Sözün Ardı/Önü: 72 Yazdıkça Görülen: (16) Benim İstanbul Çağım:İstanbul’u yazmak | Feridun Andaç

Yazmak için İstanbul’u bir süre daha beklemeli, demiştim kendime. Oysa diğer yandan da “Benim İstanbul Çağım”la ilgili notlar alıp okumalara başladığım ve şehirde gezintilere çıktığım da çok olmuştu… Açtığım yeni deftere düştüğüm ilk not şuydu: “Belleğimdeki ilk kent imgesine dönüyorum yüzümü; yani 1950’lerin İstanbul’una… 1958 sonrası… Başlangıçta ülke genelindeki göç dalgası bizi de içine almıştı … Read more

Sözün Ardı/Önü: 71 Yazdıkça Görülen: (15) Bir dile, bir duyguya bağlanmak | Feridun Andaç

Hatırladığım bir cümlesi beni yeniden Eduardo Galeona’ya döndürdü: “Neşe kederden daha çok cesaret istiyor…” Çıktığım Doğu yolculuğundan dönerken kavuştuğum “Aşkın ve Savaşın Gündüz ve Geceleri”(*) günlerce elimden düşmedi. Bir zamanlar Batı’ya yaptığım yolculuklar beni yüzleşmelere / sorgulamalara götürürdü. Şimdi ise, ne zaman yüzümü Doğu’ya dönsem benzer, hatta daha da ilerisinde duygularla kuşandığımı ve birtakım sorgulamalardan … Read more

Sözün Ardı/Önü: 70 Yazdıkça Görülen: (14) Yaşam Bir Yolculuktur | Feridun Andaç

1./Yolda Olmak Gitmeyi seçmek bilinci, yolculukları anlamlandırandır. “Mekânın ne olduğu”na yönelik bakışınızı zenginleştireni arayıp bulduktan sonra onun peşine düşmeniz, sizi her zaman yeniliklerle karşılaştırır. Yazılan mekân metinleri de bu anlamda sürekli ilgimi çekmiştir ve (bu) arayış düşüncesi her daim yolculuklarımın ivmesi olmuştur. Üstelik, sizi alıp götüren duygunun vardırdığı yer(ler)de bunun yüzleşmesini de yaşarsınız… 2./Bırakılanlar, Taşınanlar … Read more

Sözün Ardı/Önü: 69 Yazdıkça Görülen: (13) Sizsizleştirme Oyunu | Feridun Andaç

Sözü bunca değişken kılan ne aranızda, bunu düşünüp durdun bırakıp gittiğinde. Homo habilis olma hâli, dedin içinden. Öyle ya, bunca şeyi yaşayıp paylaşmışken, ötedeki o “ilk”e dönerek hoyratlık yapmak neyin ifadesiydi? Yaptığı bir hayatta kalma oyunundan çok, beklentilerinin değişmesinin armağanı, sıkışıp kalmışlıktı. Bunun öyle biri olmadan da gerçekleşebileceğini düşünememesi, arayışının sonucunu farklı yerlerde bulmaya çalışmasıydı. … Read more

Sözün Ardı/Önü: 68 Yazdıkça Görülen: (12) Bu Yerde Değildi Bakışların | Feridun Andaç

Değer bilmezliğin ölümcül sanrısını yaşatan birinin ardından yas tutmak niye? Farz et ki bir kesik bıraktı, hafif hafif kanayacak; sonra yara kabuk bağlayacak. Hepsi bu! Sen baktıkça, dokundukça veya gözüne iliştikçe bir süre hatırlayacaksın, o kadar. Oysa o, bu kanırtmayı hep ruhunda hissedecek, çünkü kurtuluşu olmayan yaralarla yaşıyor. Kör Baykuş’un o giriş cümlesi geliyor aklına: … Read more

Sözün Ardı/Önü: 68 Yazdıkça Görülen: (12) Yok ki Yüzünden Başkası | Feridun Andaç

1./ Yas Kederin Dilinde Bundan sonrasını görmek için durup soluklanmalıyım. (*) Hayata oradan bakmaya başlıyorsun artık. Silici öfkelerden arındırıyorsun kendini. “Bir bakışsız kara,” demenin de mevsimi geçti. Sözünün gölgelediği zamanları unutmaktan yanasın. İnanmıştın, güvencini artıran duygu dilini yaratarak gitmiştin o “Kuzey Ülkesi”ne… Bu dünya inanmak için var, Bu sabah güneşi seni karşılamaya geldi. Her tınıda, … Read more

