Bir kabadayı ve yazarın kesişen hikâyesi: İyi Bir Roman

Haziran 20, 2025

Bir kabadayı ve yazarın kesişen hikâyesi: İyi Bir Roman

Peyami Safa Safi’nin İyi Bir Roman adlı kitabı Peon Kitap tarafından yayımlandı. İlginç hikayesi bu hikayeyi anlatış biçimiyle dikkat çeken kitabı Edebiyat Haber okurlarına öneriyoruz.

Tanıtım bülteninden:

Bir kabadayının kısa süren hayatının son bölümünün kendi dilinden ve çevresindekilerinin gözünden farklı bir anlatımı ile, toplumun alt tabakalarında yaşayanların değişik formlarda başlayan hikayelerinin, başlarına gelen olmadık işlerle düştükleri cezaevlerinde kesişmesi. Dışarıda bilinmeyen, çok sıkı adap ve geleneklerle süren mahkum yaşamlarının anlatımı ile birlikte, kaybetmekten ve üretememekten bunalmış bir yazarın beklenmedik bir şekilde aynı cezaevine girmesi ve orada tanıdığı bu insanların hayat hikayelerini derleyerek yıllardır yazmayı beklediği romanına başlamaya karar vermesidir. Okurun elinde tuttuğu ” İyi bir Roman”, bu yazarın hep yazmayı hayal ettiği ve sonunda yazdığı işte bu romandır. Aslında yaşamın, çoğu insan için türlü sürprizlerle dolu, beklenmedik şekilde ilerleyip, beklenmedik bir şekilde biten bir iyi bir roman olduğudur. İçinde herbiri bağımsız görünen on beş adet çoğu kısa öykü mevcut olup, bütüne bakıldığında birbirlerine bağlanan hikayelerle roman formatına dönüşen bir konseptte yazılmıştır.

“Hoş geldin diyemedim, korkuttun beni Yazar Bey” dedi, soluk soluğa, elinde su bardağı ile yaklaşırken Sadece Hoş bulduk diyebildi, suyu kana kana içtikten sonra. Yavaşça ve gayet düşünceli ayağa kalktı. Önde yine soluk soluğa yürüyen dükkan sahibi hayırdır diye sormadı. Biliyordu zira geliş sebebini öncekilerden. Arkasında ise sanki bu kez gerçekten isteksizmiş gibi yürüyen Yazar Fuat Tekeli, birlikte büroya yöneldiler. Müzmin astımından dolayı az evvel koşup da yorulmuş gibi derin ve doymazcasına çekerdi havayı Hidayet. O ise terden boynuna yapışmış fularını gevşeterek yürüdü ardından. Önündekinin derin nefes alış verişlerinin ritmiyle yalpalayan koca kıçını takip ederken, aynalı ceviz şifonyerin olduğu tarafa bakmadı.
Babasından kalan son hatıra, Nacar kol saatini bakmadan bileğinden çıkarıp masaya koydu ve düşünceli bir tavırla, her zamanki gibi ” Sadece emanete bırakıyorum. Çok değil iki hafta bekle. Gelip ödemezsem ne istiyorsan yap.” dedi, ne saate ne de Hidayet’in yüzüne bakmadan.

edebiyathaber.net (20 Haziran 2025)

Yorum yapın