Anıl Cihan: “Tarihin izleriyle şiirimi buluşturuyorum”

Nisan 13, 2021

Anıl Cihan: “Tarihin izleriyle şiirimi buluşturuyorum”

Söyleşi: Onur Sever

Şiirleri Varlık, Kitaplık, Sözcükler, Ecinniler gibi edebiyat ve sanat dergilerinde yayınlanan Şair Anıl Cihan, İthaki Yayınları’ndan çıkan “Daha Önce Ölmüş müydük?” isimli ikinci şiir kitabını anlattı. 1989 İstanbul doğumlu olan şair, “Çok yaşasın, yerini yadırgayan şiir. Çok yaşasın yerini yadırgayıp, rahatsız olan halklar.” diyerek, şiire ve topluma bakışını özetlemiş oluyor bir bakıma. 

Onur Sever: Öncelikle röportaj teklifimi geri çevirmediğin için teşekkür eder mutluluğunu paylaştığımı söylemek isterim. “daha önce ölmüş müydük” keskin hatları ve çağrışım alanları olan bir isim. Bu ismi kitabına verirken neler düşündün?

Anıl Cihan: Teşekkür ederim kıymetli Onur. Mutlu oldum. İkinci şiir kitabım ve elbette ikinci deneyimim. Türü ne olursa olsun, her kitabın kendine has deneyimi olduğuna inandım. Sanatçısıyla birlikte tecrübe edilen bu deneyimin sürprizlerle dolu olduğunu, yeni duyuşlara ve hislere kapı araladığını söylemeliyim. Elbette kitabı oluşturmak, inşa etmek kadar ona isim vermek de bir o kadar zor ve meşakkatli bir uğraş. Fakat her şeyden önce, zor bir coğrafyada yaşadığımız ve hayatta kalmaya çalıştığımız gerçeği, kitaba bu ismi vermemde ilk ve en önemli etken. Ülkemizde ve dünyada meydana gelen, doğal olmayan ölümlerin/ katliamların sıradan, alışıldık bir duruma doğru sürüklenmesi oldukça üzücü. Yok saymaların, görmezden gelmelerin hemen her gün yaşandığı ve içinden çıkılmaz bir hal aldığı gezegende kendimizi “efendi” olarak hissetmek hoşumuza gidiyor olsa da, durumu daha da içinden çıkılamaz bir hale sokuyor. “Ben” dışında düşünmediğimiz her şeyi düşman belleyen yanımız, bizden olmayanı ayrım gözetmeksizin ortadan kaldırma gayretimiz “takdire şayan” gerçekten. Sömürülen insanların, sermaye sahiplerini zengin edecek bir sisteme kulluk etmek zorunda bırakılması, sanırım kurulacak onlarca cümleden yalnızca bir tanesi. Kitaba “daha önce ölmüş müydük” ismini verirken bunlara benzer ve çağırışım alanı zengin birçok şey düşündüğümü söyleyebilirim.

Onur Sever: Ülkemizde ve dünyada meydana gelen toplumsal olaylar, şiirlerin yazılış evrelerinde ne derece etkili oldu?

Anıl Cihan: Etki alanı oldukça geniş bir zaman diliminde yaşıyoruz. Dünyanın en uzak noktasında meydana gelen küresel ölçekte bir olayın bütün dünyaya haber olarak yayılma hızı sanırım artık saat ölçeğinden, dakikalara inmiş durumda. Böyle bir hız karşısında, sanatçının yararlanacağı kaynaklar her zamankinden daha fazla bir yer tutuyor. Elbette yaşanan/ meydana gelen bu olayların sanatçı tarafından kendi estetik değerli çerçevesinde ele alınması ve sanatın alanına dahil edilmesi sürecini de gözden kaçırmamak gerek. Yalnızca günümüzde meydana gelen toplumsal olaylar değil, tarihin sularında kulaç atan ve etkisi günümüze değin ulaşan olaylarında şiirimde önemli bir yere sahip olduğunu belirtmeliyim. Yani ben bu durumu önemli bir hazine olarak görüyorum.

Onur Sever: Tepkisini ortaya koyan, üslubunu sert belleyen, söyleyeceğini estetik değerinden ödün vermeden söyleyen şiirler okudum. Şiir en çok neleri mümkün kılar? 

