Milas’ın kaderi ve kısmeti | Metin Celâl

Ağustos 30, 2023

Milas’ın kaderi ve kısmeti | Metin Celâl

Milas, haritaya baktığınızda Türkiye’nin en çok bilinen ilçelerinden Bodrum’u kollarının arasına almış gibi durmasına rağmen aslında gözlerden ırak ilçelerden biri gibi kendi içine kapanmış görünür. Oysa Bodrum’a Milas’tan geçmeden gidemezsiniz. Havadan yolculuk kolaylaştıktan sonra Bodrum’a gidenlerin indiği havaalanı da Milas sınırları içindedir.

Karya Uygarlığı’na ve Menteşe Beyliği‘ne başkentlik yapmış olan Milas, tarihi önemine, arkeolojik zenginliğine, çok renkli kültürel hayatına rağmen bilinmezlerde kalmıştır. Bu bilinmezlik edebiyatın içindeki bilinmezliği ile de katmerlenmiş. Oysa Reşat Nuri Güntekin, Nahit Ulvi Akgün, Edip Cansever, Mehmet Başaran, Maksut Doğan, Nursen Karas, Nazlı Eray, Hüseyin Peker, Behçet Aysan, Hamdi Topçu, Hüseyin Fehmi İnci, Muzaffer Kale, Halim Şafak, Altay Ömer Erdoğan ve Pelin Özer’in şiir, öykü, gezi yazısı ve romanlarında Milas çeşitli dönemleri ve imgeleriyle yaşıyor.

Şair ve yazar dostumuz Halim Şafak 15 yıldır Milas’ın edebiyat ve sanattaki yerini tespit etmek, araştırmalarla, sempozyumlarla yazıya, söze dökmek, kayıt altına almak için emek veriyor. “Söz uçar, yazı kalır” düsturundan yola çıkarak tüm çalışmaları kitaplaştırıyor ki bu kitaplardan bazılarının belediye yayını olmasına rağmen okura yoğun olarak ulaştığını ve birden fazla kez basıldığını görüyoruz. Tabii bu büyük işi Halim tek başına yapamazdı. Milas Belediyesi’nin kitapsever başkanı Muhammet Tokat sadece maddi olarak değil manevi olarak da bu çalışmaları destekliyor, izliyor, gerekliliğine inanıyor. Milas’ın kaderi bilinmemekse, kısmeti belediye başkanı Muhammet Tokat ve Halim Şafak olmuş.

Turhan Selçuk, Turan Erol, Zeki Duygulu, Tolga Çandar gibi çeşitli sanat dallarındaki ustaların emeğini, sanatını değerlendiren, Milas’ın manilerinden başlayıp evleri, kent dokusu, kapıları, deyimleri, deyişleri, yemek kültürü, arkeolojik serveti, öyküleri, mekânsal ve yaşamsal varlıklarına uzanan geniş bir kitaplık oluşmuş. Milas’a değer katan şair ve yazarların eserleri de kitaplıkta yer alıyor.

Bu yıl on üçüncüsü gerçekleştirilen Kültür Sanat Günleri kapsamında düzenlenen sempozyumun başlığı ‘Edebiyat ve Milas’tı. Halim Şafak genel bir değerlendirme yapmayı, uzun yıllar boyunca sempozyumlarda, toplantılarda, kitaplarda değerlendirilen edebiyattaki Milas’ı toplu olarak görmeyi, göstermeyi hedefliyordu sanırım. Bu yılın sempozyumu da 320 sayfalık dev bir eser olmuş.  

Sempozyum Milas’ın sahil mahallesi Güllük’te gerçekleştirildi. Güllük tarihi mitolojik zamanlara kadar uzanan bir kasaba. Eski adının “Küllük” olduğu, kasabayı ziyaret eden İsmet İnönü tarafından “Güllük” olarak değiştirildiği söylenen, çevrede çıkarılan boksit madeni ihraç edilmesi amacıyla kurulmuş limanıyla ünlü bir yerleşim merkezi. Eskiden Mandalya Körfezi ve Asin Koyu çevresine yerleşmiş sahil balıkçıları, kahveleri ve lokantaları ile sevimli bir balıkçı kasabasıymış. Güllük de tüm güzel sahillerimizin yaşadığı değişimi yaşamış ve yazlıkçıların istilasına uğramış. Dik bayırları, tepeleri çarpık kentleşmenin etkisiyle yeşiklliklerini kaybedip betonlaşmış. Çok az tarihi yapı korunabilmiş ama kasabanın gerçek kimliğini yansıtan evlere rastlamak neredeyse imkânsız. Her şey yeni.