Sözün Ardı/Önü: 67 Yazdıkça Görülen: (11) Senin Suskun Göğünde | Feridun Andaç

                                                                                           “Neden kendi içimize kapanıp kalamıyoruz?”                                                                                          E.M.Cioran İlmek ilmek çözülen ne, durup buna bakıyorsunuz. Belki bir tutunamama hâli, bir nevi içkörlük durumu da diyebilirsiniz. Ama her yerde giderek gözlenen şu aslında: İğretilik! “Kök hafıza”dan yoksunluk! Hatta bunu bilememe, bunun ne menem bir şey olduğunu dahi anlamama durumu… Bu da ister istemez bir ömrün her … Read more

Sözün Ardı/Önü: 66 Yazdıkça Görülen: (10) Geceyi Unut, Günü Karşıla | Feridun Andaç

1./ Unutuşun Kalbinde Ne yazık ki karanlık bir zihnim yok. Nesneleri, kişileri, olayları, hatta bazı durumları saydamlık içinde görme, algılama, hatta sezinleme yanım var. Bugün de öyle oldu. Bildiğimi, hadi sezinlediğimi diyelim, gidip yerinde görmek istedim. Anlatırım ya derslerimde; “Kurgu, hakikati gölgeleyen gerçeği de aydınlatır,” diye. Tıpkı öyle olmuştu.                                             *** Pencerede silüeti beliren adam, … Read more

Sözün Ardı/Önü: 65 Yazdıkça Görülen: (9) Gittiğin yerde değilim | Feridun Andaç

Bu dili bir yerden tanıyorum. Bu yaban seslenişi. Kanırtan bakışı, kan ve gözyaşına bulanmış duyguyu. Şimdi, içindeki zehri taşıyan dili unutabilirsin. Yerle göğün buluştuğu kadim kentin izlerini de. Nerede ne varsa orada diyen o sufice sözü de unut. İnandırıcı gelmiyor ayinlerin, efsunlu duruşların. Kederi kedere tercih eden olmanın da faydası yok. Hadi, unut kendini. Nasılsa … Read more

Sözün Ardı/Önü: 64 Yazdıkça Görülen: (8) “Sımsıkı Sarıl Bana” | Feridun Andaç

Geçişsiz bir zamanın diliyle konuşamayız sizinle. Hele Clarisse’nin öyküsüne tanıksanız. Yazılan bir romana epigraf olarak şunu almıştın sen de: “Başlangıç, aynı zamanda bir tanrıdır ve insanlar arasında gezindiği sürece her şeyi kurtarır.” Öyleyse, “baştan başlayalım,” Clarisse gibi… Evet, fotoğraflara bakarak… En baştan, o sözlerin büyüsüyle yola alınan aşkın zamanlarına dönelim. Bir ev, ne zaman anlamını … Read more

Sözün Ardı/Önü: 63 Yazdıkça Görülen: (7) Gönül Kırgınlığıydı Zaman *  | Feridun Andaç

1./ Hatırlanan Bir Zamandan Arnavutköy’den her geçtiğimde, yavaşlar adımlarım. Dönüp Boğaziçi’nin bu en dar yerinden akıntıyı seyretmek yerine; dar ince uzun bir yolun beni çekip götürdüğü bir eve düşer aklım. O ev… Ve o evde anılarının mabedini simgeleyen bir salonda karşılıklı oturup saatlerce söyleştiğim bir insanı düşünürüm hep. Yıllar yıllar önce, karşısına geçip onunla konuşmaya … Read more

Sözün Ardı/Önü: 60 Yazdıkça Görülen: (5) Kapılardan Geçmek | Feridun Andaç

Sokaklara yolum düştüğünde kapılara dönerim yüzümü. Geçtiğim her evin kapısını merakla gözlerim. Renkleri, biçimleri, duvarlara yansıyan görünümleri evin, bir mekânın  her türle hallerini anlatır bana. Ben öyle sanırım! Sanmamın ötesinde her kapı yalnızca eve giriş/çıkışlar için değil insana dair birçok şeyi de hatırlattığı içindir belki de benim bu merakım. Kapı önleri, kapı eşikleri, kapı tokmakları…Ve … Read more