Anıl Cihan: Teşekkür ederim sevgili Onur. Sanırım en çok bu yorumun beni mutlu. Amacı, şiirle söylemek, derdini şiir ile ifade etmek ve en önemlisi bunu estetik değerlerden ödün vermeden yapabilmek oldukça zor. Şiirin mümkün kıldıkları arasında, sanatın öncelikle kendi olarak var olmasını sağlamak diyebilirim. Yani şiir önce sanatı ve sanatın etki alanını mümkün kılıyor. Ayrıca Gaston Bachelard’ın, ” İmge yeniyse karşımızda yeni bir dünya vardır.” sözünü anımsadım sorunu okuduğumda. Küçük bir değişiklik yapmama müsade varsa, diyebilirim ki; “Şiir yeniyse karşımızda yeni bir dünya vardır.” Estetik değerler ve söyleyiş güzelliği ile okuruna ulaşmış olan şiirin başka ve yeni dünyaları mümkün kıldığına şahidim.

Onur Sever: Dünya tarihi ile şiirleriniz arasında sıkı bir bağ var. Böyle geniş bir hazineden yaralanırken neler hissettiniz? 

Anıl Cihan: En sonda söyleyeceğimi, en başta söylemiş olayım. Şiiri de yanıma alarak zamanda yolculuk yapmak gibi biraz da. Dünya tarihi, içinde birçok kırılmaların, neden ve sonuç ilişkilerinin, olayların olguların yaşandığı geniş, dikkatle yaklaşılması gereken bir alan. Fakat diğer yanıyla, şiire konu olabilecek niteliklere de sahip. Bunun yanında yaşamımı sürdüğüm şehir İstanbul, başta olmak üzere, coğrafya temelli zengin bir geçmişe sahip olmak da göz önüne alındığında, bu durumun heyecan verici olduğunu söylemeliyim. Hemen her şiirimde tarihin izleri ile şiirimi buluşturduğumu belirteyim. 

Onur Sever: “daha önce ölmüş müydük” 2019 yılında Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülünde “Dikkate Değer” bulundu. Ödüllerin şiire katkısı olduğuna inanıyor musunuz?

Anıl Cihan: Hayır. Ödüllerin şiire doğrudan bir katkısının olduğunu düşünmüyorum. Yani bir ödül, yazılan bir şiiri iyi yapmaz. İlla ki bir katkıdan bahsedecek olursak, bu en fazla ödül verilen kitaba dikkat çekmek, bir adım öne çıkmasını sağlamak ya da görünürlük kazanmasına yardımcı olmak diye yorumlayabiliriz. 

Onur Sever: Popüler kültürün yarattığı kimlik karmaşasına değinen, konu edinen etkileyici şiirleriniz var. Popüler kültür ve şiir ilişki sizce nedir ve nasıl olmalıdır?

Anıl Cihan: Popüler kültür ile şiir arasındaki ilişki, günümüzde daha çok şair ile popüler kültür düzlemine kaymış durumda. Popüler olanın temelinde yatan “popülerleştirme” düsturu şairden bir “kahraman” yaratmak ve mümkünse o kahramana, şairin herhangi bir şiirinden bir slogan bularak onu ilahlaştırmak suretiyle sömürüye varan bir ilişki biçimini desteklemesi de denebilir. Hatta çoğu zaman, ilaşlaştırılan şair-özenin isminin yanlış yazılması ya da şiirinin o şair-özneye ait olmaması durumu bir özür kadar uzağımızda. Sonrası, yine aynı ilişki biçimi ve yanlışlar silsilesi. Şiir/ şair ve popüler kültür zincirinin kırılabilmesi bana kalırsa biraz da okura bağlıdır diyebilirim. Seçici ve hazırı reddeden okurların çoğalması, popüler olanın azalmasına ve belki de yok olmasına olanak sağlayacaktır. Tercih, üretimi tetikler. Üretim, çoğu zaman tercihi belirler. Seçimlerimiz ve kimlerle yola çıktığımız bu noktada önem arz ediyor. 

Onur Sever: Kendi kuşağınızdan hangi şairleri takip ediyorsunuz? Hangi kitapları okudunuz?

Anıl Cihan: Uzun bir liste vermek yerine, artık daha seçici davrandığımı söyleyebilirim. Elbette bu, “benim gibi yazmıyorsa okumam” faşizanlığından apayrı bir konu. Etkileşimin ve iletişimin bunca çoğaldığı, edebiyat dergilerinin kısmen de olsa yaygınlık kazandığı bir dönemde kuşağımdan yazılan birçok şiiri okuyorum. Bu hangi şairi okuyup okumamam konusunda belirleyici. Her şeyden önce bir okur olarak tercih hakkımın olduğunu bilmek rahatlatıcı. 

edebiyathaber.net (13 Nisan 2021)

Yorum yapın