“Çocuklar yetişkinler kadar ciddi değillerdir ve gülmeye bayılırlar.” | Meryem Ermeydan

Mayıs 19, 2021

“Çocuklar yetişkinler kadar ciddi değillerdir ve gülmeye bayılırlar.” | Meryem Ermeydan

Roald Dahl bir casus, savaş pilotu, çikolata tarihçisi ve tıbbi buluşlar yapan bir mucitti. Bunların yanı sıra Charlie’nin Çikolata Fabrikası, Matilda, Dev Şeftali ve daha pek çok harikulade kitabın yazarıydı. Dahl, dünyanın bir numaralı hikaye anlatıcı unvanını hala koruyan çok değerli bir yazardır.

Matilda, Roald Dahl’ın şahane eserlerinden sadece bir tanesidir. Bazı yazarlarının hayal güçleri yaşadığı dönemin çok ötesine uzanarak etkisini tüm canlılığı ile korumayı başarır. Roald Dahl da bu yazarlardan biridir. Özellikle çocuk edebiyatına kazandırdığı eserler her yaştan okurun hayranlığını kazanmıştır. Çocukların gözünden yetişkinleri, yaşamı, ahlaki değerleri mizahla dile getirmesi Roald Dahl’ın en belirgin özelliklerinden biridir.

Roald Dahl, Matilda adlı kitabında komik, hicivli ve yaratıcı bir şekilde yanlış ailede doğmuş, ancak kimsenin ya da hiçbir şeyin onu üzmesine izin vermeyen olağanüstü, küçük bir kızın hikayesini anlatır.

“Bir şeyin üstesinden gelmek istiyorsan, hiçbir şeyi yarım yamalak yapma. Cüretli ol, sonuna kadar git. Yaptığın her şeyin inanılmayacak kadar, yani tam anlamıyla çılgınca olmasına dikkat et.”

Küçük Matilda bir buçuk yaşına geldiğinde kusursuz bir şekilde konuşur. Kelime haznesi bir yetişkininki kadar çok kelimeye sahiptir. Üç yaşında kendi kendine okumayı öğrenir ve dört yaşına geldiğinde okuması akıcı hale gelir. Ailesine göre kitaplar tam bir tiksinti kaynağıdır.

Evinde kitap olmadığı için annesi bingo partilerindeyken gizlice şehir kütüphanesi ziyaretlerine başlar. Daha sonra kitapları ödünç alabileceğini öğrenir. Bu kadar küçük bir kızın onca yolu tek başına yürümesi ve kendi kendine –yetişkin kitapları dahil- kitap okuması, şaşkına dönen kütüphane görevlisini büyüler.

Okula bile başlamamış olan Matilda, Charles Dickens, Jane Austen, H.G. Wells, Ernest Hemingway ve George Orwell gibi yazarların kitaplarını bir çırpıda okur.

Anne ve babası, yetenekli çocuklarına çok az ilgi gösterirler ve boş zamanlarını sürekli açık olan televizyon karşısında hazır gıda yiyerek geçirmeyi tercih ederler.

“Okuduğu bütün kitaplar, ona anne-babasının hiçbir zaman sahip olmadıkları bir hayat görüşü kazandırmıştı. Biraz Dickens ya da Kipling okumuş olsalar, hayatta insanları aldatmaktan ve televizyon seyretmekten başka şeyler olduğunu kısa sürede keşfedebilirlerdi.”

Matilda’nın babası, dolandırıcı bir ikinci el araba satıcısı olan Harry Wurmwald, müşterilerini basit hilelerle kandırarak geçimini sağlar. Yaptığı dolandırıcılık konusunda evde övünür. Matilda’nın ağabeyi Michael’ın bir gün babasının işini devralması gerekir. Küçük kızı Matilda babasına göre küstah ve aptaldır. Henüz 5 yaşında olan Matilda babasının yaptıklarının dürüst olmadığını fark eder. Kendi ahlaki değerleriyle defalarca kez babasına insanların ona güvendiklerini hatırlatarak babasıyla yüzleşir.

“Kimse dürüstlükle zengin olmaz, dedi baba. Müşteriler aldatmaya yarar.”

Asıl mesleği bingo oynamak olan ağır makyajlı ve sonradan sarışın anne ise eve para getiren kocasıyla hemfikirdir. Hayattaki sloganı şudur:

“Okumaktan benzi solmuş kızlardan hoşlanmam.

Bir kız çocuğu kendisini çekici kılma konusunda kafa yormalı ki ileride iyi bir koca bulabilsin.

Görünüm kitaplardan daha önemlidir.”

