
Bazı kitaplar vardır, kapağını çocuklar için açarsınız ama sayfalarında kendinizi bulursunuz. Berna Olgaç’ın, Mühür Kitaplığı Yayınları tarafından basıma hazırlanan “Görünmez Kalem”i tam da böyle bir kitap. İlk bakışta bir çocuk kitabı gibi görünse de, aslında hepimizin içinde sakladığı “onaylanma ihtiyacına”, “kahraman bekleme” haline ve kendi gücünü unutmuş yanımıza ayna tutuyor.
Gökhan, Türkçe derslerinde oldukça başarılı bir öğrenci. Ancak sayısal derslerde aynı başarıyı gösteremiyor. Ta ki bir gün sınıfa bir müfettiş gelene kadar… Matematik dersinde tahtaya kalktığında, yalnızca onun görebildiği sihirli bir kalem beliriyor. Bu görünmez kalem, onun tüm işlemleri eksiksiz yapmasını sağlıyor. Başarısız olduğu dersleri kolaylıkla geçiyor, bir anda okulun en başarılı ve en popüler öğrencisine dönüşüyor. Ama başarı geldikçe, yalnızlık da sessizce kapısını çalıyor. Gökhan, takdir edildiğini fark ediyor ama bunun kendisine değil, görünmeyen kaleme yöneldiğini hissediyor. Takdir ediliyor ama takdir edildiğini hissedemiyor. Ve sonra bir gün anlıyor: Gerçek başarı, görünmez kalemle değil, kendi emeğiyle gelen başarıdır. İşte o gün, görünmeyen kahramandan ayrılmaya karar veriyor.
“Görünmez Kalem”, çalışmanın, emeğin ve mücadelenin değerini hem çocukların hem de
yetişkinlerin kalbine dokunarak anlatıyor. Yalın bir dille yazılmış, ama etkisi derin. Çünkü bu hikâye hepimize tanıdık:
• Başarıya ulaşmak için dışsal bir güce ihtiyaç duyduğumuz anlar,
• Onay almak için kendimizi başkalarının ışığında tanımladığımız yıllar,
• Ve sonunda “Benim de ışığım var!” dediğimiz uyanışlar…
Berna Olgaç, hayal gücüyle kalbin arasında bir köprü kuruyor. Gökhan’ın görünmez kalemi,
aslında hepimizin içinde bir yerlerde var. Bir yol gösterici, ama aynı zamanda bizi kendimize yabancılaştıran bir araç. Ve kitap bize şunu fısıldıyor: “Kalemi bırak, yazmaya kendinden başla.”
“Görünmez Kalem”, satır aralarından kalbe dokunan şiir gibi bir kitap. İçinde bir kahraman var, sesi bazen kısık, bazen sessiz. Başkalarının ışığında yanmaya alışmış belki, ama seninle aydınlanmak istiyor şimdi. Kalemi bırak, yazmaya kendinden başla. Mucizeleri dışarıda değil, içindeki soruda ara. Belki de tek ihtiyacın olan, onay değil, olma cesareti.
Bu Kitabı Kimler Okumalı?
• Çocuğuna yalnızca ders değil, yaşam farkındalığı kazandırmak isteyen ebeveynler
• Kendine “Ben kimim?” sorusunu yeniden sormaya cesaret eden gençler ve yetişkinler
• Bir “kahraman” aramaktan vazgeçip, kendi kahramanı olma yolculuğuna çıkan
herkes…
Hayal sinemasına biletiniz hazır. 107 sayfalık bu içsel yolculuğu kendinize ya da sevdiklerinize armağan edin.
Mutlu okumalar.


















