“Mai ve Siyah”ın, Halit Ziya tarafından sadeleştirilmiş nüshası yayımlandı

Şubat 26, 2018

“Mai ve Siyah”ın, Halit Ziya tarafından sadeleştirilmiş nüshası yayımlandı

Halit Ziya Uşaklıgil’in “Mai ve Siyah” adlı romanının sadeleştirilmiş metni İletişim Yayınları etiketiyle yayımlandı.

Tanıtım bülteninden

Yayına hazırlayan Seval Şahin, Orhan Koçak’ın sonsözüyle.

Mai ve Siyah’ta Halit Ziya Uşaklıgil bireyin edebiyatta “birey” olarak da var olabileceğini gösterir. Bu nedenle roman, edebiyat tarihimizin köşe taşlarındandır.

Şair olma hayalleri kuran genç Ahmet Cemil’in şiirle, edebiyatla, sanatla doldurmak istediği ama daha çok umutsuzluklarla, yenilgilerle, mücadelelerle geçen hayatını anlatan Mai ve Siyah, aynı zamanda dönemin matbuat ve sanat dünyasında yaşananları da tüm canlılığıyla gösterir. Mai ve Siyah’ın 1938’de bizzat yazarı tarafından sadeleştirilmiş nüshası üzerinden hazırlanan bu basım, dönemin ruhunu da yansıtan dil ve üslûp özellikleri göz ardı edilmeden eklenen dipnotlarla günümüz okuruna da hitap ediyor. Ayrıca görseller ve sonsözle zenginleşiyor.

Halit Ziya, Türkiye tarihinde önemli bir dönüm noktası olan Batıya açılışın insanını vermekle bugünkü Türkiye’nin de önemli bir bölümünü aydınlatmak bakımından ilginç bir edebiyatçıdır.
OĞUZ ATAY

