Füruzan- Gecenin Öteki Yüzü İncelemesi -3- Metnin Simgeleri, Zaman Unsurunun Kullanımı, Hareketliliğini Sağlayan Unsurlar | Serap Gökalp

Şubat 6, 2025

Füruzan- Gecenin Öteki Yüzü İncelemesi -3- Metnin Simgeleri, Zaman Unsurunun Kullanımı, Hareketliliğini Sağlayan Unsurlar | Serap Gökalp

Simgesel nesneler

Küpe:  S.118 “Annesinin küpelerini takmadığı günler…”, gündüz, anne kız birlikteler, küpe taktığı zamanlar anne dışarı çıkıyor, küpeler = yalnızlık, çaresizlik. Küpelerin rehine verilişi= annenin çaresizliği, yalnızlığı. “Küpelerini bıraktıkları o yere gittikleri zamanki annesi değildi şimdi. Küpeler ise kulağındaydı. Oysa piyango bileti aldıklarında yoktu. İki gün önce, aynalı fırının neredeyse yarı yarıya karanlığa büründüğü saatte döndüğünde mi gidip almıştı?” (S.137)

Kokina çiçeği; yılbaşı çiçeği, adak çiçeği olarak da bilinen adı Yunancadan dilimize geçmiş bitki. Yine kokina Yunancada kırmızı anlamına geliyor(gizli renk) Bu çiçeği hikayede şöyle görürüz: “Odalarının kapısına vurulduğunda, annesi elindeki kokinayla öylece duruyordu.” S.119 Bir dilek mi tutmaktadır acaba? Belki. O sırada kapı vurulur.

Bilet: Sayfa 116’da yılbaşı öncesi toplumsal özellik haline gelen beklentilerin, umutların odak noktası piyango bileti. Ama anlarız ki genç kadın her ay bir bilet almaktadır. Bu yüzden de satıcı onu tanımaktadır. Bilet umuttur.  Yalnız umut mu? Böyle bir kadın için özgürlük aynı zamanda.

Simgeselliklerin akışı içinde bir de simgesel durumlara rastlarız. Bunların yaşam zorluklarına direnmek için var edilmiş oldukları düşünülebilir mi? Sanırım. Bir göğüs germe biçimi bence.

Simgesel durumlar

Fotoğraf çekme oyunu: Anne kızın komşularına yılbaşı gecesini geçirmek üzere gittiklerinde, olmayan bir fotoğraf makinesi karşısında poz verirler. Birlikte olmanın simgesidir. Güzelliği olan bir zaman kesitini fotoğrafta değil belleklerinde saklamak için oynanan bir oyundur.

Dans etme: Ağabey, kardeşin birlikte oynadıkları folklorik özellikler taşır, İstanbul-dışılığı aynı zamanda sıla özlemini simgeler. Ama bir yanıyla da saat tamircisinin genç kadına kur yapışı gibidir. Sayfa 195’ in son paragrafını okuyorum: “Genç kadın yüzüne vuran tutkuyu gözlerinde saklamaya çalışarak durgun bir sesle, ‘Siz, dedi ablanızın sözlerini doğrusu şu ki haklı çıkardınız.’

Çay içme: Sohbet ortamı yaratma için kullanılan güçlü bir unsur olan çay içme neredeyse hikâyede törensi bir özellik taşır. Bir kadınla bir erkeğin derin, her şeye karşın yakınlaşmaya yakın gece sohbetlerinin durumudur.

Yılbaşı gecesi: Yalnızlığın paylaşılması, kötü koşulları bir anlığına görmezden gelme, iletişim kurma için aracı unsurdur.  Bu durumda bulunma mutluluğu bize kadar ulaşır.

Fırın:  Şimdi, nesneler ve durumlar dışında tutulması gereken ama simgeselliğinden ötürü çok ama çok önemsememiz gereken bir ayrıntıya geliyorum. Fırının simgeselliğine.