Sempozyum ilk gün Güllük’ün eski belediye meydanında, ikinci gün ise tarihi çay bahçesinde gerçekleştirildi ki çay bahçesinin de yakında başlayacak olan yat limanı inşaatıyla birlikte yok olacağını öğrendik. Yaş ortalaması yüksek ama ilgili bir kalabalığın izlediği sempozyumda sunulan bildiriler şöyle;  

Halikarnas Balıkçısı ve Fikret Adil’de Milas, Metin Celal

Mehmet Başaran’ın Memetçik Memet: Evlatlarını Yer Bu Memleket – Zeki Coşkun

Bir Mekan Şairi Olarak Nahit Ulvi Akgün – Ahmet İlhan

“Demokrat Kalabalık” ve birlikte yaşama – Halim Şafak

David Levi’nin “Leyla’nın Kahvesi”nde Kozmopolit Toplum Hayali – Yalçın Armağan

Kasaba Bilim diye bir şey var mı? – Zeki Coşkun

Muzaffer Kale’de Milas, Milas’ta Muzaffer Kale – Altay Ömer Erdoğan

Ömür Uzatma Mekânı Olarak Milas – Halim Şafak

Şair, Şiir ve Şehir Buluşmasında Mekânsal Etki ve Oktay Yivli Şiiri – Medine Sivri

Maksut Doğan’ın Şiiri ve Bu Şiirdeki Milas – Oktay Yivli

Konuşmacılardan sadece Yalçın Armağan sempozyuma katılamadı ama bence en ilginç ve bilinmedik konulardan biri onun bildirisinde işleniyordu. David Levi, “1948’de Milas’ta doğdum. Orada ilkokulu bitirdikten sonra orta ve lise öğrenimime İzmir’ de devam ettim. 1972’de ODTÜ Kimya Mühendisliğinden mezun oldum. 1973’te İsrail’e göç ettim” diye anlatıyor yaşam öyküsünü. Türkiye’den göç etse de bağını hiç koparmamış. “Kitap yazmaya yaklaşık 10 sene önce başladım. İlk kitabım “incir Yaprağı”dır. Daha sonra “Leyla’nın Kahvesi”, “Sünger Avcıları”, “Kirpiklerindeki Tuz” ve “Biz Kötü Olmayalım” kitapları birbirini kovaladı. Bunlardan sadece “Leyla’nın Kahvesi” çok yakında Bilgi Yayınları tarafından okuyucuya sunuldu” diyor (David Levi İle “Leyla´nın Kahvesi” | Şalom Dergi (salom.com.tr) İngilizcede de yayınlanan ve ödül alan romanda Milas’ın Kargıcak köyünden gelen saf ve temiz bir köylü kızının beklenmedik trajedisini anlatıyormuş. Sempozyum kitabında yer alan bildiride oldukça ayrıntılı bilgiler var bu roman ve yazarı hakkında.

Zamanla Milas’ın edebiyattaki yerinin büyüyeceğini düşünmemi sağlayan ise arkadaşım Ahmet Kot’un anımsattığı bir kitap oldu. Tarihi polisiyeler yazarı Yonca Eldener’in son romanının da önemli bir bölümü Milas’ta geçiyormuş. “Ülkemizin bilinmeyen cenneti Milas” diyen Eldener, blogunda şöyle yazmış; “Göbekli Tepe Muhafızı adındaki romanımın başlangıç noktasının kesinlikle Milas olmasına karar vermiştim. 10 yıl önce iş için ziyaret ettiğim, hayran kalınca defalarca gittiğim Milas’ın sokaklarında antik Ege’nin izlerini sürmeye başladım. Araştırma yaparken yakın dönemde Milas merkezinde bir lahtinin bulunduğunu duymam, romanı bir an önce yazma isteğimi dayanılmaz hale getirdi. Milas merkezinde bulunan bu lahit için arkeologlar “yüzyılın keşfi” tanımlamasını kullanıyor, dahası bu buluntunun Tutankamon’un lahtinden bile önemli olduğunu yazıyorlardı (National Geographic). Nedenini romanda bulacaksınız.” (Romandaki Milas- GT Muhafızı | Yonca Eldener (wordpress.com).    

edebiyathaber.net (30 Ağustos 2023)

Yorum yapın