Kitaptan bir bölüm okumak için>>>

Halit Ziya Uşaklıgil

1865’te İstanbul’da doğdu. Uşak’ın Helvacızadeler adıyla bilinen eski bir ailesine mensup dedesi aynı zamanda bir halı tüccarıdır. Babası Hacı Halil Efendi, babasının halı mağazasında çalışan bir “fikir ve his” adamıdır. Annesi Kayserili Hacı Bey ailesinden Behiye Hanım’dır. 10 yaşına kadar İstanbul’da, 24 yaşına kadar ise İzmir’de yaşar. İlk eğitimine Mercan Mahalle Mektebi’nde, Saraçhane Sıbyan Mektebi’nde ve Fatih Askerî Rüşdiyesi’nde devam eder. Bu yıllarda babası ve dedesiyle Gedikpaşa’ya sık sık gider ve tiyatro onu çok etkiler. Aile 1878 Mart ayında İzmir’e gelir. Halit Ziya, evde Fransızca dersleri alır; Ahmet Mithat’ın, Namık Kemal’in, Recaizade Ekrem’in, Abdülhak Hamit’in eserlerini okur. Bir süre İzmir Rüşdiyesi’ne devam eder, ancak 1880’de İzmir’deki Mechitariste rahiplerin okuluna gönderilir. Okulda Fransızca ile birlikte İtalyanca öğrenir. 1883 yılında okulu bitirir. Bir yandan İngilizce özel dersler alır, Almanca öğrenir. İtalyan ve Fransız operet kumpanyalarının oyunlarını izler, İzmir’in tanınmış hanendesi Wideman’dan müzik dersleri almaya başlar. Uşşakizâde Mehmet Halit imzasıyla Hazine-i Evrak’ta 3 Mart 1883’te ilk yazısı yayımlanır. Tevfik Nevzat ve Bıçakcızâde İsmail Hakkı ile 1 Mart – 15 Ağustos 1884 tarihleri arasında Nevruz’u çıkarır. Burada Alfred de Musset ve Victor Hugo gibi Fransız romantiklerinden çeviriler yapar. Dergide ayrıca bilimsel yazılar da kaleme alır. İzmir Rüşdiyesi’nde Fransızca öğretmenliği yapmaya başlar, sonradan bu okulda Türkçe ve edebiyat dersleri de verir. Burada verdiği dersleri Kavaid-i Lisan-ı Türkî (1866), Fransızca Muallimi adlarıyla kitap halinde yayımlar. 13 Kasım 1866’da Tevfik Nevzat ile Hizmet’i çıkarır. Burada çeviri, mensur şiir, fen ve edebiyata dair makaleler yayımlar. Sefile, Bir Muhtıranın Son Yaprakları, Heyhat, Deli, Bu muydu?, Bir İzdivacın Tarih-i Muaşakası bu devre ait eserleridir. 1886-1887 yılları arasında aynı dergide Mensur Şiirler’ini yayımlar, “Küçük Kitaplar” başlığı altında eserlerini basar. 1889’da evlenir, ilk çocuğu Vedide’yi kaybeder. Osmanlı Bankası’ndaki memuriyetinin ardından Vilayet Mesalih-i Ecnebiye’de baş kâtip olarak çalışır. 4 Mart 1893’te Reji İdaresi baş kâtiplik görevini kabul ederek İstanbul’a gelir. Buraya geldikten kısa bir süre sonra Muhaberat-ı Türkiye ve Tercüme Kalemi müdürlüğüne getirilir. İstanbul’da Mehmet Rauf, Tevfik Fikret, Ahmet Rasim, Hüseyin Siren, Rıza Tevfik, Cenap Şahabettin gibi dönemin yenilikçi edebiyatçılarıyla bir araya gelir. Servet-i Fünûn ve Mektep dergilerine yazmaya başlar. İzmir’de yazdığı eserlerin kitap halindeki basımlarını yapar. Servet-i Fünûn’da tefrika ettiği Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnû, ona büyük bir şöhret kazandırır. Bu arada İkdam ve Sabah’ta da düzenli olarak hikâyeleri yayımlanır. Meşrutiyet’in ilanının ardından Reji komiserliğine tayin edilir. Darülfünûn-ı Osmanî’de Batı edebiyatı ve estetik dersleri verir. 1909’da İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin önerisiyle padişaha baş kâtip olarak teklif edilir. Bu görevde 1912 Temmuzuna kadar kalır. Bu görevin bitiminin ardından Darülfünun’daki derslerine döner. Burada kesintilerle 1919’a kadar verdiği dersleri 1913-1915 yılları arasında kitap halinde yayımlar. Yazdığı oyunlar Darülbedayi’de sahnelenir. 1913’te İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından Maliye Nazırı Cavit Bey’in işini kolaylaştırma zeminini hazırlamak üzere Paris’e gönderilir, buradan Bükreş’e geçer. Karaciğerindeki rahatsızlık sebebiyle Viyana’ya ve Karlsbad’a, ardından İsviçre ve Fransa’ya geçtikten sonra İstanbul’a geri döner. 1915-1916 yılları arasında Almanya’da görevlendirilir. Cumhuriyet’in ilk yıllarında 1923-1930 yılları arasında Millî Mecmua, Güneş, Resimli Ay ve Hayat dergilerinde hikâyeleri, hatıra yazıları çıkar. 1930-1936 yılları arasında Cumhuriyet’te hikâyeleri, makaleleri çıkar ve Kırk Yıl ile Saray ve Ötesi’ni yayımlar. 1940-1943 arasındaki yazıları ve oğlu Halil Vedat’ın ölümüne dair hatıraları Son Posta’da yer alır. 1932’deki Türk Dili Kurultayı’nın ardından daha önceki eserlerinin dillerini sadeleştirmeye girişir. 27 Mart 1945’te ölür. Bakırköy Mezarlığı’na oğlu Halil Vedat’ın yanına gömülür: Eserleri: Roman: Sefile (Hizmet, nr. 1-73 1886-1887), Nemide (1892), Bir Ölünün Defteri (1893), Ferdi ve Şürekası (1895), Mai ve Siyah (1898), Aşk-ı Memnû (1901), Kırık Hayatlar (1924), Nesl-i Âhir (1990); Büyük hikâye: Deli (Hizmet, nr: 165-173 1888), Bir Muhtıranın Son Yaprakları (1888), Bir İzdivacın Tarih-i Muaşakası (1888), Bu muydu? (1896), Heyhat (1898), Valide Mektupları (1999), Küçük Hikâye: Tuhfe-i Letâif (1893), Küçük Fıkralar I-III (1897-1899), Bir Yazın Tarihi (1900), Solgun Demet (1901), Bir Şiir-i Hayal (1914), Sepette Bulunmuş (1920), Beyaz Şemsiye- Elfin (Selâmi İzzet ile, ?), İzdivac-ı Müteyemmin – Akşamcı (Halit Fahri ve F. Celâlettin ile, ?), Mayıs Pazarı-Bir Deli (Mehmet Rauf ile, ?), Bir Hikâye-i Sevda (1922), Hepsinden Acı (1934), Aşka Dair (1935), Onu Beklerken (1935), İhtiyar Dost (1937), Kadın Pençesi (1939), İzmir Hikâyeleri (1950); Mensur Şiirler: Mezardan Sesler (1891), Mensur Şiirler (1893); Tiyatrolar: Füruzan (1918), Kâbus (1918), Fare (1926); Hatıra ve Gezi Yazıları: Almanya Mektupları (Tanin nr: 2383-2685, 1915-1916), Alman Hayatı (Tanin nr. 2579-2719, 1916), Kırk Yıl (1936), Saray ve Ötesi (1940-1942), Bir Acı Hikâye (1942); Makaleler: Kenarda Kalmış (1924), Sanata Dair I-II-III-IV (1938, 1939, 1955, 1963); Edebiyat Teorisi: Hikâye (1891), Batı Edebiyatlarına Dair Eserleri: Garptan Şarka Seyyale-i Edebiye: Fransız Edebiyatının Nümune ve Tarihi: Medhal: Ezmine-i Mutavassıta ve On Altıncı Asır, c. 1 (1885), Tarih-i Edebiyat-ı Garbiyeden Fransa Edebiyatı Dersleri (1913), Tarih-i Edebiyat-ı Garbiye, Kısm-ı Sâni: İspanyol Edebiyatı (1913), Alman Edebiyatı Tarihi ( 1914), Yunan Tarih-i Edebiyatı (1915), Latin Tarih-i Edebiyatı (1915). Çeviriler: Demirhane Müdürü (George Ohnet’den, 1884), Esrâr-ı Serendip (Louis Jacolliot’dan, 1887), Nâkil I-IV (1893-1884), Fennî Kitaplar: Haml ve Vaz-ı Haml (1889), Mebhasü’l-kılıf (1893), Bukalemun-ı Kimya (1893), Hesap Oyunları (1893), İlm-i Sima (1894), Kanun ve Fenn-i Velade (1894), Birkaç Yaprak (1898).

edebiyathaber.net (26 Şubat 2018)

Yorum yapın