Mırılıtıdan Homurdanmaya: Sanatın Yeni Bağlamı |  Sinem Uğurlar

Ağustos 30, 2025

Mırılıtıdan Homurdanmaya: Sanatın Yeni Bağlamı |  Sinem Uğurlar

Giriş: Mırıltı ile Homurtu Arasında

Sanat tarihi boyunca estetik ifade, kimi zaman fısıldayan bir mırıltı gibi belirsiz ve çoğul bir çoşkuya, kimi zaman da homurdanan bir toplumsal huzursuzluğa yaslanmıştır. Pascal Gielen’in Sanatsal Çokluğun Mırıltısı (Norgunk, 2016) adlı çalışması bu iki uç arasında salınan çağdaş sanat üretimlerini küresel, siyasal ve ekonomik bağlamlarla birlikte okur. Sanat yalnızca estetik bir form değil, aynı zamanda küresel post-Fordist ekonominin, kimlik politikalarının ve görünmez ağların içinde şekillenen bir “kolektif bilinç sesi”dir. Bugün ise şu soruyla yüzleşiriz: Gerçekten nerede yaşıyoruz — maddi mekânda mı, yoksa sanalın yankılarında mı?


1. Küresel Sanatın Mırıltısı: Çoğulluk ve Belirsizlik

Mırıltı, belirgin olmayan ama her yerde hissedilen, kulağa uğultu gibi gelen bir çoğulluktur. Küresel sanatın sesi de böyledir: Tek bir merkezden değil, farklı coğrafyalardan, farklı dillerden, farklı travmalardan yükselen çokluk.

  • Bu mırıltı, sanatçının bireysel kimliğini aşarak küresel ölçekte kolektif bir yankı oluşturur.

  • Post-Fordist üretim koşullarında sanat, esnek emek modelleri, proje bazlı çalışmalar ve ağ-toplum yapılarıyla daha da parçalı hale gelir.

  • Dolayısıyla sanatın sesi artık tekil bir manifesto değil, sürekli çoğalan ve birbirine değen “mikro-politik titreşimler”dir.


2. Homurtuya Dönüşen Sanat: Kriz, Direniş, Politikleşme

Her mırıltı, bir noktada homurdanmaya dönüşebilir. Sessiz fısıltılar biriktiğinde, toplumsal bir huzursuzluk ve politik bir patlama doğar.

  • Küresel kapitalizmin baskısı altında sanat, sadece “güzellik” üretmez; aynı zamanda eleştiri, direniş ve kriz dili kurar.

  • Sanatçının stüdyosu, artık üretim mekânı değil; bir laboratuvar, bir forum, bir eylem alanıdır.

  • Gielen’in de işaret ettiği gibi sanat, siyasal söylemin görünmez arka planında bir “gürültü” işlevi görür: rahatsız eden, uyaran, sorgulatan.


3. Sanal Mekânda Gerçeklik: Nerede Yaşıyoruz?

Bugün sanatın sesi yalnızca müze ya da galeriden değil, dijital ağlardan, algoritmik filtrelerden, çevrimiçi performanslardan yükseliyor. Peki biz gerçekte nerede yaşıyoruz?

  • Sanat mekânı, fiziksel bir “white cube” ile sınırlı değil; aynı zamanda Instagram ekranı, NFT pazarları, sanal sergi salonları.

  • İzleyici, sanatın mırıltısını bedeniyle değil, ekran aracılığıyla duyar. Bu da hem yeni bir demokrasi hem de yeni bir yabancılaşma doğurur.

  • Sanal, gerçeğin yerine geçmez; ama gerçeğin katmanlarını çoğaltır. Dolayısıyla sanat, hem somut bir mekânda hem de sanal evrende çoklu bir varoluş sürdürür.


4. Felsefi ve Psikolojik Katmanlar

Sanatın yeni bağlamını anlamak, yalnızca sosyo-ekonomik analize değil, aynı zamanda psikolojik ve felsefi derinleşmeye ihtiyaç duyar:

  • Psikolojik olarak: Sanal ve gerçek arasında parçalanmış benlik, sanat üretimini bir “varoluş terapisi”ne dönüştürür.

  • Felsefi olarak: Sanat, Heidegger’in “Varlığın açığa çıkışı”na benzeyen bir işlev görür — ancak bu açığa çıkış artık ekran ışığında, kodlarla, piksel ve ses dalgalarıyla gerçekleşir.

  • Sanatın mırıltısı, bireysel bilinçaltıyla kolektif bilinçdışı arasında salınan bir ara-dil yaratır.


Sonuç: Mırıltıdan Homurdanmaya

Pascal Gielen’in ortaya koyduğu çerçeve, sanatın yalnızca estetik bir pratik olmadığını; aynı zamanda toplumsal, ekonomik ve dijital bağlamlarda yeniden tanımlanan bir “kolektif ses” olduğunu hatırlatır.
 Bugün sanat, mırıltıdan homurtuya giden yolda hem uysal bir arka plan sesi hem de sarsıcı bir başkaldırı olabilir. Bizler de şu ikilemin içinde yaşamaktayız: Gerçek mi, sanal mı? Belki de asıl mesele “nerede yaşadığımız” değil, hangi mırıltıya kulak verdiğimizdir.


Kaynakça Önerileri

  • Gielen, Pascal. Sanatsal Çokluğun Mırıltısı: Küresel Sanat, Siyaset ve Post-Fordizm. Norgunk Yayıncılık, 2016.

  • Bourriaud, Nicolas. İlişkisel Estetik. Bağlam Yayıncılık, 2005.

  • Rancière, Jacques. Estetiğin Paylaşımı. Metis Yayınları, 2010.

  • Bishop, Claire. Radical Museology, or What’s Contemporary in Museums of Contemporary Art? Koenig Books, 2013.

Yorum yapın