Bol ödüllü çizgi roman “Leon”dan “kaybeden” insan eleştirisi | Burak Soyer

Kasım 10, 2023

Bol ödüllü çizgi roman “Leon”dan “kaybeden” insan eleştirisi | Burak Soyer

İki Oscar adaylığı bulunan “Belleville’de Randevu” filminin yaratıcısı Sylvain Chomet ve usta çizgi romancı Nicolas de Crécy’nin elinden çıkan ödüllü çizgi roman “Leon”, politika, din ve ekonominin esir aldığı günümüz insanının, kazanmak için çıktığı yolda nasıl bir “kaybeden”e dönüştüğün anlatıyor.

Sylvain Chomet, 1963 yılında Paris’te doğmuş. Lisede, mezun olacağı 1982 yılına kadar sanat eğitimi almış. İlk çizgi romanı     “Secrets of the Dragonfly”, 1986 yılında yayımlanmış. Chomet, bu eser okurla buluştuktan sonra Richard Purdum stüdyosunda animatör olarak çalışmak için 1988 yılında Londra’ya taşınmış. 1991 yılında ilk animasyon filmi üzerinde çalışmaya başlamış. Aradan iki yıl geçtikten sonra “Léon-la-Came” adlı çizgi romanın senaryosunu yazmış ve bu çizgi roman 1995’te basılarak, 1996 yılındaki René Goscinny Ödülü’ne layık görülmüş. Aynı yıl Kanada’ya taşınan Chomet, arka arkaya ürettiği eserleriyle hem okurlar hem de eleştirmenler arasında nam yapmaya başlamış ve birçok ödüllü yapıta imza atmış. Adının tüm dünyada yayılmasını sağlayan “Les Triplettes de Belleville” (Belleville’de Randevu) uzun metrajlı filmi, 2003 yılında iki dalda Oscar’a aday gösterilmiş. 2004 yılında, İskoçya’da kendisi stüdyosunu kurmuş. Chomet’nin, kendinden üç yaş büyük hemşerisi Nicolas de Crecy’le birlikte tekrar elden geçirdikleri, Rene Gosccinny Ödülü’nün yanına  Angoulême En İyi Albüm Ödülü’nü de alan “Leon” çizgi romanı, Karakarga Yayınları’ndan Mahir Ünsal Eriş çevirisiyle yayımlandı. Birçok aydın, entelektüel, bilim insanı tarafından insanlığa sosyal, politik ve ekonomik refah getirmesine garanti gözüyle bakılan 21. yüzyılın, kapitalizm, neoliberal politikalarla birlikte yozlaşmasıyla ters tepişini anlatan “Leon”, modern Fransız çizgi romanları arasında ilk sıralara oynayan bir kitap.

“Leon”un, Gégé lakaplı genç kahramanı Géraldo-Georges, büyük bir kişisel buhranın içinde debelenip durmaktadır. Zira ketum ve despot babasından gram sevgi alamadığını anladığımız Gégé, akıl hocası ve ilham kaynağı dedesi “Leon”u kaybettiği günden beri yolunu şaşırmış bir halde, onca fiyaskonun sonucunu sırtında taşımakta, bununla beraber bir çıkar yol bulamamaktadır. Üstüne üstlük, karısı da, oğulları “Küçük Leon”u beklerken düşün yapmıştır ve Gégé günden güne akli melekelerini kaybeder hale gelmiştir.

Bir “winner” adayı olarak Gégé

Bu boşlukta savrulup dururken eline bir “winner” olmanın yollarını anlatan bir kitap geçen Gégé, kitaptaki sözde “yol haritalarını” izleyerek, bir “kazanan” olmak için kitabın gösterdiği izler. Zaten her yöne çekilip, o yönde kukla gibi oynatılmaya müsait olan kahramanımız, önce politikaya atılır. Eş, dost, kim varsa hepsini de kendi “kadroları”na katar. Akıldan uzak bir adamın politikaya atılışını sırıta sırıta izleyen çakallar, ranttan olabildiğince faydalanmak için Gégé’yi kafa kola alarak, rüşvetle, sırt sıvazlamayla hayata geçen bir “saadet zinciri” oluştururlar. Bizim saf Gégé de onların her sözüne inanarak ne verirlerse alır, ne söylerlerse yaparlar. Ancak Gégé sonunda sıfırı tüketir.

Gégé bu kez “yeni uyanışın” peşinde

Yeni bir “uyanış” bekleyen Gégé, bu kez bir barda kendisini tokatlayan görünmez bir adamla tanışır. Gégé, cebindeki son kuruşu da yarın kıyamet kopacakmışçasına harcarken, bu görünmez kişi, ona yeni bir dinden bahseder. Kendini Rabb’ın yeni bir elçisi iddia eden kişi, Gégé’yi peşine takarak bu kez başka bir hayalin peşinden sürükler. Arada bir Gepetto’nun elinden çıkma haliyle kendine görünen dedesi Leon ise bu yolun yol olmadığını, Gégé’nin bundan vazgeçmesini söylese de, Gégé’nin kayışlar çoktan koptuğu için torunu dedesinin nasihatlerini kulak arkası eder. Bunun ardından kaçınılmaz son olur…

Sylvain Chomet ve Nicolas de Crécy, “Leon”da, günümüzün, insanları eriten üç ana başlığı ekonomi, din ve politikayı ve bunların getirdiği kaotik atmosferi hem görsel hem de yazılı olarak çok iyi ifade ediyor. İkilinin, kendi üsluplarınca kurduğu, kutsal kitaplarla bizi bugünlere getirenlere (!) bol bol ithaf cümleleriyle dolu anlatım biçimi ve yer yer birbirine geçen gerçekle gerçeküstünün sıkı teması, bir bütünlük hali alarak tüm meramını, görsel ve yazılı sanatın tüm imkanlarıyla okura sunuyor.

edebiyathaber.net (10 Kasım 2023)

Yorum yapın