Ekmek yapılıp satılan bir dükkân olmasına karşın hikayede bu mekân ilginç bir değişime uğramış, zaman ölçücü unsur olarak kullanılmıştır.  “annesi kimi günler akşam ekmekleri pişirme kıvamını bulup çıkardığında odaya girmiş olurdu.” (S.100 )  “Fırının elektrikleri yandı. (S.126)  Yalnızca bu değil, küçük kızın yalnızlığı içinde ışıklarıyla, çalışanlarıyla oraya girip çıkanlarla can yoldaşı simgeselliği de vardır. (S.101) “Gün alacakaranlığa dönüp loşluklar parça parça çökeldiğinde o, yüzünü dayadığı camla bütünleşmiş olurdu. Fırının elektrik ışıkları sarı toplar oluşturarak çevreleri buğulanmış açılıverirdi. (S.102)

Yalnızlığın ve zaman unsurunun bir arada yüklenmiş olarak fırın kavramı:  “Genç kadının sokağa, ötelere gidişlerinin dönüşlerine değin aynalı fırın vardı küçük kız için.” (S.111)

Zaman belirleyici olarak: “Vapurların, kalın dumanlı gemilerin seslerini taşıyordu fırının aynasına.”(S.111)

Zaman belirleyici unsur olarak : “Fırının elektrikleri yandı.” S.126 “İki gün önce, aynalı fırın neredeyse yarı yarıya karanlığa büründüğü saatte döndüğünde mi gidip almıştı? Orası geceleri de mi açıktı?”  Hikayenün sonunda ise (S.190) fırını tekrar görürüz.  Yılbaşı kutlaması sırasında bir ara küçük kız pencereden dışarı bakar. Fırının ışıklarını arar, bulamaz. “Sokak lambasının ışığında karlar sarı sarı savruluyor koyu bir mavinin içinde yitiyordu. Fırının ışıkları görünmüyordu.”

Sanırım şimdi söz hikayede zaman unsurunun kullanımına geldi. Bunu bir çizelgeyle anlamaya çalışacağım. İleri geri zaman sıçramalarıyla birlikte düşüneceğim.

