İklim Bayraktar’dan sıradışı bir araştırma: Taciz ve tecavüze uğrayan çocuklar anlattı

Ağustos 10, 2023

İklim Bayraktar’dan sıradışı bir araştırma: Taciz ve tecavüze uğrayan çocuklar anlattı

İklim Bayraktar’ın “Rızası Yok” adlı kitabı Destek Yayınları etiketiyle yayımlandı.

Tanıtım bülteninden

Bir Kereden Çok Şey Olur!

119 mağdur ve 87 mağdur ebeveyniyle yüzlerce saat görüşmen sonucunda kaleme alınan Rızası Yok, Destek Yayınları’ndan çıktı.

Toplumumuzun yüzleşmekten en çok çekindiği gerçeklerden biri olan ülkemizdeki çocuk istismarı konusunda kaleme alınmış en cesur eserlerden biri!

“Devlet hakkımızı aramadı, ailemiz sineye çekti, bize bunu yapanlar hep cezasız kaldı, ailemiz bizi sevmedi, bize inanmadı.”

Mağdurların yaşadıklarını ilk ağızdan ve titizlikle aktaran bu çalışmada her şeye rağmen hayata tutunabilmiş özel insanların hikayelerine tanıklık edeceksiniz.

“Bu kitap, toplum ve devlet olarak görmediğimiz, yok saydığımız, hatta varlıklarından dahi haberdar olmadığımız, dertlerine dokunamadığımız, yüreklerine değemediğimiz kayıp çocuklar ya da şansı yaver gidince küllerinden yeniden doğanlar için yazıldı…”

Arka Kapak Yazısı:

“KOŞUYOR ALTI YAŞINDA BİR OĞLAN, UÇURTMASI GEÇİYOR AĞAÇLARDAN…”

­ NÂZIM HİKMET

Bu kitap, cinsel istismar mağduru, görmezden, duymazdan gelinen, “Bir kereden bir şey olmaz!” “Küçüğün rızası varmış!” gibi savunmalarla vakaları geçiştirilen, toplu tecavüze uğrayan, cemaat evlerinde kafası kesilen ve yurtlarda diri diri yanan, altı yaşında evlendirilen çocuklar için yazıldı.

Bu çocuklar, mağdur edildikten sonra, buharlaşıp yok olmuyorlar. Büyüyor ve topluma karışıyorlar. Mağdurun hikâyesi o gün, o saatte, o korkunç hadiseden sonra son bulmuyor, aksine tam olarak orada başlıyor. Devasa travmaların üzerlerinde bıraktığı etkileri anlayamadan, kimseye anlatamadan, hayata karışıyor, çocuk olmayı hiç deneyimlemeden, kendilerini güvende hissetmeden yanı başımızda yaşamaya çalışıyorlar.

O çocuklar büyüdü ayakta kaldı ve hayatın içine karıştılar, kimileri imam oldu, onların ardında saf tutup namaz kıldık. Kimi doktor oldu bizi muayene etti, bir kısmı öğretmen oldu, bizim onlara reva görmediğimiz çocukluğu kendi sınıflarında çocuklarımıza hediye ettiler.

Çoğuyla bir yerde yolumuz kesişti ve göz göze geldik, bir şekilde muhatap olduk ruhumuz bile duymadı. Kimileri aşçı, polis, kimileri tezgâhtar, işçi, mavi yakalı…

Ama en önemlisi onlar da ebeveyn oluyor. Yeni nesiller yetiştirecekler, yüreklerindeki yara iyileşti mi dersiniz?

Gücü yaşadıklarını eritmeye yetmemiş, tecavüzün altında ezilmiş, öfkesini yönetememiş, kısaca rehabilite olma imkânını bulamamış yüzlercesi ne oldu?

Yazar hakkında:

1991 yılında gazeteciliğe başlayan İklim Bayraktar, Güneş, Günaydın, Sabah, Akşam, Bugün gazetelerinde çalıştı. Özel sektörde de görev alan ve bazı siyasetçilere basın müşaviri olarak hizmet veren Bayraktar’ın ilk kitabı “Sıra Bende” 2011’de yayımlandı.

Ergenekon sürecinde yaşadıklarını cesaretle kaleme alan yazar, süregelen davada halkı kin ve nefrete sürüklemek suçundan 17 yıl ceza istemiyle yargılandı ve 2017 yılında, açılan davada herhangi bir suç unsuru bulunmadığından beraat etti.

Uzunca süren sessizliğini “Rızası Yok, Bir Kereden Çok Şey Olur” ile bozan İklim Bayraktar, kendisine dava açılmasına sebep olan taciz ve tecavüz mağduru çocuklara verdiği sözü tuttu.

Mağdur çocuklar ve ebeveynleriyle yüzlerce saat yaptığı görüşmelerin ardından cesaretle kaleme aldığı Rızası Yok için “Tek dileğim bu ağrılı, acılı hikayelerden yükselen korkusuz seslerin doğru yerlere ulaşmasına, güçlü bir farkındalığa ve çözüm hareketine vesile olmaktır” diyen yazar, kitabın yazılma sürecinde uzmanlarla çalıştı, resmi kaynaklardan yararlandı, dava dosyalarını inceledi.

İklim Bayraktar “Salt mahkemeye intikal etmiş, kamuya ve medyaya açık dava dosyalarından okuyup yazılmadı bu kitap; aile içi ensest, taciz veya tecavüze uğrayan ya da otoriter ve baskıcı anne ile ilgisiz, yok hükmündeki babaların yetiştirdiği çocuklarla bire bir konuştum. Tecavüz neticesinde bunu bir kader olarak kabullenip cinsel kimlik bunalımı yaşayan, asosyal, takıntılı, hayata küsen, çoğu kişilik bozukluğuna sahip çocukların gerçek hikayelerini sizlerle paylaştım. Cinsel istismar, duygusal istismar, psikolojik istismar, eğitimde yaşanan büyük sıkıntılar, ailenin ve çevrenin sosyo-kültürel yapısı, akran zorbalığı, devlet ve yargının caydırıcı ve koruyucu sistemlerinin zayıflığı gibi unsurların etkilerini gözlemledim. Ama en büyük rolü kuşkusuz ebeveyn tavrı oynuyordu. Acaba bu çocukları toplumdan önce ailelerinden mi korumak lazım, diye defalarca düşündüm. Ebeveynlerle alakalı çokça olumsuz tespitim olsa da özellikle annelerin tavrı beni çok cesaretlendirdi” cümleleriyle ailelerin evlatları üzerindeki sorumluluklarını da sorguluyor.   

edebiyathaber.net (10 Ağustos 2023)

Yorum yapın