, zeki ve her anlamda mükemmel olduğunu düşünür. 1. Uzuv’un evlerinde geçirdikleri hafta sonu onun annesinin yaptığı leziz yemekleri, babasının saçma şakaları ve havuzda takılmalarını düşünür. Arkadaş grubundan dışlandığı için kütüphaneye sığınır ve bol bol kitap okur, yazar. Hafta sonu okul dansı çıkışı arkadaşlarıyla şehrin kıyısındaki denize giderler. Sevgilisiyle ilk kez cinsel ilişkiye girer. Mezuniyet partisi dönüşünde sarhoş oldukları için kaza yaparlar, çenesi kırılır. Ailesinin de baskısıyla sevgilisinden ayrılır. Sydney’de İngiliz Edebiyatı bölümünü kazanır. Üniversitedeki protesto gösterileri sırasında tanıştığı yeni sevgilisiyle okulun son yılında birlikte yaşamaya başlar. Ancak rüyaları, mektupları ve şiirleri bir erkeğe olan aşkının açık göstergeleri gibi görünse de o ilk aşkını, 1. Uzuv’u hiçbir zaman unutamaz.
1970’lerde başlayan hikâye küçük kasabalardan kentlerdeki üniversitelere, sanat galerilerinden hastanelere, sokaklardan evlere taşarken bu iki hayatın; neşe ve kederle, kayıp ve arzuyla ilişkili olarak inişli çıkışlı bir seyir izlediğini, yıllar boyunca birbirlerini gölgelediklerini, yollarının kesiştiğini ve sonunda şaşırtıcı biçimde birleştiklerini gösteriyor.
Uzuvların Dili’nde tarihi bir kesit, birinci tekil kişi iki farklı anlatıcının bakış açıları üzerinden şimdiki zaman kipinde anlatılıyor.Karakterlerin yaşadığı trajik durumlar ve çatışmalardan hareketle görünür olan iki temel duyguneşeve keder ustalıkla dengeleniyor. İki kadının yıllara yayılan yaşamlarının gerçekçi, özlü ve sürükleyici anlatımı, neşe ve birlik olmanın gücü, alınan kararlar ve kararlarla şekillenen hayatlar, hem biyolojik hem de seçilmiş aileye dair keşifler her anlamda etkileyici, zihin açıcı ve üzerine düşünmeye değer. Benzetmeler, aforizmalar, mektuplar ve betimlemeler aracılığıyla doğa ve aşk birlikteliğinin şiirsel bir dille anlatımı iseromanın edebi açıdan gücünü ve değerini gösteriyor.
İki kadının kendilerini bulmak için çıktıkları yolda aşka, anneliğe, evliliğe, yasa, geçmiş travmalara, seçimlere ve bağlara dair sarsıcı, şiirsel bir roman ve bir queer klasiği: Uzuvların Dili…
edebiyathaber.net (16 Ocak 2025)