“Atı Neden Yalnız Bıraktın”: Büyük Filistin direnişinden kesitler barındıran şiir evreni

Aralık 26, 2017

“Atı Neden Yalnız Bıraktın”: Büyük Filistin direnişinden kesitler barındıran şiir evreni

Mahmud Derviş’in “Atı Neden Yalnız Bıraktın” adlı şiir kitabı, Çeviri Ödülü sahibi Mehmet Hakkı Suçin’in çevirisiyle Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlandı.

Tanıtım bülteninden

Mahmud Derviş, 1960’lı yıllarda işgal altındaki Filistin’de filizlenen “direniş şiiri”nin en önemli şairi kabul edilir. Çocukluğundan başlayan “mültecilik” gerçeği ve duygusu, şairi yaşam boyu takip etmiş; yarattığı şiirsel yapının tüm dokusunu belirlemiştir. Vatansız bırakılmış bir halkın ulusal vicdanı olma göreviyle yeni ve zengin bir estetiğin çağdaş yaratıcısı olma işlevini yan yana sürdürmüş olan Derviş, hem ülkesini hem şiiri bütün çeper ögeleriyle birlikte, anda ve düşlemde yaşatılması gereken bütüncül bir ev olarak kabul eder. Atı Neden Yalnız Bıraktın kitabı, masalsı bahçesinde at, kuyu, anne, baba, yasemin, laciverttaşı, çit, ateş, kül, çöl ve denizi bir arada resmeden, içinde büyük Filistin direnişinin unutulmaz kesitlerinin kayıtlı olduğu görkemli bir şiir evi.

İlk 16 sayfa için>>>

Mahmud Derviş

Çağdaş Arap şiirinin en önemli isimlerinden olan Mahmud Derviş, 1941’de Filistin sahilindeki Akka şehrinin Berve köyünde doğdu. Henüz yedi yaşındayken işgal edilen köyünü ailesiyle birlikte terk edip pek çok Filistinli gibi Güney Lübnan’a mülteci olarak yerleşti.

Savaşın durgunlaştığı bir dönemde ailesiyle birlikte ülkesine dönen Derviş, doğduğu köyün yok edildiğini gördü. Filistin’in kuzeyinde bir başka köye yerleşmek zorunda kalan aileye, “ülkeye kaçak yollarla girdikleri” gerekçesiyle ikamet belgesi verilmedi; Derviş, bu kez kendi ülkesinde mülteci durumuna düştü.
Ardından yine ailesiyle Hayfa’ya yerleşen Derviş, burada lise eğitimini tamamladı. El-İttihad adlı gazetede çalışmaya başladıktan kısa süre sonra tutuklandı. Araplarla Yahudilerin birlikte örgütlendikleri Maki yani İsrail Komünist Partisi’ne üye oldu. Faaliyetleri nedeniyle defalarca cezaevine kondu, zorunlu ikamete mecbur edildi.

1970’te sonra Moskova’da eğitim almaya başlayan Derviş, daha sonra Kahire’ye geçti. Burada Arap dünyasının efsanevi yazarları ve müzisyenleriyle tanıştı. Uhibbuki ev lâ uhibbuki [Seni Seviyorum yahut Sevmiyorum] adlı kitabını yayımladı.

1973’te Beyrut’a yerleşen şair, şehrin İsrail askerleri tarafından işgal edilişine, en yakın dostlarının öldürülüşüne ve Sabra ve Şatila katliamı gibi büyük insanlık suçlarına tanık oldu. 1982’de Şam mercilerinden davet aldı ve coşkuyla karşılandığı Suriye’ye yerleşti.

Şam’dan ayrıldıktan sonra Filistin mücadelesinin önderlerinden Yaser Arafat’ın isteğiyle editörlüğünü yaptığı Karmel adlı dergiyi yayımlamaya devam etti. Kıbrıs’ta basılan ve tüm Arap coğrafyasına dağıtılan dergiyi Derviş, Paris’ten yönetiyordu. Paris yılları şairin kültürel ve poetik ilgi ve etki alanlarının genişlemesini sağladı, Derviş bu dönemde dünyanın çeşitli yörelerinden ağırlıklı olarak siyasal nedenlerle göç etmiş, sürülmüş entelektüellerle, sanatçılarla güçlü bağlar kurdu.

İşgal altındaki Filistin’de Filistinliler belirli özerklikler edinince Ramallah’a döndü. Karmel’i burada çıkarmaya devam etti. Cidâriyye (Mural), Hâlet hisâr [Kuşatma Hali], Kezehr el-lavz ev eb’ad [Badem Çiçeği Gibi yahut Daha Ötesi] gibi kitaplarını Amman ve Ramallah’ta kaleme aldı.

Dünyayı tanımış, hem Arap kültürünün köklerine hem de insanlığın ortak değerlerine eğilmiş olan şairin pek çok dünya diline çevrilen şiirleri günümüzde baskı ve zulme karşı direnişin evrensel sembolleri arasında sayılmaktadır.
Filistin ulusal kimliğinin kurucu figürleri arasında yer alan Mahmud Derviş 2008’de Ramallah’ta yaşama veda etti. Filistin hükümeti, şairin ölümü üzerine ulusal yas ilan etmiş, Filistin halkı “büyük oğlunu” yüz binlerin katılımıyla sonsuzluğa uğurlamıştır.

Bazı şiir kitapları: Asâfir bilâ ecniha [Kanatsız Kuşlar]; Evrâk ez-zeytûn [Zeytin Yaprakları]; Âşik min Filastîn [Filistin’den Bir Âşık]; Âhir el-leyl [Gecenin Sonu]; el-Asâfîr temût fi’l-Celîl [Celile’de Kuşlar Ölüyor]; A’râs [Düğünler]; Hisâr li medâ’ih el-bahr [Deniz Methiyelerini Kuşatma]; Hiye uğniye, hiye uğniye [O Bir Şarkıdır, O Bir Şarkı]; Vard akall [Daha Az Gül]; Lâ urîdu li hâzi’l-kasîde en tentehî [Bu Şiirin Bitmesini İstemiyorum]; Fî hadrat el-gıyâb [Yokluğun Varlığında].

edebiyathaber.net (26 Aralık 2017)

Yorum yapın