Faşizmin resmedildiği fantastik bir roman: “Kobra” | Adalet Çavdar

Şubat 25, 2019

Faşizmin resmedildiği fantastik bir roman: “Kobra” | Adalet Çavdar

1956 yılında Türkmenistan’da doğan yazar ve gazeteci Ak Welsaper Türkmence, Rusça ve İsveççe yazıyor. 1993 yılında Türkmenistan’dan ayrılan yazar 1994 yılından bu yana İsveç’te yaşıyor ve İsveç Yazarlar Derneği üyesi. Aynı zamanda 1993 yılından bu yana Uluslararası PEN Kulübü onur üyesi. Yirmiden fazla kitabı olan yazarın eserleri pek çok dile çevriliyor.

Kendi ülkesi Türkmenistan’da kitapları yasaklı olan yazarın “Kobra” adlı romanı Mazlum Beyhan çevirisiyle Bilgi Yayınevi tarafından Ocak ayında yayımlandı. İlk kez 2002 yılında “Kepjebaş” adıyla Stockholm’de Türkmence olarak yayınlanan roman, bir yıl sonra, 2003 yılında yazarın yeniden yazımıyla yine Stockholm’de “Kobra” adıyla Rusça olarak yayınlanmış̧. Kobra aynı zamanda yazarın kendi hayat deneyimlerini de anlatan bir roman. 1994 yılında ülkesinden ayrılana kadar zulme maruz bırakılan insanlardan biri olan yazar, hem Sovyet hem de Sovyet sonrası Türkmenistan’ın da diktatörlük rejiminde yaşamış biri.

Kobra, yazarın faşizmi resmettiği fantastik bir roman. Roman sadece Türkmenistan’ı değil Sovyetler Birliği’nin çöküşü sonrasında Orta Asya’nın durumunu, diktatörlerin yönetimi altına giren ülkelerde hayatın nasıl devam ettiği ya da edemediğini anlatıyor. Romana adını veren Kobra, bir yılaninsan, Asya mitolojisinin içinden çıkıyor kimi zaman hayvandan insana dönüşüp diktatörlerin sofralarına oturuyor, kimi zaman insandan hayvana dönüşüp en girilmeyecek yerlere hapishanelerin içine girip gözlem yapıyor. Kobra, insanın olmadığını bildiği ama öyleymiş gibi davrandığı pek çok ânı anlatıyor. Vicdansızların vicdanlı göründüğü, merhametsizlerin merhametli davrandığı ve kimi insanların bu düzene bir anlam verdiklerini, neye nasıl inandıklarını ele alıyor. Yalancılığın, riyakarlığın elden ele dolaştığı devir teslim törenlerinde dolaşıyor. Sadece kendi çıkarları doğrultusunda ülkelerini yöneten diktatörlerin halkın gözünü nasıl boyadıklarını fantastik biçimlerde anlatırken, Kral’ın çıplak olduğu toplumlarda kimsesin “kral çıplak” demeye cesaret edemeyişini dile getiriyor.

Ülkede yaşayan herkesi ve yaşanan her şeyi kontrol altında tutmak isteyen bir başkan artık orada yaşayan insanların isimlerinin bile farklı olmasının gerekli olmadığını düşünmeye kadar vardırır arzularını. Sadece alkışlamak ve onaylamak için vardır halk ve meclis. Başını kaldıranın başı ezilir, en ufak bir tepki gösteren insan ölmeyi arzu edecek kadar işkenceye maruz bırakılır. Pek çok hükümetin yaşattıklarının bu seviyede olmadığını düşünebiliriz elbette ama ne yazık ki çok uzak görülmeyen bir geleceğin resmini çizmeyi başarıyor yazar. Bu metin adeta mutlu sona sahip olmayan Sayın Başkan Yoldaş’ın bir masalı.

Bir mesel-roman olan Kobra için Amerikan Dergisi, World Literature Today kitabında “Kobra, Orta Asya’nın tüm uzmanları için bir zorunluluktur ve despotların psikolojisi ile ilgilenen herkes için büyük bir okumadır.” diye bahsediliyor.  Totaliter bir rejime dair bir alegori bu roman. Bugün bizim yaşadığımız dönemi tasvir etmesi ve okuduğumuz zaman hem tarihten hem bugünden pek çok devlet yaklaşımının neden ve sonuçlarını aynı zamanda psikolojik olarak hem diktatörlerin hem halkın tavrını aklımızda biraz daha oturmamız açısından önemli. Lakin yazarın anlatımının zaman zaman okuru çok ağırlaştırdığını, hicivleri abarttığını belirtmek lazım. Romanı elinizden bırakmayı düşündüğünüz zamanlarda haberleri açın, gördükleriniz sonrasında elbette yeniden okumaya devam etmek isteyeceksiniz.

Bazı kitaplar hakkında yazarken kitabın olay akışını anlatmamayı bilerek tercih ediyorum. Bu Kobra romanı içinde geçerli oldu. Çünkü yerinden edilen ve ülkesinde yasaklanan bir yazarın diktatörlerin ve onların yönetiminde olan insanların psikolojisini anlatan fantastik bir roman yazmış olması bence okur için okumak için yeterli bir bilgi. Dünyanın ortasında kaynayan bir kazan, hiçbir halk diğerinden pek farklı değil ne zamandır. Gözünüzün önüne sokakta yaşadığını o en karmaşık anın fotoğrafını getirin, işte onu neredeyse dünyanın her yerinde insanlar farklı şekillerde yaşıyor. Sormamız gereken bir kaç soru var, iktidarlar vatandaşlarından ne bekliyor, ne istiyor, biat dışında bir tercihi neden bırakmıyor.

Adalet Çavdar – edebiyathaber.net (25 Şubat 2019)

Yorum yapın