‘Arkayı’ unutmadan ‘önüne’ bak! | Burak Soyer

Mart 18, 2022

‘Arkayı’ unutmadan ‘önüne’ bak! | Burak Soyer

Gregory Mardon’un Kendine İyi Bak kitabı, bize dikilen hedef, amaç, arayış gibi ‘kıyafetleri’ kesip atarak, “Yolda olmak, yolda olmak”tır repliğini hatırlatırcasına arkamızı unutmadan önümüze bakarak ilerlemenin en sağlam yol olduğunu anlatan bir çizgi roman. 

Gregory Mardon 1971 yılında Fransa’nın Arras kentinde doğmuş. Paris’te Gobelins Animasyon Okulu’nda eğitim görmüş. Daha sonra birkaç arkadaşıyla birlikte Papyrus, Blake et Mortimer, Fantômette ve Diabolik gibi Fransa’da üretilen çok sayıda animasyon dizisinin arka planlarına ve storyboard’larına katkıda bulunmuş. 1998 yılında Spirou’da ilk hikayelerini üretmeye başlamış ve böylece çizgi roman dünyasına adımını atmış. 2000 yılında ilk uzun çizgi romanını yazmış. 2002 yılında Charles Berberian ile birlikte yayınladığı Cycloman, Mardon için çizgi roman dünyasında yaptığı ilk büyük sıçrama olmuş ve büyük ilgi görmüş. 2018 yılındaki Body and Soul kitabıyla ise ‘büyükler dünyası’na çizgileriyle adımını atmış ve artık ‘çizgi roman yazarı’ unvanıyla anılmaya başlamış. Ve artık Karakarga Yayınları’ndan Seble Kutsal çevirisiyle çıkan Kendine İyi Bak kitabıyla da Türkiyeli okurların huzurunda. 

Kendine İyi Bak, birçok farklı okumaya açık, en klişe haliyle özetlersek, “Herkesin kendine göre bir pay çıkartacağı” bir kitap. Kahramanımız Achille, kitabın girişindeki kabus ve sonrasında yaşadıklarından öğrendiğimiz kadarıyla hafiften bunalıma düşmüş, ilaçlarla uyuyan yalnız bir adam. Kendini değiştirmek için etrafındakileri değiştirme yöntemini seçen Achille yeni bir ev alarak işe başlıyor. Sonra evin için baştan aşağı kendine göre yenilemeye girişiyor. Ancak total rutininde bir değişiklik yok. Sıkıcı olduğu belli işinde sıkıcı iş arkadaşlarıyla muhabbet etmek zorunda kalıyor, kalabalığın içinde kaybolup kendini bir taburesinde buluyor ve hikayesinin düğümünün başlangıcı olan, belli ki atmaya kıyamadığı bir tokaya takık. 

Bir gün yine evde yeri göğü yıkarken tesadüfen paspasın altında kalmış bir mektup buluyor. Tristan Vlanek imzalı bu mektup, Achille’in eski ev sahibesi Suzanne Cardin’e yazılmış. Achille, bu mektuptan ev sahibesinin hayattaki tek akrabası olan yeğenine bahsediyor ancak yeğen pek oralı olmuyor. Achille de mektubu bir yerlere kaldırıyor ancak kafasından da çıkaramıyor. Tekrar bulup okumaya başlıyor. Mektup 10 Ağustos tarihli ancak yılın son rakamı silinmiş. Sadece 1970’lerde yazıldığını anlıyoruz. Hayli içli bir aşk ve hasret kokan mektubu okuyan Acihlle, ani bir gazla hiç düşünmeden kamp eşyalarını çıkarıp bu mektubun sahibini aramak için Paris’ten Marsilya’ya Vespa motoruyla yola çıkıyor. Mevzumuz da burada başlıyor. Achille bu yolculukta dağları, kırları, bayırları aşıyor. Doğanın kendisin içine çekmesine izin verip tertemiz göllerde çoluk çocuk şenliği eşliğinde yüzüyor. Çadırında yalnızlığıyla baş başa kalıyor. Fransa sokaklarında zik zaklar çizerek yol alırken malum tokanın sahibiyle çoktan bitmiş bir ilişkinin çiziklerini kafasından silmeye çalışıyor. Eski mesajları cümle cümle aklına geliyor. Hepsiyle yüzleşip birer birer çöpe atmak istiyor. Arada makaraları koyuverip gözyaşlarını rüzgara savuruyor. Ve Nihayet Marsilya’ya varıyor. 

Mektuptaki adrese gittiğinde haliyle kimseyi bulamıyor. Soluklanmak için bir kafeye oturduğunda Vespa’lı bir turist olarak hemen dikkatleri üzerine çekiyor. Bazıları onun nereden geldiğine dair tahminlerde bulunuyor. Aralarından hayli cool, yaşlı bir adam ise gündüz şarabını sipariş ettikten sonra Achille’e laf atarak muhabbeti açıyor ve kendisiyle iki tek atmayı teklif ediyor. Konu Achille’in Marsilya’da bir ‘görev’ olarak gördüğü mektuba geliyor ve adam mektubu okumaya başlıyor. Bitirdikten sonra Achille’e hayli derinlikli bir tirat atan adam “Eyvallah”ını çekip Achille’in yanından ayrılıyor. Burada noktayı koyalım zira kitabın ‘anahtar’ını okuyucuya vermiş oluruz. 

Kendine İyi Bak, Gregory Maldon’un doğayı, Fransa sokaklarını, Achille’in hislerini muhteşem çizgileriyle birlikte birçok yöne çekilebilecek bir anlatı sunarken arayışı, hedefi, amacı, Kaybedenler Kulübü filminden aklımızda kalan “Yolda olmak, yolda olmaktır” mottosuyla devre dışı bırakıp geçmişi unutmadan, onunla barışarak, yüzleşerek de mutlu olunabileceğinin mesajının altını, ‘çoktan seçmeli şıklarla’ doldurması için okura sunuyor. Seç, beğen, al!

edebiyathaber.net (18 Mart 2022)

Yorum yapın