Uzman Psikolog Merve Saraçoğlu’nun kaleme aldığı “Tabi”, yazarın kuzeninin düğünü için çıktığı Japonya yolculuğunun yolda karşılaştıklarıyla nasıl bir içsel yolculuğa dönüştüğünü, kimi zaman tebessümle kimi zaman da birçok soru işaretiyle okura aktaran bir “tecrübe” kitabı.
Bazen bir “şey” için bile öylesine, bir görevi yerine getirmek, bir yakının en mutlu veya en kötü gününde yanında olabilmek için çıkılan yolculuklar, farkında olmadan insanın kendi yaşamıyla tamamen ters kutupta yer alan durumlarla karşılaşmasıyla içsel bir yolculuğa evrilir. Köyde yaşayan biri olduğunuzu ve kırk yaşına kadar köyden dışarı adım atmadığınızı düşünün. Hâlâ görüştüğünüz, belki de en yakın arkadaşınızdan İstanbul’da evleneceği haberini alıyorsunuz. El mecbur, gideceksiniz. Sizin için bir gün kırk saat ise İstanbul’da kalacağınız iki gün size beş saat gibi gelecektir. Bir de böylesine bir yolculuğu dili, örfü, geleneği, göreneği, âdetleri tamamen yabancı olduğunuz bir yere yaptığınızı düşünün. Başta kendiniz olmak üzere, bütün bir yaşamı sorgulamaya başlamaz mısınız? Uzman Psikolog Merve Saraçoğlu’nun A7 Kitap etiketiyle yayımlanan kitabı “Tabi”, yazarın, kuzeni Cem’in Japonya’daki düğününe gidişini, orada yaşadığı ardı ardına gelen şokları, komik ve eğlenceli hikâyeleri, incelikli sorgulamaları, sonunda kendi iç dünyasına yaptığı yolculuğun içinde bir araya getirdiği bir kitap.
Toplam on bölümden oluşan “Tabi”nin ilk bölümünde Merve Saraçoğlu, kuzeni Cem’in Japonya’daki düğününe gitme macerasını anlatıyor. Ancak burada disiplinli bir aileye sahip olmasından mütevellit, yaşamdaki düzenini, hareket ve oyun alanını bozmamaya azami dikkat gösteren Saraçoğlu’nun Japonya’ya gitmeden önce, kendine gidişine şahit oluyoruz. Yolda olmanın her şekilde bir yerinden bir “öğreti” sunduğuna değinen Saraçoğlu, bu süreçte kendini daha yakından tanıma fırsatı bulduğunu anlatıyor. İkinci bölümde Japon misafirperverliğini en ince detaylarına kadar anlatan yazar, sevgiyle değeri kıyaslıyor ve yine yola başka bir yönden bakıyor. Üçüncü bölümde “Kaizen” felsefesiyle tanışmasını, buradan hareketle “kendi hayatına saygı göstermenin” ve “kendine saygı göstermenin” üzerinde duruyor. Devamında okuru Japonya sokaklarında dolaştırarak Uzak Doğu’nun kültüründen bahseden Saraçoğlu, beşinci bölümde iyiden iyiye ısındığı Japonlara, yaşam felsefelerine, yaşamı kontrol etmekle esnek bırakmak arasında gidip gelişine odaklanıyor.
Buradan itibaren kendi dünyasına giren ve konuya aidiyetle başlayarak, aidiyetin insanın kendi olabilmesiyle alakalı olduğundan dem vurarak yola devam eden yazar, içtenlik, özgüven, minnettarlık, gitmek ve dönmek gibi mevzuları yine Japonya’da geçirdiği zamanla harmanlayarak anlatıyor.
Japonca’da yolculuk anlamına gelen “Tabi” kelimesini hem gerçek bir yolculuğu hem de içsel yolculuğunu aktarmak için kullanan Merve Saraçoğlu, kitabının asla sihirli formüllerle hayata bakışımızı değiştirecek kişisel gelişim kitaplarından olmadığının altını çiziyor. Okurların kendilerinin de hissettikleri şeyler bulabileceği “Tabi” için son sözü Merve Saraçoğlu’na bırakalım. “Bu kitabın sonunda mucizevi bir sonuca varmayacağız,” diyen Saraçoğlu sözlerini şöyle noktalıyor: “Çünkü hayat, öyle tek bir noktaya varılacak bir şey değil. Yol devam ediyor; biz değişiyoruz, yollar kesişiyor, bazen de ayrılıyor. Ama önemli olan, o yolların bizi nasıl dönüştürdüğü.”
edebiyathaber.net (24 Mayıs 2025)