Şekil-    Zaman Unsurunun Kullanımı

1. Şimdi: Anne kız yürüyorGeri: Annenin hikâye parçası S.100 Geri: Annenin işi S.99-100 “Hadi artık uyu…” Geri: Fırında olup bitenler S. 100 Geri: Kızın oyunu (garip sözler) S.101 Geri: Ev/oda/yuva ortamı S. 101
2. Şimdi: Anne kız rehincide S.102 “Görkemli girişin döner camlı kapısından sıyrılıp içeri girdiklerinde(…)” ( Çocuk hem rehinci ortamını hem ev ortamını aynı anda anımsamaktadır.)  Geri: S.102 Küpeleri bırakmaya gidiyor (S.137’ de/iki gün sonra bu konu pekiştirilmiştir.) Geri: Rehinciye gelen öteki insanlar. Kızın gözüyle. Yaşlı adam S. 103 > evde olma isteği. Geri: Kucağındaki duvar saatiyle şişman kadın S. 104 Daha geri: (bundan önceki gelişlerinde) papağanlı adam, kızın üstüne oturmak üzere olan kadın, tentürdiyot kokan eller. Geri: O günden sonraki ortam çocuk gözünden izlenimler. S.105) Geri: Rehinciye hamam takımı getiren yaşlı kadın. (S. 106-107) Geri: Kürklü, köpekli kadın. (S. 108) “Ben bir şey vermedim” diye açıklama yapıyor ortaya, bir tür savunma. Geri: (S. 109) Anne kız iletişimi > birlikte yatmaktadırlar, ev ortamları çocuğun gözünden. Geri: Annenin hazırlanışı (S. 110) Geri: Gazete satıcısı. (S. 111) Malını yitirişi hikaye içinde hikaye) S.112 Sakat gazetecinin ağladığı gün. Hep çocuğun algısı bir cetvel, bir şablon gibi kullanılır.  (Aynı gün S. 112 Bakkala gidiş > vazgeçip çıkma,  > acıma sözcüğü > döveceğim seni> dayak > S.113 Fırına gidip ekmek alan kız. Geri: S.114 Annenin belleğine konuşması aracılığıyla girip onun geçmişine uzanmamız. S.114 Anne aracılığıyla başlatılan zaman sıçraması kızın belleğinden verilir. İki kanal kullanılır. Adsız bir akraba varlığı. Öyle ki yüzü oluşmaz. Eşya ile, takı ile tanımlanır. Geri: (S. 118) “Bazı günler yanlış birinin elini kavrardı.” Yoksulluklarını başkalarının aynası kanalıyla ana kızın belleğinden (kız anlamaz okur anlar bir tür bellekten sektirme yapılır.) Geri: “Piyango bileti alındığı günler (…) S. 118
3. Şimdi:  Yılbaşı öncesi S. 119 Kapı çalıyor, komşular geliyor, çanlar çalıyor, kapı tekrar çalıyor, kapı açılıyor, genç bir adam ve genç bir kız görünüyor.   Şimdi: Komşularının (erkek ve kız kardeşlerin) yılbaşı davetleri.   Şimdi: Yahudi makaracının geçişi.        Geri: Bekleyiş sırasında kızın belleğinden sinema > oradaki artist kadınların duruşu = annenin duruşu.   Yahudi makaracının geçişi sırasında kızın düşüncesi > Geri: Soğuk nedeniyle yatakta geçen günler, kızın gözünden S. 122   Çocuk > sobaya bakış > soğuk oda > duygu betimlemesi, > toplumsal kesitin dile getirilişi > makaracının çıngırak sesi satıcıları (çiçekçiler, balıkçılar)  anımsatır.   Geri: Anne-çiçekçi arasındaki iletişim S. 123
4. Şimdi:  “Odadaki konuşmaların sürdüğünü duydu.” S. 123, 124, 125   Şimdi: S.127 “Bak buraya çıkabiliyorsun artık. Yerlere oturmanın alemi var mı! Sesindeki okşayış küçük kızı sarstı. Bu söyleyişi daha önceleri de duymuş olmalıydı.”  İleri: S.126 “Küçük kız yeni yılın nasıl bir şey olacağını düşündü.”   Geri:  127 Sesindeki okşayış küçük kızı sarstı. Bu söyleyişi daha önceleri de duymuş olmalıydı. Açılan bir bahçe kapısı çizildi gözlerinde.” İtalik yazıyla babanın sağ olduğu zaman kesiti kızın gözünden.   127’ den 136’ ya hikaye içinde hikayeye geçiş > annenin ve babanın hikayesü. Başka bir üslupla anlatılmış,  şimdinin tersine renkli, hayat dolu, genç, işten çıkarılmaya karşın güçlü ve direngen.
5. Şimdi: Kız ağlar. S.136 Anne kız konuşmaları. Yılbaşı yemeği için hazırlanışları.Geri: Kız anılarına ağlar (S. 136 ) anne onun yeni yıl daveti için ağladığını sanır… Çifte algı. Geri: S. 137 -138-139 “iki gün önce”> fırını anımsayış.  “Küpeler ise kulağındaydı.” > rehinciyi anımsayış. “Yazın annesiyle birlikte gittiği iskele parkında rastlardı onlara” S.138, Geri: S. 139 “Onun asıl eğlencesi iskeleye yalnız gittiği zamanlarda gerçekleşirdi. Daha geri: S. 140, sinema. Geri: S. 140 “ Son gidişi yaz başı olmalıydı.” Kayıkhaneye gidiş.  Geri: S.142 “Parka son gidişinde sıcak bir gündü.” Deli kadın, sapık adam, kovalayan çocukların anımsanışı. Geri: S.148 Kızın hastalanışı bu sırada anımsanan. Daha geri: S. 149 (beyaz boşlukla ve italik yazıyla) anne belleğinden baba ve annenin ilişkileri babanın ölümü. Yakın geçmiş: soğuk odada yatakta geçirilen günler.
6. Şimdi: Annenin hazırlanışı. S.156-160 Yıkanma, kızına ayaklarını yıkatması.İleri: “Yarın gitmeliydi.” S.157 “Yine de gidecekti.” S.157
7. Şimdi: Kızın hazırlanışı. S. 159  “Genç kadın dolabı açtı. Ayna odanın değişik yönlerini toparlayıp yansıtarak döndü.”Geri: Giysiye ilişkin annenin anıları S. 159.
8. Şimdi: Üst kata çıkış, orada geçen süre S. 163Geri: Karşılıklı konuşma anıların anlatımıyla çok kere geri sıçramalar.
9. Şimdi: Dans etme. S.182 Genç kadın iki kardeşin yumuşak bir erkek sesinin söylediği tangonun uyumuyla odanın ortasında döndüklerini gördü.”Geri: Genç kadının hikayesüne ek S. 178 Küçük kızın belleğinden; “Genç kadının ablam dediği yakınına gittiklerinde olanlar çok değişikti.”   Geri: Komşu kardeşlerin geçmişi.  S.184
10. Şimdi:  Gece yarısı süreç küçük kızın uyuyuşu, kız kardeşin uyuyuşu, saat tamircisi ve genç kadının konuşma süreci. Geri: S. 193 “Bir zamanlar asıl güzelliklerin neler olduğunu anlatan birini tanımıştım. Daha o yedi yaşındaydım.” Kadının / annenin hikâyesi.   Geri: S. 205 “ Bu da bir soru.(…) Ailem miras dışı bıraktı beni. “Annenin hikaye parçası .

