20. yüzyıl eşcinsel edebiyatının en eski örneklerinden biri

Kasım 24, 2021

20. yüzyıl eşcinsel edebiyatının en eski örneklerinden biri

Christa Winsloe’nun “Manuela” adlı kitabı, Sevda Deniz Karali çevirisiyle Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlandı.

Tanıtım bülteninden

1931 yılında Mädchen in Uniform adıyla ilk kez sinemaya uyarlanan kitap, 1958 yılında başrollerinde Romy Schneider ve Lilli Palmer ile yeniden uyarlanmış, bu film Alman klasikleri arasında yerini almıştır. Alman yazar Christa Winsloe’nun en bilinen eseri olan Manuela, 20. yüzyıl eşcinsel edebiyatın en eski örnekleri arasında olmasına rağmen birçok kaynakta yer almıyor. Ne var ki tarihte faşizmin kara listesine alınmış, tarihin kara günlerine gömülmeye çalışılmış her yazar gibi Christa Winsloe da hâlâ burada.

Lela merdivenlere kadar gitmiş, orada kalakalmıştı. Sağında bir pencere vardı. Uzaklarda komşu ağaçların tepeleri görülebiliyordu. Yurt bahçesini çevreleyen duvar gözükmüyordu bile. Bir kez daha ama bu sefer ilkinden çok daha güçlü bir şekilde, daha önce sanki hiç yaşamamış olduğu hissine kapıldı kız. İnsan yalnızca bu çözüme ulaşma hissine sahip olduğunda, yalnızca aslında orada değilmiş de bambaşka bir varlığa karışıvermiş gibi olduğunda tamamlanabiliyordu. Merdivenleri indiğinde yeniden yalnızca Lela olacaktı kız ama bunu istemiyordu. Elleriyle beyaz keten bezini tutup bu soğuk kumaşı göğsüne bastırdı; rüya görmediğini kanıtlamaya çalışıyordu kendine. Odanın ve kadının kokusu üzerinden gitmesin diye, gerçek olmuş hiçbir şey bozulmasın diye hareket etmek bile istemiyordu. Dikkatlice basamak basamak inip bir şeyler değişti mi diye bakmak için durdu. Hayır, değişmemişti. Aşağı iniyordu ama aslında yukarıdaki odadaydı, sandalyede oturuyordu, kolları Fräulein von Bernburg’a dolanmıştı. Gerçek gerçeklik buydu işte. Aşağı inen, dolap odasına giden, dolabını açan o değildi, bir rüyaydı aslında.

Yazar hakkında

23 Aralık 1888’de Almanya’nın Darmstadt şehrinde dünyaya gelen Christa Winsloe, annesinin ölümünün ardından Potsdam’daki, ardından İsviçre’deki bir yatılı okula gönderildi. 1909 yılında Münih’te sanat okumaya başlayan Winsloe, 1913 yılında varlıklı bir Macar olan Baron Lajos Hatvany ile evlendi. Evliliklerinin yürümemesi üzerine Winsloe 1922 yılında Berlin’e dönüp heykeltıraş ve yazar olarak çalışmaya başladı ve 1924’te boşanmalarının ardından Münih’e taşındı. 1930 yılında Ritter Nérestan (Şövalye Nérestan) adlı tiyatro oyunu Leipzig’de sahnelendi. Ardından Berlin’de oynanan oyuna bu defa Gestern und Heute (Dün ve Bugün) adı verildi. 1931 yılında filme uyarlanan eser, ünlü Mädchen in Uniform (Üniformalı Kızlar) ismini böylece aldı. Filmin ardından roman olarak düzenlenen kitap ise Das Mädchen Manuela (Manuela Adlı Kız) olarak adlandırıldı. 1932 yılında bir gazeteci ve ilk Nazi muhaliflerinden olan Dorothy Thompson’a âşık olan Winsloe onunla birlikte New York’a gitti. İlişkilerinin bitmesinin ardından Avrupa’ya dönen Winsloe, Naziler tarafından kara listeye alındığından eserleri ancak yabancı ülkelerde basılabiliyordu. 1940 yılında partneri İsviçreli yazar Simone Gentet ile Fransa’nın güneyine yerleşti. II. Dünya Savaşı sırasında İsviçre’ye geçmeye çalışan kaçakları evinde barındıran Winsloe, Almanya’ya dönmek istiyordu. Winsloe ile Gentet, Almanya’ya geçiş vizesi almaya çalışırlarken Fransa’nın Cluny bölgesi yakınlarındaki bir ormanda 10 Haziran 1944’te vurularak öldürüldü.

edebiyathaber.net (24 Kasım 2021)

Yorum yapın