Hakan Bıçakcı’ya 6 soru | Can Öktemer

Temmuz 20, 2018

Hakan Bıçakcı’ya 6 soru | Can Öktemer

Hazırlayan: Can Öktemer  

En son okuduğunuz kitabın adı nedir?  İzlenimlerinizi öğrenebilir miyiz?

Hitchcock ve Truffaut. Sinema üzerine en önemli çalışmalardan. Yıllardır Türkçe baskısı yoktu, geçen ay Hayek Kitap yeniden bastı bu kült kitabı.  

Son okuduğunuz kitapta, en beğendiğiniz cümle ya da alıntı nedir?

Hitchcock’un “sürpriz” ve “gerilim” arasındaki farkı bomba metaforu üzerinden anlattığı bölüm. Özetle şöyle, iki adam masada oturmuş sohbet ediyor.Masanın altında bomba var ve seyirci 15 dakika sonra patlayacağını biliyor ama karakterler bilmiyor. Dolayısıyla seyirci onlardan fazlasını bildiği için, karakterler adına geriliyor. Onları uyarmak istiyor. “Burada böyle boş boş konuşacağınıza kaçın,” diye bağırmak istiyor. Böylece seyirci sahneye dahil oluyor. Hitchcock,bombanın beklenmedik bir anda patlamasını “15 saniyelik sürpriz”, bombanın patlayacağının bu şekilde bilinmesini de “15 dakikalık gerilim” olarak adlandırıyor ve ikincisinin çok daha etkili olduğunu iddia ediyor.

Yeni bir kitaba başlamadan önce arkadaşınızdan mı tavsiye alırsınız, kitap eklerinden mi yararlanırsınız yoksa tamamen sezgilerinizle mi hareket edersiniz?

Yazarını tanımıyorsam arkadaş önerileri ve hakkında çıkan haberler, yazılar etkili olur ama daha önce okuduğum ve sevdiğim bir yazarsa bunların hiçbirine gerek kalmaz.  

Keşke bu kitabı ben yazsaydım dediğiniz bir kitap var mı? 

Çok var tabii. Bir örnek vermek gerekirse Pascal Bruckner’in Hınç Ayları (Ayrıntı Yayınları).

Yazdıklarınızı ilk olarak ne zaman gün ışığına çıkardınız ve ilk kimlere okuttunuz?

Benim biraz erken oldu bu süreç. İlk romanım çıktığında yirmi dört yaşındaydım. Yazdıklarımı ilk okuyanlar da yayınevi editörleri olmuştu. Yazdığım metinleri çevremdekilere önden okutmam pek ama çok anlatırım. Konusundan, kafamdaki yazım tekniğinden, bazı sahnelerden, diyaloglardan, karakterlerden bahsederim fikrine güvendiğim arkadaşlarıma. Ancak ellerine kâğıtları tutuşturmak istemem.  

Belirli yazma alışkanlıklarınız var mı? Gürültülü bir yerde mi yoksa sessiz bir ortamda mı yazmaktan hoşlanırsınız?

Çok özel rutinlerim, ritüellerim falan yok ama ister istemez alışkanlığa dönüşen bir yazma süreci var ortada. Genellikle evde veya sessiz bir ortamda, bilgisayarda yazarım. El yazısını not almak, akışı planlamak için kullanırım sadece. Yazarken durmadan silip yeniden yazdığım için mutlaka klavye gerekir. Bazen fonda müzik de iyi olur ama her zaman değil.

edebiyathaber.net (20 Temmuz 2018)

Yorum yapın