Bir ayrıntıyı daha işaretlemek isterim; yılbaşı gecesi neler oluyor? Bunun üzerinde durmalıyız. Çünkü hem hikâye için değerlidir hem hayli yoğun hareket sağlayıcı minik olaylar vardır. En yalın haliyle listeleyeceğim.                          

  • Anne kızın üst kata gelişi,
  • Yemek yeniyor,
  • Müzik dinleniyor,
  • Sohbet ediliyor,
  • Dans ediliyor,
  • Fotoğraf oyunu oynanıyor,
  • Küçük kızın uyuması,
  • Kız kardeşin uyuması,
  • Konuk yatağı hazırlanıyor ama anne kabul etmiyor,
  • Saat tamircisi ve annenin sohbeti.

Bunu söylememin nedeni Gecenin Öteki Yüzü ile ilgili anlatı zenginliğine ve metnin iç hareketliliğine örnekleme yapmak istiyor olmamdan. Akıp giden metnin içinde hareketlilik çok önemli. (Çünkü düşünceler tam da bu şekilde oradan oraya sıçrar.) Zaman sıçraması dışında Füruzan metinlerinde hareketlilik, mekân sıçramalarıyla da sağlanır. Ve yazar bu ağ şeklinde dokunmuş zaman/uzam sıçramalarının okuru tarafından keşfedilmesini ister. Ben bu keşifle yine (ve daima) ilgiliyim. İşte birkaç örnek alıyorum buraya.

S. 117 – 118: Yolda yürüyüş sırasında (kış) geçmişte yanlış birinin elini tuttuğu kalabalık ortama, (sıçrama noktası: “Bazı günler yanlış birinin elini kavrardı.”) kentin yaz mevsimi ortamına, (bağlantı noktası: “Küçük kız insanlarla doğayı ayrımsamadan, tüm olarak algılıyor gibiydi.) akraba ziyaretinin ortamına, (bağlantı noktası: küpeler). Devam ediyor, sokak ortamı (bağlantı noktası: “Annesinin küpelerini takmadığı günler çoğunluk birlikte çıkarlardı dışarı.”) Yaşadıkları oda, (bağlantı noktası; “Bir akşam dönüşte odaya bir sap kokina çiçeğiyle geldi.”) Annesiyle birlikte gittikleri sinema ortamı (bağlantı noktası annesinin duruşunun yarattığı anımsama) ve tekrar yaşadıkları oda (“Kapı şaşılası bir yavaşlıkla açılırken(…)”)

Bir örnek de mekân betimlemelerinden alıntılamak isterim. 193. sayfa. “Kilimin renkleri, sobanın korlaşmaya yönelmiş yüzü, peynir tepsisi, meyveler, semaver, inik perdelerin ötesinde kenti alabildiğine saran karların ığıltısı ayrı ayrı duyuruyorlardı varlıklarını.”

Mekân canlandırmada alışıldık yöntemde doğrultu yazardan okura doğrudur. Oysa bu cümlede ortamdan kahramana doğrudur. Kahramandan sekerek de okura geçer.

(Sürecek)

edebiyathaber.net (6 Şubat 2025)

Yorum yapın