Babası, kızının kitap okuduğunu gördüğünde öfkelenir ve Matilda’nın ufkunun ötesindeki bir şeyden zevk almasına köpürür. Dahası, kızının zihinsel aritmetik becerilerini küçümser ve kızını hile yapmakla suçlar. Kızına, kadın düşmanlığına varan hakaretler eder.

“Baba” dedi, “Bana bir kitap alabilir misin acaba?”

“Kitap mı?” dedi babası. “Yalan dolu kitapları ne istiyorsun?”

“Okumak için baba.”

“Tanrı aşkına söyler misin, TV’nin ne eksiği var? Altmış iki ekranlı güzel bir TV’miz var ve sen gelip benden kitap istiyorsun! Kızım, iyice şımarıyorsun artık sen!”

Matilda, kendisinde sıradışı olanı keşfedemeyen yüzeysel ve eğitimsiz ebeveynlerinden nefret etmemekte zorlanır. Ebeveynleri, keskin bir adalet duygusuna sahip olan ve inançları için savaşan Matilda’yı alt etmeye çalışırlar. Ancak zeki çocuk, ne onlara laf anlatmanın ne de meydan okumanın ona bir şey kazandırmayacağını çabucak anlar. Zamanla, küçük kız hayatta kalmak için gerekli olan bir strateji geliştirir: Yaptıkları her kötülüğün karşılığını ailesine ödetmek!

“Saldırıya uğradığınızda, yapılacak en akıllıca iş, Napolyon’un vaktiyle söylemiş olduğu gibi, karşı saldırıya geçmektir.”

Okula başladıktan sonra ebeveynlerle ilişkilerde bir iyileşme olmaz. Hatta tam tersine; babası, kendi kızını sorun çıkarıcı biri olduğunu söyleyerek okul müdiresine ihbar eder.

Okulun evden bir farkı yoktur. Okulda çocukların yetenekleri dikkate alınmaz. Gözlerinde yaramazlık ışığı olan çocuklar, ‘hava kesici’ denen çocukların saatlerce hareketsiz durmak zorunda kaldıkları çok dar bir dolaba konur. Okul müdiresi Bayan Trunchbull, kendi rahatı ve okulu daha katlanılabilir bir hale getirmek için olabildiğince çok öğrenciyi okuldan atma tutkusunu dile getirir:

“Benim için kusursuz bir okul, içinde hiçbir çocuğun olmadığı bir okuldur. Bir gün gelecek böyle bir okul kuracağım.”

Okula kayıt olduktan sonra öğretmeni Bayan Honey, küçük Matilda’yla yakından ilgilenir. Matilda’nın zihninden matematik işlemlerini yapmasından, okuma becerilerinden ve zekasından etkilenen öğretmeni onun bir dahi olduğunu düşünür. Ayrıca, Matilda’nın doğaüstü yeteneklerini keşfeder.

Matilda, Bayan Honey’nin neredeyse hiçbir eşyası olmayan bahçeli evine yaptığı özel bir ziyaret sırasında sınıf öğretmeninin yaşam öyküsünü öğrenir: Okul müdiresi, sahte ama maalesef tespit edilemez bir belgeyle öğretmenin babasından kalan tüm mirasını ele geçirmiştir.

Bu duruma öfkelenen Matilda kendini tutamaz ve tepki verir: Eşyaları hareket ettirme yeteneği ile okul müdiresinin hakkından gelir. Öğretmeni de hak ettiği mirasa ve kendi yuvasına kavuşur.

Matilda’yı okurken;  kendinizi adaletsizlik, gücü kötüye kullanma, şiddet, dolandırıcılık, dostluk, sadakat ve sevgi gibi konuları sorgularken buluyorsunuz. Matilda’nın ailesi önlerine engeller koysa bile, o kalbini dinleyerek kendi yolundan gidiyor. Ailesinin aksine ve küçücük yaşına rağmen Matilda, kendisini tüm adaletsizliklere karşı savunan dürüst ve güçlü bir kişiliktir. Bir kızın (bilişsel olarak) hiçbir şeyi başaramadığını ve buna izin verilmediğini ve sadece kendisine söylenenlere dikkat etmesi gerektiğini söyleyen klişeler ve düşünce kalıpları Matilda tarafından reddedilir. Böylece sonunda iyiler kazanır, kötüler alaşağı edilir.

Sonuç olarak sevgili Roald Dahl, bu olağanüstü kız çocuğunun hikayesini canlandırıcı ve mizahi bir pencereden anlatıyor.  Çocuk, genç, yaşlı ayrımı olmaksızın her yaştan okuyucuya hitap ediyor.

edebiyathaber.net (19 Mayıs 2021)

Yorum yapın